Afrika'da birçok liderin ipi çekilecek. Petrolü yönetenler yeni dünya düzeninde istenmiyorlar. Petrolü yöneten ABD isteniyor. Bu yüzden her noktada adım atıyor, her yönden bağları geliştiriyoruz ki Libya da bu bağlamda önemli. Libya ile ileride yapılacak antlaşmalar için yeni düzende şimdiden yer etmemiz lazım. Bunun için de Baba filmindeki kural işleyecek; ona iyilik yap ki sana iyilik borcu olsun. Burada baba rolü Türkiye'ye ait. Libya ile aramız iyi olmalı veya ileride Libya'da düzen değişirse bizden olan ekibi başa geçirmeliyiz. Bunun için de askerî güçle teşkilatlanmak lazım. İşte, Dayı ve ekibi burada devreye girecek ve Türk Devleti'nin etkisini göstermeden zemini hazırlayacak. Böylece gözümüzü tümden Libya'ya çevirdiğimiz anlaşılmayacak. Zemin hazır olduğunda Türk Devleti sadece silah desteği vermeye başlayacak. Uyuyan hücreler de o zaman uyandırılacak. Elbette sadece silah desteği ile düzen değişmeyecek. Zaten kimse de bundan şüphelenmeyecek. Çünkü Türk hükümetinin karşısında olan partiye daha fazla silah desteği veriliyor. Bizim farkımız ise bu toprakları çok önceden tanıyor olmamız ve zemini de önceden hazırlamış olmamız olacak. Kısacası zamanı geldiğinde Libyada tüm dengeyi değiştirecek olan silahlar değil, siz olacaksınız.
Tek sözcükle, uzun yaşamak için duygularımızı öldürmemiz ya da genç ölmek için tutkuların eziyetini kabullenmemiz gerek, işte işin kırılma noktası burada.
"Evrenin yaratılışı hakkındaki bilgiler, çeşitli şiirlerin giriş kısımlarından alınmıştır. Bu yazılara göre ilk önce büyük bir karışıklık gerçekleşiyor ve her tarafı şu kaplıyor. Bu suyun Namma adlı bir tanrıçası vardı. Bu tanrıça bu sudan bir dağ çıkarıyor. Bu dağın üstü gök, altı yerdir. Bu ikisinin birleşmesinden Hava Tanrısı Enlil oluyor. Enlil bu dağı ikiye ayırıyor ve üstünü Gök Tanrısı An, altını da Yer Tanrıçası Ninki ile Enlil alıyorlar. Yer dişi olarak algılanıyor. Böylece yer, gök ve hava yaratılmış oluyor. Enlil adındaki lil hava, soluk ve ruh anlamına gelmektedir. Genişleyen hareket eden bir varlık olan lil bizim atmosferimizle özdeş. İlginç olanı, tanrının yazdırdığına inanılan hiçbir din kitabında, havadan söz edilmemesidir. Güneş, ay, gezegenler ve yıldızların hemen hepsi aynı maddeden oluşmuşlar, fakat ayrıca çeşitli aydınlatma ile donatılmışlar. Gök ve yeri her taraftan kuşatan bir deniz vardı ki, hepsi bunun içinde sanki hareket etmeden duruyorlardı.
Gök, kubbe şeklinde tek bir maddeyle örtülmüş olarak algılanmış. Bu maddenin ne olduğu bilinmiyor. Fakat Sumerliler kalaya gök madeni dediklerine göre belki göğü kalaydan oluşmuş gibi düşünmüşlerdir. Göğe büyük yüksek, deniyor. Burada gök ve yeryüzü tanrıları oturuyor. Yer de, yeryüzü ile onun altından oluşuyor ki, buna da büyük aşağı deniyor. Burada da yeraltı tanrıları bulunuyor."
Bismillahirrahmanirrahim
Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz. Bakara 154. Ayet
"Tarihe insana ve hayata dair ne varsa yok ettiler."
"Burada herkes eline ne geçiyorsa onunla savunur memleketini."
"Bu ümmetin onurunu taşıyan küçücük bedenler yıldızlar gibi dökülüyor bahçeye."
Eserden bir kaç kıymetli alıntı ile acizane üzülerek bir inceleme yapmaya niyet ettim.
Keşke bu soykırım olmasaydı bu acılar olmasaydı da kitaplara konu olmasaydı, bizlerde bu incelemeleri yapmasaydık...
Fakat olanlar böyle ve bizde eser hakkında konuşuyoruz.
Eser; çizimler ve yer mekan ve kişilerin hikayelerini konu almış Gazze'de ve yıllardır Filistin'de olan zulmü bir çok şekilde kalplere dokunarak anlatmış, kitapta bir çok kişinin emeği olmuştur. Allah onlardan razı olsun.
Bizler okuyalım bil hassa çocuklara okutalım, onlar için daha açıklayıcı ve anlatımı iyi olan bir eser. Çocuklarımız bunları okudukça bu davayı ve şuurunu kalplerinde taşısınlar İmanın ne demek olduğunu Filistin hakkından görsünler...
Burada Medlerin ırki kimliği gibi kısır bir tartışmayı gereksiz gördük. Bütün deliller ortada. Dil kalıntıları kıttır ve en açık oldukları yerde Türklerin atalarıyla alakayı gösteriyorlar.