"Seninle tekrar görüşebilir miyiz?" diye sordu. Sesinde sevimli bir gerginlik vardı. Gülümsedim. "Tabii." "Yarın olur mu?" "Sabırlı ol, çekirge," diye nasihat verdim. "Aşırı istekli görünmek istemezsin." "Evet, zaten o yüzden yarın dedim," dedi. "Seni bu akşam yine görmek istiyorum ama tüm gece ve yarının büyük kısmını beklemeye razıyım." Gözlerimi devirdim. "Ciddiyim," dedi. "Beni tanımıyorsun bile," dedim. Konsolda duran kitabı aldım. "Bunu bitirdiğimde seni arasam olmaz mı?" "Ama cep telefonu numaram sende yok," dedi. "Kitabın içine yazdığından şüpheleniyorum." O şapşal gülümseme yüzüne yayılıverdi. "Bir de birbirimizi tanımıyoruz diyorsun."
Bu dünyadaki herkes temelde yalnızdır. Zordur, fakat öyledir ve bununla yüzleşmemiz gerekiyor. Bu yüzden kendi düşüncelerime sahip olmak ve kendi rüyalarımı görmek istiyorum. Senin de kendine ait düşünce ve rüyaların olmalı. Rüyalarımdan çıkmanı istiyorum. Senden hoşlanmadığım için değil, hepimiz için iyiyi istediğim için, kendim ve senin için. Hayatta kendi rüyaların olmalı. Bunu anlayabilirsin.
Reklam
"Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse sen bir de ötekini düşün." Nutkum tutulmuştu. "Hangi öteki güneşi, Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek." "Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten."
"Bir gelin kaynanasıyla hiç geçinemiyor. Araları o kadar kötü ki gelin aktara gidip durumu anlatıyor: 'Onu mutlaka zehirlemeliyim ama bana öyle bir zehir ver ki, kimse fark etmesin' Yaşlı aktar geline bir toz vermiş. 'Bunu her gün yemeğine çok az karıştır, fakat aranı çok düzgün tut, gülümse, iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin' demiş. Kızgın gelin kaynanasının her yemeğine muntazam o beyaz tozdan karıştırıp, bir ay ömrü kalan kaynanasına çok iyi davranmaya başlamış. Aradan bir ay geçince tekrar aktara gelmiş gelin: 'Bu zehrin panzehirini istiyorum. Zehirlediğimi anlamasın diye kayınvalideme farklı davranmaya, gülümsemeye ve saygı göstermeye başladım. Bu sefer onun da bana tavrı değişti, çok iyi bir insan oldu. Şimdi benim en iyi dostum. Onun ölmesine müsaade edemem.' Yaşlı aktar cevap vermiş: 'Panzehire ihtiyaç yok. Sana verdiğim zehir sadece tuzdu. O bir parça tuz, bugüne kadar kaç insanın arasını düzeltti
Küçük Kara Balık 'Hayır anne!' demiş, 'Ben artık bu gezintilerden bıktım usandım. Başka yerlerde neler olduğunu görmek için yola koyulup gitmek istiyorum. Sen belki de bu sözleri başkaları küçük balığa öğretti diye düşünüyorsun. Ama bilmelisin ki, ben uzun zamandır bunu düşünüyorum. Tabii diğerlerinden de çok şey öğrendim. Örneğin şunu öğrendim ki, balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp beddua ederler, herkesten şikâyet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?'
Her neyse, o manyak topun yanında kıçım dona dona dikiliyor ve maça bakıyordum. Yalnız, maçı pek izlemiyordum. Orada öyle takılmamın nedeni; kendimce bir çeşit veda duygusu yaşamaya çalışmamdı. Birçok okuldan, birçok yerden ayrıldım, ayrıldığımı anlayamadım. Bundan nefret ediyorum. Ayrılışlarım acıklı, hatta kötü olabilir, ama bir yerden artık ayrılıyorsam bunu anlamak istiyorum. Bunu anlamadığınız zaman kendinizi daha kötü hissediyorsunuz.
Reklam
Biraz Huzur Verın Yeter Hayalini kurduğum hayattan çok uzaktayım. Artık bıraz huzur verin bana, yokmuşum gibi davranın, beni görmezdenden gelin. Çünkü varlığımı hissettiğinizde, canı yanan sadece ben oluyorum. Ne zaman kendi hayatımı yaşamak istesem, ne zaman tatlı bir delilik yapmaya kalkışsam ya da ne zaman toparlanıp kendi mutluluğum için savaşmak istesem, başarmama engel olmak uğruna adeta etten duvarlar örüyorsunuz karşımda. Sevmekten de yorulabilirmiş kalp anladım. Ve bunu öğreten yine siz sevdiklerimdiniz. Beklediğimde gelmeyenlerin, vazgeçtiğimde bir heykel misali karşımda durmaları son treni kaçırmak gibi, artık adınızı hatırlamayacak kadar uzak olun, beni işlenmemesi gereken en büyük günahlardan bilin. Hayalini kurduğum hayata koşmak istiyorum ve biliyorum sizlerin gidip gelmeleri olmasa ben mutluluğa yetişeceğim.
“Muharrem Ertaş'ı dinliyorum. Sadece bunu istiyorum ölünceye kadar Gözlerimle tadarım, dinleyişini dinler Seninle, içindekilerle, söylediklerinle uyurum. Sen de uyursan....''
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.