Başımdan geçenle aklımdan geçenin karıştığı bu dünyada, madem günde beş vakit kalkıp sana baktım, madem dünyanın bu kadar sabahına ben uyandım, ben uyudum bu kadar uykusunu. Doldurduğum rüzgarla üfleyeceğim sözlerimi, diyelim fena, diyelim feci. tamam olmak küfür tamam etmekse, haşa. Bir ömür ağrıma gitse de dünyadan oluşmuş harfler, yarım dalgın ve kusurlu geldim buraya. Ben iyiyim de kalbim delik. Ben iyiyim de burası yıkık. Ben iyiyim de çevrem kötü diye tarif edildim her yerde. bu kesmediğim şeyleri uzatıyorum sanmanızdaki, uzun kusur. Bu kalbinizin kenarındaki yavaşlık.. cümlelerimi yarım, beni duman eden her neyse. Günde beş vakit kalkıp sana döndüm Dünyanın tüm bekleme yerlerini gördüm.
İnsanlar kendilerinden o kadar uzaklaşmış ki, buraya neden geldiklerinin bile farkında değiller. Hele bir de ait olmadıkları bir eğitim alsınlar, üniversitede falan... İyice kafa karışıyor. Kendileri olmadıkları için sürekli değişip başka birisi olmaya çalışıyorlar ama hayat hepimizden daha akıllı, başkası olmamıza da izin vermiyor. Sürekli şekil değiştiren yaratıklar haline geliyoruz, ta ki kendimize geri dönene... Ya da ölene kadar,
Sayfa 66 - EverestKitabı okudu
Reklam
Rin kollarını açtı. "Gel buraya," dedi. Nezha ona sarıldı. Rin onun başını göğsüne çekip çenesini kafasının tepesine yasladı ve sessizce nefeslerini saydı. Onu çok özleyecekti. "Seni zavallı," dedi. "Neden bahsediyorsun?" diye sordu Nezha. Rin ona daha sıkı sarıldı. Bu ânın bitmesini istemiyordu. Gitmek zorunda olmak istemiyordu. "Dünyanın seni incitmesini istemiyorum, o kadar."
Sayfa 522
320 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
#kitapyorumu #seldaileoku #lanetlikış GEÇMİŞİN ÜSTÜNÜ ÖRTTÜĞÜ SIRLAR AÇIĞA ÇIKIYOR. . Ailenizden size miras olarak bir ev kalıyor. O evi pansiyon olarak çalıştırmak istiyorsunuz. Yalnız, evin bir odasının kapısı süngülenerek kapatılmış. Herşey buraya kadar düşündürücü geldi değil mi? Üstelik her gece kırt, kırt, kırt diye bir ses duyuyorsunuz. Bu
Lanetli Kış
Lanetli KışWendy Webb · Otantik Kitap · 202423 okunma
Allah'ın verdiği nimetlerden olduğu kadar imtihanlardan da razı olmak gerekir.Sen Allah'tan razıysan Allah da senden razıdır.Onun için sufiler "Allah'ı sev ki O'nun sevgi alanına gir"derler.O'nu arayanlar bulurlar.O'nu herkes bulur denilmiyor.Bulmanın şartı talip olmaktır,aramaktır.Aramazsan nasıl bulacaksın. Hadis-i kudsîde buyrulur.“kim bana talip olursa beni sonunda bulur.(Men talebenî vecedenî) Kim bana giden yolu bulursa beni tanımaya başlar.(ve men vecedenî arafenî).Beni tanımaya başlayan beni sevmeye başlar(ve men arafenî ehabbenî).”Basamak basamak ilerletiyor.Önce talip olacaksın, isteyeceksin.Sonra o yolu bulacaksın,o yolu bulduktan sonra sevmeye başlarsın.Sevme noktası:“Kim beni bilirse,beni sever(Men arafenî ehabbenî).Kim beni severse bana âşık olur(ve men ehabbenî aşakanî).” Buraya kadar devreye girmiyor,senden adım atmanı bekliyor,senden gelmeni bekliyor,belirli merhaleleri kat etmeni bekliyor.Sen onu geçtikten sonra da O,devreye girerek diyor ki:“Kim bana âşık olursa ben de ona âşık olurum(ve men aşakanî aşaktuhû).”Devreye giriyor.İşte aşk hikayesi burada başlıyor! Ama sonu,tehlikeli bir aşk hikâyesi bu:“Ben kime âşık olursam onu öldürürüm(ve men aşaktuhü kateltuhû).“Tabii bu ölüm fizikî bir ölüm değil. Onu kendinde öldürme,kendinde fânî etme,âşığın maşukta erimesi olarak tarif ediyoruz bu merhaleyi.Âşığın maşukta erimesi...“Ve ben kimi öldürürsem onun diyetini öderim (Men kateltuhû ve fe aleyye diyetuhû).kim diyetini ödemek benim üzerime vacip olursa onun diyeti,bizzat benim (Ve men aleyye diyetuhû fe ene diyetuhû)”diyor, karşılığında kendisini veriyor.
96 syf.
·
Not rated
Gamze Güller, öykülerini okumayı en çok sevdiğim yazarlardan biri. 2013 yılında Orhan Kemal öykü ödülüne layık görülen yazarın son öykü kitabı Zürafanın Bildiği, Everest yayınları tarafından yayımlanarak okuyucuyla buluştu. On üç öyküden oluşan eser, metinler arası özellikler, rüyalar ve birçok öyküde yer alan hayvanlarla okuyucusunun hayal gücünü tekinsiz bir mecraya sürüklüyor. Etkileyici iki küçürek öykünün yer aldığı eserde anonim Türk edebiyatını ürünlerinden de yararlanıyor Gamze Güller. Kitap, samimi dili ve farklı biçim özellikleri ile öne çıkıyor. Sen diliyle yazılan “Kafes” öyküsü eserdeki alegorik öykülerden biri. Hayvanlardan yola çıkarak insanın sıkışmışlığını anlatıyor bize yazar. Kimi zaman trende, kimi zaman arabada, ya da evde oluşan kafeslerimizi hatırlatıyor. Modern hayatın hengâmesinden sıkılanların, iletişim sorunu yaşayanların, yılgınların, kabukları içine gizlenmeyi yeğleyenlerin, sessizliği seçenlerin, yoksulların, toplum kabullerine boyun eğip bir türlü kendi olamayanların ve dilsiz dostlarımızın sesi oluyor Gamze Güller. “Sen bu kafese getirilip konulmadın da kafes senin etrafına inşa edildi sanki. O kadar senin. O kadar senin değil. Çıkmak istiyorsun, her gün çıkmak istiyorsun buradan. Ama uğraşacak gücün yok. Sen mi buraya aitsin yoksa kafes mi?”s.46
Zürafanın Bildiği
Zürafanın BildiğiGamze Güller · Everest Yayınları · 202421 okunma
Reklam
Masal
Yedinci oğul büyümüştü baka baka ağaçlara Baharın yazın güzün kışın sırrına ermişti ağaçlarda Bir alinyazısı gibiydi kuruyan yapraklar onda Bir de o talihini denemek istedi Bir şafak vakti Batıya erdi En büyük Batı kentinin en büyük meydanında Durdu ve Allah'a yakardı önce Kendisini değistiremesinler diye Sonra ansızın ona bir ilham geldi Ve
Hepimizi buraya davet etmesinin bir nedeni vardı. Sadece tatilin tadını çıkarıp sonra da eve dönmeyecektik. Sanırım bunu hepimiz biliyorduk. Asıl soru ise şuydu: Ne kadar ileri gitmek istiyordu?
Artemis
"Devam et. Hadi çabuk, acele et, düşünmeye devam et. Bir tek şeyi düşünmek ya da algılamak bir şeydir, ama bir kez sindirildi mi pek az bir şeydir; sadece temele ulaşmak demektir, elbette çoğunluk buraya kadar bile gelemez. Ama önemli olan, zor olan, zahmete değen ve en çok zahmet gerektiren, devam etmektir; gerekenin ötesinde düşünmeye ve bakmaya devam etmek; artık düşünecek ya da bakacak bir şey kalmadığı, dizinin tamamlandığı, devam etmenin vakit kaybetmek olacağı hissine kapıldığında devam etmektir. Önemli olan hep orada, kaybedilen vakittedir, karşılıksız olanda, fuzuli görünendedir, insanın tatmin olduğu ya da çoğu kez kendi bile fark etmeden yorulup teslim olduğu çizginin ötesindedir. Artık hiçbir şey olamayacağını düşündüğü yerdedir. Onun için devam et bakalım, başka ne geliyor aklına, nasıl bir argümanın var, ne sunabilirsin, ne var başka elinde, söyle. Düşünmeye devam et, çabuk, durma, hadi, devam et."
Sayfa 241 - MetisKitabı okuyor
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.