238 syf.
·
Not rated
. . . PUSLU KITALAR ATLASI . . .
Hayal mi gerçek? Gerçek mi hayal? İkisi de mi gerçek? İkisi de mi hayal? . . . Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048.4k okunma
Hiç zahirden kopmadan, batınî yorum yapandır İbn-i Arabi… Büyük şeyhe dikkat edin ! Batını hep zahire bağlar. Secde yedi uzuv üzeredir ve önemine binaen başat olan Secdede yüz temasıdır zira hayat, görme ve duyma ile bilgiye dayanır. Duyma ve görme, ilim karşısında özel bir ilgiye sahiptir. Bu sebeble yüzün secdesi şarttır. Hayat sıfatı , özü gereği diğer sıfat ve isimlerden üstün ve yüce olmayı gerektirir. Diğer sıfatlar ise hayat sıfatına bağlıdır. Alın, tek bir parça gibi buruna bağlanmaktadır. Hayat ilime, alın ise buruna özdeştir. Secde hem alın hem de burun ile yapılandır. Burun beden için soluma organıdır , solumak ise canlılığın ilkesidir. Bu sebeble el HAYY ( hayat ) esması ile yakın ilişkisi vardır. Alın 1.cil olsa da burun ile birlikte tek kemiktir lakin Burun ise kemik değil kıkırdak hükmünde olup saf kemik değildir. Bu sebeble secdede alın burundan ayrı ayrı düşünülemez… Tıpkı, Allah ın yedi esmasında el HAYY esmasının esas olması gibi, Zira İzzet ve üstünlük özelliği el HAYY esmasına aittir. İbn-i Arabi okumaları,
Reklam
Namazda ayakta iken secde yerine, rükûda iken ayaklara, secdede iken burun ucuna, otururken iki elin arasına bakılmalıdır. Bu söylenen yerlere bakıp da gözler etrafa kaymazsa, namazda huşû halı hâsıl olabilir ve kalp, dünya düşüncelerinden kurtulabilir.
Sayfa 25 - Işık yayınlarıKitabı okudu
…Rab, ateşi uzandı ve kor halindeki alevlerden şeytanı yarattı. Onun ateş kızılı saçları, alnının ortasından çıkmış boğum boğum bir boynuzu, kırak ve dalgalı bir kuyruğu vardı; nefesi küf kokardı ki onun burun deliklerinden biri kapalıydı. Bu haliyle tüm meleklerden farklıydı ve ayrıcalığının farkındaydı. Kendinden üstün bir tek Rabb’i bilirdi; O ki yaratıcıya sonsuz bir aşkla bağlıydı, varlığını Rabb’in hizmetine adamıştı. Ve gün geldi Rab, suyla kırılmış topraktan insanı yarattı. Bu ilk insanın adı Adem’di; O Yaradan’ın Suretinden gelendi. Ve Rab, melekleri bu yeni gelinin önünde secdeye çağırdı. Şeytan haricinde tüm melekler Rabb’in emrine boyun eğdiler; Adem’in önünde secdeye vardılar. Oysa şeytan buna itiraz etti, ilk kez Rabb’in buyruğuna karşı geldi: “Çamurdan olma bir varlığa secde etmeyi önce senin kudretini sonra kendi haysiyetime küfür sayarım,” dedi. O vakit rap Rab onu cennetinden kovdu. “Çık dışarı ve bir daha dönme,” diye gürledi. Bu sözleri gururuna yediremedi şeytan: “Seni özgür irademle sonsuz bir bağlılıkla sevdim, seni her şeyden öte ve tek belledim. Şu çamurdan adam Adam adam için beni incitmektesin. İzin ver de beni önünde secde zorladığın bu mahlukatın kaypak ruhunu sana ispatlayayım. O hiçbir zaman seni benim gibi sevmeyecek ve and olsun ki ilk fırsatta sana ihanet edecek.” İşte böylece Rab şeytana kıyamet gününe değin müddet tanıdı ve onu huzurundan kovdu. O günden sonra şeytan iyi meleklerden ayrıldı ve kötülük onun ismiyle anıldı…
Sayfa 11 - Can Yayınları
Secdeye yatarken, yere dahâ yakın a’zâyı, yere dahâ evvel koymalıdır. O hâlde, önce dizler, sonra eller, dahâ sonra burun, en sonra da alın konur. Dizlerden ve ellerden, evvelâ sağlar yere konur. Secdeden kalkarken, yukarıda olan a’zâ evvel kaldırılır. O hâlde, evvelâ alın kaldırılmalıdır. Ayakda iken, secde yerine, rükû’de iken ayaklara, secdede burun ucuna ve otururken iki ellere veyâ kucağına bakılır.
68 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.