Cemal Oğuz Öcal (1913-1971), İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirir (1935). Öğretmenlik yapar. Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümüne girer. 3 Mayıs 1944 Turancılık olaylarında Serdengeçti ile birlikte tutuklanır; okuldan kaydı silinir. Berat edince 1947'de öğretmenliğe döner. Heceyle milli, hamasi şiirler yazar. Serdengeçti ile önceden
21. yüzyıl Türk şiirinin Mona Lisa’sı Yaşasaydı bu ay 50 yaşına girecekti Didem Madak. Korona filan derken evde kutlayacaktı doğum gününü. Ama işte hayat... Gelin biz kutlayalım. Onu anarak, Metis Yayınları’ndan çıkan şiirlerini, Solmaz Zelyüt imzalı “Didem Madak’ı Okumak” kitabını okuyarak. Dilimizde pul biber acısıyla. Ama hayata ikna
Reklam
Ne zaman 40’lı yılları yazsam, o yıllara bayılanlar sövüp saymaya başlıyor. Biraz vicdanlıları, “Bırak geçmişi, bugüne gel” falan diyorlar. Bilmiyorlar ki, dünü bilmeyen bugünü kavrayamaz! Evet, 40’lı yıllar… Ezansızlık-Kur’ansızlık bir yana, bu yıllar, halk ekseriyetinin sırtına ceket, ayağına çarık (potin zaten nadirdir), kursağına ekmek,
Fatih Sultan Mehmed Han'ın ömrü, muazzam ideallerin gerçekleştirilmesi yolunda büyük gayretlerle geçmiştir. O, bizzat katıldığı 25 harbin yanında îmar faaliyetlerinden ve ilmî gayretlerden de geri kalmamış, bu sahalarda da dâimâ en zirveyi yakalamıştır. Husûsiyle İstanbul'un îmârına ehemmiyet veren Fâtih, saray, câmiler, medreseler, imâretler, su kemerleri, çarşılar, vakıflar ile hamamlardan başka, şehrin çeşitli yerlerinde dört bin dükkân yaptırarak vakfetmiştir. Büyük câmilerin yanındaki medreseler hâricinde 24 medrese, 12 han, 40 çeşme ve Halkalı su tesisleri ile iki gemi tersanesi ve kışla, Fâtih devri eserlerindendir. Fâtih, bunlara ilaveten Bursa'da 37, Edirne'de 28, diğer şehirlerde de 60 câmi inşa ettirmiştir. Onun en son seferi, kendisinin her zaman söylediği: "-Nereye gittiğimi sakalımın bir kılı bile bilecek olsa, onu koparıp atardım!.." ifadesi üzere herkesten gizli idi. Üç yüz bin kişilik muhteşem bir ordu ile yola çıkmıştı. Ancak henüz yolun başındayken zehirlendi ve Gebze'de şehîden vefat etti. Daha evvel de on dört defa Venedikliler tarafından zehirlenmek istenmiş, fakat hepsi de bertaraf edilmişti. En sonuncu zehirlenme ise, takdîr-i ilâhi olarak fark edilemedi ve koca Sultan, Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in müjdesine ilaveten bir de şehadet mertebesine nâil olarak şehîden Rabbine kavuştu. Rahmetullahi aleyh!..
Sayfa 138 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
458 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.