Modern Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu sarsıntılar, dinamik ve gelişen toplumlarda ortaya çıkan temel demografik, ekonomik ve sosyal sorunların belirtileridir, fakat yine de bu sorunlar bir kültür ve kimlik bunalımı olarak yorumlanmaktadır.
Hikâyesi olmayan insanlar, hikâyesi olmayan nesnelerle birlikte yaşamayı seçebilirler. Ama bu arada olan, tüketim yarışına kapılıveren yoksullara oluyor, yeniyi edinememeyi eksiklik olarak yaşamanın ezikliğiyle ya da hayatlarını taksitlerine endeksleyerek. Gerçi bunların hepsi, aslında, üretilmiş ve edinilmiş sorunlar, kişinin kendinden ve sistemden kaynaklanan. Gerçek trajediyi yoksulluğun açlık sınırında olan insanlar yaşıyor, gelecek duyusunu tümden kaybetmenin getirdiği yabancılaşmayla.