Bünyamin Müftüoğlu

Bünyamin Müftüoğlu bir yorumu yanıtladı.
Cumhuriyet yönetiminde insanlar eşittir. İstibdat yönetiminde de insanlar eşittir. İnsanlar cumhuriyette her şey, istibdatta ise birer hiç oldukları için eşittir.
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, IV. Basım (2019), Çeviren: Berna GünenKitabı okudu
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
'Eşitlik' bir avunma sözcüğü. Tarih boyu asla, bahsedilen eşitlik olmamıştır, olacağını da beklemek nafile. Burası cennet değil, 'süper cumhuriyet' olsa da eşitlik olmayacak. Dünyanın 'dünya' olma doğasına ters. Bu nedenle, 'eşitlik' sözcüğü ancak politikacıların işine yarar.
Bünyamin Müftüoğlu okurunun profil resmi
"Adaletin Türkiye'deki gibi dağıtılması gerektiğini orada burada sürekli işitiyoruz. Ne yani, bilgili insanlar için bu denli önemli bir dünya meselesini, bütün halklar içinde en cahili mi apaçık kavramıştır?" Yazar bunu söyledikten sonra aynı başlık altında eşitlikle ilgili bu sözler üzerinde duruyor. Aslında demek istediği şu "Sizin överek yere göğe sığdıramadığınız Osmanlının istibdat yönetiminde insanlar birer hiç oldukları için eşittir." Eşitliğin olabileceğine inanmak aslında politikacılar dışında insanlara da yarar, en azından avunur insanoğlu.
Reklam
Bünyamin Müftüoğlu bir yorumu yanıtladı.
303 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Albert Camus'nün felsefe anlayışı, dünya ve siyasi görüşü, dine yaklaşımı bir kenara bırakılırsa kitabı bir cümleyle özetleyebilirim: "Cezayir'in Oran şehrinde 194... yılında yaşanan veba salgını anlatılıyor." Ama durum öyle değil... Camus, ne veba hastalığını açıklayacak bir tıp doktoru, ne de 1940-1949 yılları arasında Cezayir'de
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202019,9bin okunma
Şevkets okurunun profil resmi
İncelemeniz okumayanlara ufuk açacak, okuyanlara da "haaaa şim-di anladıııım" dedirttirecek cinsten. Kaleminize sağlık 👏👏👏
Bünyamin Müftüoğlu bir yorumu yanıtladı.
MS 165-180 arasında Roma İmparatorluğu'nda, Orta Asya ve Çin'den gelen ticaret yollarının odak noktası olan Mezopotamya'da savaşan askerlerden yayılan dehşetli bir salgın vardı. İkinci salgın, 251-266'da görüldü. Çin de 161-162'de kuzeybatı eyaletlerindeki orduda baş gösteren büyük bir salgına maruz kaldı. Bu salgın, bu tarihte Roma İmparatorluğu'nu etkileyen hastalıkla muhtemelen aynı olduğunu ve onun da Avrasya ticaret yolları üzerinden yayıldığını akla getirmektedir. Kısa bir süre sonra, 310 ile 322 arasında Çin'in neredeyse tamamı, birçok yerde belki de halkın üçte birinin öldüğü iki büyük salgının etkisi altında kaldı.
Sayfa 243 - Alfa Yayıncılık, 1. Basım (2011), Çeviren: Eşref Bengi ÖzbilenKitabı okudu
❣Fatoş❣ okurunun profil resmi
O salgın yine kapıda... 😔😓

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bünyamin Müftüoğlu bir yorumu yanıtladı.
297 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Kerem aldı sazı eline. Yârin, ayrılığın, gurbetin, ölümün türküsünü söyledi. İsfahan'da bir padişahın oğluydu. Âşık oldu bir keşişin kızına. Yandı Kerem... Kalem kaşlı, âhu gözlü, şahin bakışlı, elma yanaklı, fındık burunlu, dudu dilli, bal dudaklı, sırma saçlı, fidan boylu, ince belli, al yazmalı, yeşil fistanlı Aslı'nın türküsünü söyledi. Evleneceklerdi, ama vermedi Aslı'yı keşiş babası. Kızıyla birlikte göçtü İsfahan'dan, kaçtı, Kerem bulamasın diye il il dolaştı. Kerem peşlerinden kovaladı, aradı, taradı bulamadı. Yandı ha yandı... Aldı sazı eline dağlara sordu, ovalara sordu, şehirdeki beylere, yoldaki taşlara, ağaçlara, ceylanlara, ırmaklara, denizlere, havadaki turnalara, bulutlara sordu. Bulamadı. Sevda yüzünden tutuştu, yandı, kül oldu. Kerem'in nârı sevdiğini yaktı, derdi dinleyeni yaktı. Aşkı, türküleri dillere destan oldu, İran'dan Turan'a yayıldı, cem-i cümle âşıkların pîri oldu. Yıllar sonra Anadolu'dan nice âşıklar türedi, hepsi aldı sazı eline, Kerem'in türkülerini söyledi. Söyleyen yandı, dinleyen yandı... Yandı ha yandı... İyi okumalar...
Kerem ile Aslı
Kerem ile AslıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,302 okunma
Bu yorum görüntülenemiyor
312 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.