Müşterilerden biri kibirli tavır takınacak olsa“Ukaladümbeleği!” ya da “Burnu havada!” demek yerine “Herif sanki kendi boku kokmazmış gibi davranıyor!” deyiverirdi.
Dostoyevski... Hayatı, kitapları, kitaplarındaki karakterleri her biri kendi içinde ayrı bir dünya barındıran yazar. Bu dünyanın kıyısından köşesinden girmeye çalışan biz okurlar. Dostoyevski'yi ne kadar okusak ne kadar anlasak az. Yetmiyor sanki. Bu ay iki kitabını okudum ama acaba bu sayıyı üçe mi çıkarsaydım dedim.
Evet, Dostoyevski'yle ilgili içimi döktükten sonra kahkahalarla okuduğum Tatsız Bir Olay adındaki uzun öyküsüne gelelim. Öykümüz Rus Edebiyatı'nın en önemli mekânlarından biri olan Petersburg'ta geçiyor. Kahramanımız burnu havada, kendini Kaf Dağı'nda gören bir general. Tesadüflerin de etkisiyle rütbesinin altında çalışan memur Pseldonimov'un düğününe davet edilmeden gidiyor. Amacı oradaki insanlar tarafından pohpohlanmak, sözlerine ne kadar itibar ettiklerini görmek ama olaylar onun hayal ettiği gibi olmuyor general kaş yapayım derken göz çıkarıyor ve trajikomik olaylar yakasını bırakmıyor. General, saygı görmek amacıyla gittiği düğünde alay konusu oluyor.
Dostoyevski, bu öyküsünde ast-üst ilişkisine bir eleştiri getiriyor. Alt tabakaya üstünlük sağlamaya çalışan kodaman kesimi yerden yere vuruyor. Eğlenerek okuduğum bir kitap oldu. Herkese tavsiye ederim.
Tatsız Bir OlayFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20205.1k okunma
“Fazlasıyla ince ruhlu, devamlı ezilen bir babanın, onun gibi ezik, boyun eğen çocuğu olmak yerine taş gibi katı, burnu havada olmak istedi. Hepsi bu.”
Okuduğum Steinbeck eserleri arasında en az beğendiğim kitap Sardalye Sokağı oldu maalesef. Hatta Cennetin Doğusunu yazan adamla Sardalye Sokağını yazan kişi aynı kişi mi diye bile düşündüm bir ara. Neden beğenmedin diye soracak oluranız, bu kitapta bir hikaye yok. yani giriş, gelişme, sonuç sıralamasını göremiyorsunuz. En başta bize Sardalye Sokağını anlatıyor Steinbeck sonrasında ise ne anlattığı meçhul. Pek birşey anlatmıyor. 1930'ların Amerikasında yaşayan dünyaları küçük insanların (ki o zamanın Amerikalıları bugünün Amerikalıları gibi şımarık ve burnu havada değil, kendi halinde mütevazi insanlar) hayatından kısa bir kesit sunuyor bize Steinbeck. Gene yoksul insanlar kitabın baş kahramanı ama bu kez bize anlatacak bir hikayeleri yok maalesef. Bu sebeple üçlemenin diğer kitapları olan Yukarı Mahalle ve Tatlı Perşembe'yi de okumayı düşünmüyorum. Ama Steinbeck'in diğer eserlerini okuyacağım mesela Bitmeyen Kavga ya da Ay Battı. Steinbeck bu riske değer. Sonuş olarak ilgi alanım olan 1930 dönemi Amerikasını Steinbeck ağzından dinlemek ayrı bir keyif oluyor benim için.
Sardalye SokağıJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20173,086 okunma