Lakin kendi doğruları dışında doğru bilmeyen insanlara bir şeyler anlatıp kabul ettirmek, bulutlu bir gecede yıldız aramaya eş değer olabiliyordu. Öyle gecelerde yıldızların orda olduğunu bilirdin ama göremezdin
İnsan korktuğu, endişe ettiği noktada vazgeçmeye başlıyordu. Bu vazgeçiş, bazen hızlı, bazen de zamana yayılarak tükenişe, umudun yok oluşuna kadar uzanabiliyordu. Tükenmek üzereydim. Ve tükendiğim noktada bırakırdım kendimi. Aman be! Ne olacaksa olsun artık! demeye başlar, içinde olduğum durumu kabullenirdim. Bunu yapmamam gerektiğinin elbet de bilincindeydim ancak böyle durumlarda buna engel olacak kadar güçlü hissetmiyordum. Kabul etmemeli, savaşmalı, kendimi ifade edebilmeliydim.
Ölümü biliyordum. Ölümün, varoluş filminin finalindeki perde olduğunu biliyordum. Ama bu perdenin kapanışına ilk kez tanıklık edişim, dilimin tutulmasına sebep olmuştu.