Fakat içimde öyle bir şeytan var ki… bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş… Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız…
Kim bilir.. belki uzak bir günde, büsbütün başka insanlar olarak tekrar karşılaşırız ve belki gülüşerek birbirimize ellerimizi uzatırız.
Reklam
#kitapvecayy_
" Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmakta mümkün... Fakat içimde öyle bir şeytan var ki ... Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor."
Dini fetvalar gibi oh maşallah
Tuğcu'nun okurunu, varlığın çocuğu şımarık ve küstah, yokluğun erdemli ve çalışkan yapacağına inandırmış olmasıdır.Zenginin parası varsa, yoksulun haysiyeti vardır, diyordur Tuğcu. Erken kaybeden, erken kazanır. Acı insanı büyütür. Çalışan karşılı­ğını alır. Fakirlikte hayır vardır. "Üzülme, anne," der Yuvadan Uzakta Tuğcu çocuğu, "Allah bizi fakir düşürdüyse, bu bir bakıma benim hakkımda hayırlı olacaktır. Ben şımarık, haylaz, okul kaçağı, dikbaşlı bir çocuktum. Fakat şimdi büsbütün başka bir çocuk oldum."
Sayfa 65 - Metis yayınları
Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldigini bilmedigimiz gibi, günün birinde nereye kaçip gittigini de bilmeyiz. Halbuki arkadaşlık devamlidir ve anlasmaya baglidir. Nasil basladigini gösterebilir ve bozulursa bunun sebeplerini tahlil edebiliriz.
Sayfa 120Kitabı okudu
“Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilemeyiz…”
Reklam
Fakat şu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün... Fakat içimde öyle bir şeytan var ki... Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor.
Bir yol
Sayfa 77 Bilmem sizde de böyle midir; yolculuk benim üzerimde daima iyi ve unutturucu bir tesir yapar. Istiraplarımızın, üzüntülerimizin mekânla, yahut hayatımizın tabii muhitiyle sikı bir alakası olsa gerek. Bir: muharririn dediği gibi, falan yerde en kesif siddetinde olan bir acı iki yüz kilometre daha ötede ve baska insanlar içinde biraz daha hafif ve daha kabili tahammül oluvor. Bununla beraber acıdan acıya fark var. Ve benimki acılarn en büyüğü, evlat acisıydı, üstelik de yağmur yağıyordu. Oh, size bu yağmurlu günlerin bende yaptığı aksülameli nasil anlatmali? Böyle günlerde ben değişir, büsbütün başka adam olurum. Başka bir adam, tam kelimesi değil... Bütün bir mazi, en kötü, en karanlık, en tamir edilmez taraflarıyla içimde canlanır, hortlaklarımla baş başa kalırım. Böyle zamanlarda hayat sanki bütün çeşmelerini kapatır, yalnız bir tanesi, azap ve üzüntünün kaynaği kalır ve ben onun bulanık aynasında bütün ömrün en kötü muhasebesini yapa yapa kendimi seyrederim. Bu sefer de öyle oldu; her zaman ayak basar basmaz gündelik üzüntülerimden sıyrıldığım, yalnız kendimin olduğum Haydarpaşa Garı bana bu sefer büyük ve karanlık bir lahit gibi geldi. Trene aynı ruh haleti icinde bindim. Izmit'e kadar hep ayni ıslak ve rutubetli hava icinde, tupkı bir olukta seyahat eder gibi geldik. Hiçbir șey düşünmedim, hiç kimseyi görmedim, Sadece vagonların üstüne ve pencerelerin camlarına değdikce yağmurun çikardığı sesi dinledim. Bir tabutta uyananlar, yeraltinın mutlak sessizliğinde kendi nabızlarını ancak böyle dinlerler.
Sayfa 77
"Efendiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin zor şartlar altında meydana getirmeyi başardığı ordusu; Viyana surlarına dayanan eski Osmanlı orduları değildir. Fakat, kendisinde var olan büyük amaç ve insani unsurlarla büsbütün başka önem ve özellikte sağlamlaşmış bir topluluktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi ordusu, istilalar yapmak, saltanatlar devirmek veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde birilerinin isteklerini yerine getirecek bir makam değildir. Bağımsız ve insanca yaşamaktan başka amacı olmayan milletin aynı amaç ile hislendiği ve yalnız onun emrine sadık öz evlatlarından oluşmuş, saygıdeğer ve güçlü bir heyettir. Arkadaşlar, yakından görüp incelememe dayanarak belirteyim ki, ordumuzun gücü, iç durumu, yüksek ahlak ve maneviyatı her türlü meseleyi soğukkanlılıkla düşünerek gerçek milli amaçlar çerçevesinde sonuçlandırmaya kefildir."
Sayfa 394 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Herhangi bir aşka dair
Herhangi bir kızınkinden ayrı değildi öyküsü hayatına ülkesini ekleyip yaşamaktan başka Usulca eğerek başını yürürken nedense hep birbirine dolaşır gibi olurdu ayakları
Reklam
"saklı mavzerleriyle büsbütün başka Türkler dökülüp tek tek keçi yollarından silâh çatmış salihli ovasına kurulu yumrukları patladı patlayacak uf içi kalabalık ölmemek bilir gözlerinin akına kan işlemiş solukları hızlı avuçları sıcak Kemal Paşa'nın atlıları."
Bu zamanın prangaları, kelepçeleri, zincirleri, giyotinleri, dar ağaçları bir müzeye konulduğu zaman Ortaçağ'ın işkence aletleriyle bunları karşılaştıracak başka bir çağın insanları, aralarında pek büyük bir fark bulamayacaktır zannederim. Şimdiki en medeni şehirlerde, kimsesiz yurtlarından, yoksul sığınaklarından fazla hapishanelere rastlanıyor. - Efendi, hep bu korkunç şeyler ne vakit dünyadan büsbütün kalkacak? - Genel olarak insanların gerçek eğitime tamamıyla erdikleri vakit... - Bu neyle anlaşılır? Ve ne zaman olacak? - Bu gelişmişlik derecesine ulaşabilmiş henüz yeryüzünde bir memleket, bir millet yok ki onu örnek gösterebileydim. Söyleyeceğim varsayım, gelecekteki insanlığa ait belki bir hayal, belki imkansız bir temennidir. Bununla birlikte, düşünürlerin baktıkları hedef işte bu noktadır. Fakat bilmem ki ilerlemenin son sınırı denilen gayeye ulaşmakla, insanın yaradılışındaki vahşilik ve çirkin hayvanlığı gidermek mümkün olabilecek midir?
Böyle tesadüfî bir aile tipine siz de kendi el yazmanızda işaret ediyorsunuz. Evet, Arkadiy Makaroviç, sizin çocukluk ve gençlik çağınızdan büsbütün başka olan bizim daha pek yakında gördüğümüz soylu aile tiplerimizin tersine siz, tesadüfî bir ailenin üyesisiniz.” “Ne yalan söyleyeyim ki rastlantısal bir ailenin kahramanını tasvir eden bir romancı olmak istemezdim!”
Ama beni asıl şaşırtan ya da beni güzel bir güne açan onun birkaç dakikada bir, her yaşta olabilmesi. Gülümserken ayrı yaşta, başını düşünceli düşünceli camdan yana çevirince ayrı yaşta, parmakları su bardağının boynunda gidip gelirken büs­bütün farklı, martinisini yudumlarken daha başka, garson ve hiçbiri olmadığı zaman ise nereye, hangi yaşa konacağını bile­meyen özgür muhabbet kuşu hali. Onun bu, kendi zamanını bulma hali.
Sayfa 115 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.