"İnsan, varoluşundan ileri gelen ve ona rengini veren iki zaafa tabidir. Her yerde dua etmesi ve de her yerde sevmesi gerekir; işte tüm romanların temeli budur. İnsanlar yakardıkları varlıkları tasvir etmek için roman yazmışlardır.Yine sevdiklerini övmek için roman yazmışlardır. Dehşetin ya da umudun dikte ettiği ilk romanlar karamsar, fazlasıyla uzun, yalan ve uydurma dolu olmak durumundaydı; Ezra'nın Babil'in tutsaklığı sırasında kaleme aldıkları gibi. İncelik ve duygu yüklü ikinci tür romanlara örnekse Emesalı Heliodorus'un Theagenes ve Charikleia'sıdır. Ama insan her yerde dua ettiğinden ve sevdiğinden, yerkürenin yaşadığı her köşesinde, kimileyin kendi kültünün efsanevi nesnelerini kimileyin de sevgisinin daha gerçek nesnelerini resmeden romanlar, yani kurgu ürünü eserler ortaya çıkarmıştır."