Büşra Aksu

399 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Öncelikle herkese merhaba, mitoloji ve fantastiğin birleştiği çok akıcı bir roman okudum. Konu itibariyle çok sevdiğimi söyleyebilirim. Böyle bir evren ve bu çoklukta karakter yaratıp hatasız yazmak kolay olmasa gerek. Bir an önce ikinci kitabın çıkmasını bekliyor olacağım. Tarihten sahneler, büyü ve savaşlar her zaman ilgimi çekmiştir. Asar'da ki okul düzeni ve hayatı bazen okurken beni sinirlendirse de (Atalay) karakterlerin arasındaki duygusal bağları görmek (Barış-Çağrı) duygulandırdı da. Okuma esnasında beni rahatsız eden tek durum çok fazla 'zira' kelimesinin kullanımı oldu açıkcası. Belki başkası bu kadar dikkat etmez ama beni rahatsız etti. Herkese keyifli okumalar diliyorum.
Asar'ın Evlatları
Asar'ın EvlatlarıOnur Çalcalı · Luna Yayınları · 030 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Aile içi şiddetin belki en can yakan kişisi Baba’dır. Ferdengeçti Çiçekleri işte tam anlamıyla bu konuyu ele alıyor. Nilgün Canel ve Simel Parlak tarafından derlenen kitabımız dört bölümden oluşuyor. Korku, utanç, intikam ve hiçlik. Her bir bölümde o temayı kapsayan bir hikaye anlatılıyor. Elle tutulur, açıklama getirilebilir hiçbir yanı olmayan
Ferdengeçti Çiçekleri - Baba Şiddeti ve Sonrası
Ferdengeçti Çiçekleri - Baba Şiddeti ve SonrasıAzize Nilgün Canel · Pinhan Yayıncılık · 046 okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Gölgesi Bedenim ve Göründüğü Gibi Değil  kitaplarının yazarı Esra Odman İyier'den Boşluk isimli öykü kitabını okudum. Toplamda 15 kısa öyküden oluşan kitap bizi uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Faili meçhul cinayetlerin otopsisine, küçük çocukları öldüren canilere, intihar bombacılarına, töre cinayetlerine ve katillerin hayatlarına konuk olduk. Ölüm ve ölüm döşeği anlarını bolca okuduk. Yeri geldi kendimizi tabut içinde sıkışmış hissettik. Genel tema ölüm, cinayet, taciz, intihar konularından oluşuyor. Her öykünün başında bir alıntı karşılıyor bizi. Ayrıca yazarın psikolojik tahlilleri çok başarılı. İki İncir ve Yedinci Gün öyküleri beni biraz üzdü. Yazarın kurduğu cümleler sanki acıyı bize yaşatan cinsten. Her okuduğum cümle de bu nasıl aklına gelmiş de yazmış olabilir diye düşündüm. Gönül isterdi ki kitap çok daha uzun olsun ve ben daha fazla okuyabileyim. Altını çizdiğim çoğu cümlenin beni ürpertip etkilemesi... Yazarın bu kitabını okuyarak onunla tanıştığım için mutluyum. Edebiyatın hüzünlü sahnelerine davet etse de bizi her sözü aklımda yer etti. Bu anlamda zevkli bir kitap okumak isteyen herkese önerimdir.
Boşluk
BoşlukEsra Odman İyier · Bence Kitap · 201210 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
328 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
İnsanı en çok korkutan nedir ? Karanlık mı ? Bilinmezlik mi ? Yapay Zeka mı ? Yoksa tehlikenin ne olduğunu anlayamamak mı ? "İçten içe geçmişte kaybolanlara üzülmenin belirsiz bir gelecekten korkmaktan daha kolay olduğunu kavramaya başlıyorlardı." Okuduğumuz bu kitapta aslında hepsi var. Kerim'in Eskişehir yolculuğunda kaza
İnşehir - Karanlık
İnşehir - KaranlıkMurat Sümer · Dorlion Yayınevi · 202340 okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Herkese merhaba Sıkça gördüğüm ve okumanın yeni nasip olduğu bir kitap paylaşmak istiyorum. Mutlu Prens beş farklı fantastik hikayeden oluşan minik bir kitap. Kitaba adını veren öykü de prens ve arkadaşı kırlangıcın yoksullara ne şekilde yardım ettiklerini okuyoruz. Bencil Dev isimli öykü küçüklüğümden aşırı tanıdık geldi. Kesinlikle her yaştan insanın okumasını önerebileceğim bir kitap. Kısa bir kesit bırakıyorum size Şimdiden keyifli okumalar "Herkesin benim kadar harika olmasını bekleyemem, haksızlık olur bu. Herhalde çok şaşıracaksın, ama ben gökyüzüne uçar, sonra da bir altın yağmuru halinde aşağı inerim." "Bence bu çok önemli bir şey değil," dedi Ördek, "bunun kime yararı olur ki? Ama öküz gibi tarlaları sürebilsen, at gibi arabaları çekebilsen veya çoban köpeği gibi koyunları koruyabilsen, önemli bir şey olurdu." Fişek son derece kibirli bir tavırla, "Vah zavallıcık!" diye haykırdı. "Görüyorum ki sen aşağı tabakaya mensupsun. Benim mevkiimdeki kişiler asla yararlı olmazlar. Bizim sahip olduğumuz yetenekler tek başlarına yeter de artar bile. Ben şahsen işin hiçbir türünü, özellikle de senin önerdiğin işleri tasvip etmem. Hatta çok çalışmayı, yapacak şeyi olmayan insanların kaçışı olarak görmüşümdür öteden beri."
Mutlu Prens
Mutlu PrensOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202222,9bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun olan Yılmaz Şener: Kör Adım, Elia, Bilinmeyen, Gölgenin Rüyası, Son Hikaye, İnsan Tutulması gibi kitaplar yazmıştır. Açıkcası yazar ile ilk kez tanıştım ve okuduğum Bilinmeyen kitabını sevdim. İlk bölümde aslında kitabın sonu ile başlıyoruz. Ama tabi ben bunu bitirdikten sonra anladım. Baş karakter Yalçın'ın adını da sonradan öğrendik, yaşadıklarını da. Gerçekten belli bir noktaya kadar gizemini korudu. "Kimseyle konuşmamam sanırım beni gizemli hale getirmişti. Aslında bu durumu sevmiştim, herkes olması gereken yerde duruyordu, böylece kimsenin çamuru diğerine sıçramıyordu." Yalçın'ın aslında hayat hikayesini anlattığı eserde yaşadığı ikilemleri, beyninin bazen ona oynadığı oyunları görüyoruz. Avcı ismini verdiği karakterle her karşılaşmasını ve onun hayatına etkilerini de. Her sayfa da merak duygusunu üst seviyelere taşıdığını düşünüyorum. Avcı için Yalçın şöyle diyor, "Bazen konuştuğunda, ayağında botlarla göğsümün üzerine basıyordu sanki. Ciddi bir ağırlık vardı sözlerinde, neyse ki çamurlu değillerdi." Emlakçılık işi yapan Yalçın bir gün çok tatlı bir hanımefendiyi işe alıyor. Hayatı bu olayla oldukça değişim gösteriyor. Feryal ile yaşadıkları gerçek bir aşk mı? Yoksa beyninde kurduğu bilinmez bir olay mı ? Altan karakteri ve daha merak edilecek çok fazla unsur. Sonu beni oldukça şaşırttı.
Bilinmeyen
BilinmeyenYılmaz Şener · İthaki Yayınları · 201893 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Fransa'nın Neuve-Sainte-Genevieve sokağında yer alan bir pansiyon da geçen kitabımız oldukça hüzünlü sahnelere yer veriyor. Bu pansiyon da 7 pansiyoner kalmaktadır. Aralarında mösyö Goriot'un da bulunduğu pansiyondaki her karakterin yaşamına ayrı ayrı konuk oluyoruz. En çok da Goriot'un tabii ki. Konuklardan biri olan hukuk öğrencisi Eugene Rastignac ve Goriot arasındaki ilişkiler kitaba yön veriyor. Eugene fakirliğin dibini görmüş her hareketi hesaplı olmak zorunda olan bir öğrenci. Ancak kendisi yüksek sosyeteye girmek ve kadınların kalplerini fethetmek ister. Bu uğurda zengin bir kuzeni ile tanışır ve kendisine yol göstermesini talep eder. Mösyö Goriot'un ise iki evli kızı vardır. Her ikisi de para düşkünü, babalarını misafir etmekten dahi gocunan sosyete de yer alan insanlardır. Bir gün Eugene ve kızların yolları ayrı ayrı buluşur. Kitap boyunca bu konuları okuyoruz aslında. Eugene'in karakter gelişimini çok beğendiğim bir eser oldu. Goriot'un kızlarına olan tutkunluğu ve derin sevgisi etkileyiciydi. Ayrıca yaşanan olayların hızlı aktarıldığını düşünüyorum. Aynı zamanda gerekli tüm ayrıntılara da yer verilmesi çok hoştu. Fransa'nın sokaklarına, tiyatrolarına ve balolarına konuk oluyoruz. Daha önce okuduğum bir kaç eser de daha aynı sokakları okumuştum ve bu beni aslında mutlu etti. O dönemleri anlayabilmek için güzel karşılaştırmalar yapmama olanak sağladı. Herkese önerebileceğim bir çırpı da okunan güzel bir klasikti.
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · İş Bankası Kültür Yayınları · 202114,7bin okunma
420 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Gençlik yılları yoksullukla geçen bir yazar olan Emile Zola’nın okuduğum ilk kitabı. Neden ilk cümlende bu konuya dikkat çektin derseniz Hayvanlaşan İnsan kitabında da yoksulluğun tasvirinin çok iyi yapıldığını düşünmem de yazarın kendi geçmişinin etkileri olabileceği ihtimalidir. Genel konu itibari ile Hayvanlaşan İnsan’da Severine ve Rouband’ın hastalıklı ilişkisi, Severine’in gençliğinde yaşadıkları ve Jacques’ın bu ikiliye nasıl dahil olduğu, kendi iç bunalımları anlatılmaktadır. Bir çok karaktere yer veren kitapta özellikle 1800’lü yıllar Fransası çok betimlemeli anlatılmış. Ayrıca toplum yapısı okuyucuya sanki o ortamda yaşıyormuşuzcasına iyi aktarılmış. Kitap akıcı bir dil ile kaleme alınmış. Olaylar hiçbir şekilde durulmuyor ve hep sonrasında ne olacak acaba diyerek okumaya devam ediyorsunuz. Ben kitabı keyifle okudum. Yer yer bazı karakterler haketmedikleri durumlar yaşadılar. Ama zaten günümüz dünyası da aynı şekilde işlemiyor mu ? Başkan Grandmorin’in yediği haltların gün yüzüne çıkmaması için tüm gerçekler saklanacak mı ? ‘Gerçek, gerektiğinde gizlenmek için bile olsa ortaya çıkarılmalıydı.’ diyor yazar. Bakalım bu kitabı siz beğenecek misiniz ? Keyifli okumalar.
Hayvanlaşan İnsan
Hayvanlaşan İnsanEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20182,777 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Öncelikle söylemeliyim ki 7 kısa bölümden oluşan kitabın verdiği hissiyat hem merak uyandıran hem de içimi mutlulukla dolduran cinstendi. Büyü Bozumu’nda her kadın gül yapraklarıyla bir Aşk Çay’ı demlemeyi öğrenir. Ve bir de Aşk Kurabiyesi yapmayı. Sevdiklerine ikram ettikleri kurabiyeler onların duygularını da açığa çıkarır. Mis gibi kokan kurabiyeler sevgilerine işaret eder. Eğer bir kız bir gence aşk kurabiyesi yapıp aşk çayı ikram ediyorsa evliliği kabul etmiş sayılır. Başkarakter Yaz, bir gün uyandığında tek başınadır. Anneannesi Hediye onu bırakıp gider ve Yaz da geçmişini keşfetme yolculuğuna çıkar. Nesillerdir ailesi hakkında bilmediği bir döngünün parçası olarak geçmişi aydınlatmaya çalışır. Yaz, Esma, Hediye, Gün Kırmızısı ve Ayşe. Bu beş kadının hayatlarının birbiri üzerine etkileri ve nesiller boyu aktardıkları bir lanet mevcuttur. Ben en çok Ayşe’nin hikayesine duygulandım. Her karakterin yaşadıklarını ayrı ayrı okuyoruz. Zaman zaman Sarı Kadın’la karşılaşıp kehanetler görüyoruz. Sonunu merak ettiğim bu kısacık kitabın çok daha kapsamlı, karakter çözümlemelerinin daha derin olmasını diledim. Umarım sevgili yazarımız bir gün öyle bir kitap yazar ve okuruz. Keyifli okumalar diliyorum.
Büyü Bozumu
Büyü BozumuTuba Ayşe Özgür · Eyobi Yayınları · 202253 okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Bir Kimya Meselesi 1960’lı yıllarda geçen hem mizah içeren hem de özellikle kadınların her alanda yaşadıkları zorlukları içeren bir kitap. Bu kitapta insanların cinsiyet, ırk, ekonomik durum ve din bazlı kategorilere ayrıldığı bir toplum mevcut. Evlenmeden çocuk sahibi olmanın işten kovulma sebebi olduğu, tabii ki sadece kadınlara işleyen bir kural olarak. Elizabeth Zott ana karakterimiz ve bu kitapta aslında onun iş ve aşk hayatını okuyoruz. Elizabeth türlü zorluklara göğüs geren, çok güçlü, hisleri karakterine yansımış, her zaman ciddi ama bence bir o kadar da duygusal bir karakter. Söylemek istediklerini çekinmeden söyleyen, gerektiğinde patronlarına kafa tutan. Elizabeth’in ve çok sevdiği Calvin Evans’ın hayatını okumak çoğu noktada beni güldürse de ağlattığı anlarda oldu. Bu sebeple kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum. Popülaritesinin altının boş olmaması ve aldığı ödülleri hakettiği kanaatine bu kitabı okuyarak erişebildiğim için mutluyum. Kitap piyasasının maddi manevi çok rekabetli bir ortam olması biz okurları bir noktada seçici olmaya itiyor. 416 sayfalık bu kitapta okuduğum için pişmanlık duyduğum tek nokta olmadı. Bazen Elizabeth’in tavırları karşısında içimin yağları bile eridi. Ayrıca kitap dil olarak akıcı ve sade (kimyasal isimleri saymazsak) olduğu için okuması zevk veren türdendi. Durup düşünmemi ve harekete geçmemi sağlayan noktalar oldu. Bir de olaylarının her birinin ayrı ayrı sonuçlara ulaşması ve hiçbir soru işaretine mahal bırakmaması beni çok sevindirdi. Keyifli okumalar.
Bir Kimya Meselesi
Bir Kimya MeselesiBonnie Garmus · Altın Kitaplar · 20231,913 okunma
Reklam
222 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Seneler sonra tekrar okuduğum Kuyucaklı Yusuf incelemesi ile sizlerleyim.   Açıkcası kitap yorumumdan önce şaşkınlığımı belirtmek istediğim bir durum var. Kitap içeriğinde tecavüz, taciz, adam öldürme, silahlı baskın tarzı sahneler mevcut. Kendi çocukluğumda henüz ilkokuldayken öğretmenlerimiz tarafından bize zorunluluk tutularak okutulan bir kitap olması bu sahneleri düşündüğümde hiç doğru bulmadığım bir konu oldu.   Sabahattin Ali döneminin taşra sorunlarını ve hayatını çok güzel yansıtmış. Kullanılan dil kesinlikle beni zorlamadı. Yaşanan konular düşünüldüğünde kesinlikle her birinin gerçeklik payı çok yüksek. Bu durum benim için yeterince üzücü malesef.   Ben YKY'dan okudum kitabı. Son sayfalarında Ahmet Oktay'ın bir incelemesi mevcuttu. Kesinlikle beynimde kitabın bir bütüne ulaşmasında benim için çok etkili oldu bu incelemeyi okumak.   Kitap karakterlerinin özellikleri her biri analiz yapılabilecek kesinlikte yazılmış. Arka kapak yazısına göre Kuyucaklı Yusuf karakteri romantik bir kahraman olarak anılmış. Ancak ben aynı fikirde olamadım. Eğer siz okuduysanız ve sizde Yusuf'u romantik bir karakter olarak değerlendiriyorsanız sebepleri benimle paylaşırsanız mutlu olurum. Keyifli okumalar herkese
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,4bin okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar'ın editörlüğünde hazırlanan Hayatı Anlamak serisinin bir kitabı. Her kitapta farklı bir soruna odaklanılıyor. Bu kitapta da yeme bozukluğu üzerinde durulmuş.   Açıkcası kendimde de bazen farkettiğim problemlerden biri. Bilinçlenmek ve insanların bu bozukluğa karşı nasıl psikolojik savaş verdiklerini okumak çok yararlı oldu benim için. Herkesin hikayesi elbette ki kendine özel. Ancak her birinden kendimize destek bulmak da kişinin kendisi için çok önemli.   Kitap dili itibari ile kimseyi zorlamayacak açıklıkta. Akıcı ve anlaşılır bir şekilde yazılmış. Dört bölümden oluşan kitapta, yeme bozuklukları nelerdir, neden olur, tedavisi nasıl gerçekleştirilir ve yeme bozukluğu yaşayan bireyler kendilerine nasıl yardım eder başlıklarıyla konuyu irdeliyoruz.   Tüm bu soruların cevabını içeren bu kitabı kesinlikle bu problemi yaşayan yaşamayan herkese öneririm Eğer yeme davranışı kişiyi mutlu etseydi, yeryüzünün en mutlu insanları kilolu insanlar olurdu ve biz de sürekli yemek yiyen canlılar olurduk. Oysa fazladan alınan kalorinin çoğumuzda yarattığı, suçluluk ve pişmanlık gibi olumsuz duygulardır.
Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek
Yeme Bozukluğunun Üstesinden GelmekAslıhan Dönmez · Epsilon Yayınevi · 2021187 okunma
610 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Haruki Murakami ve Japon Edebiyatı ilk kez deneyimlediğim bir tema oldu. Alıntılarla Yaşıyorum okuma grubunun haziran ayı okumasında Sahilde Kafka kitabını okuduk.    Kitabın konusu Kafka Tamura (kendine koyduğu isim) isimli gencin on beş yaşına bastığında evden kaçma planları kurarak kendini her zaman geliştirmesi ve zamanı geldiğinde evden
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,8bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
H. G. Wells
Okumaktan büyük keyif aldığım bilimkurgu türünün en büyük yazarlarından biri Wells. Zaman Makinesi, Görünmez Adam ve Dünyaların Savaşı gibi kitaplarını okuyup çokça beğenmiştim. Tanrıların Tohumu konusu itibarıyla özgün olsa da anlatımında beni içine çekmeyen bir problem yaşadım açıkçası. 2 biliminsanının keşfettiği Devtohumu ile insanlığın nasıl evrimleştiğini ve sonuçlarını okuyoruz bu kitapta. İnsanlar kendi türünün dışında gelişen varlıklara karşı pek de nazik bir tutum sergileyemiyor ve kendi ürettikleri tür ile yıkım içerisinde kalıyorlar. 'İnsanlık mağlup olacak ve kendi yarattığı şeylerin içerisinde boğulacak!'
Tanrıların Tohumu
Tanrıların TohumuH. G. Wells · İthaki Yayınları · 20191,028 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Just Woman
Uzun süredir herhangi bir kitap için inceleme yazmadım. Geri dönmek için neden Kadınlar Ülkesi'ni seçtiğim hakkında da bir fikrim yok aslında. Kadın olarak varolmanın ve kendini kabul ettirmenin zorluğu her koşul ve dönemde açıkca yaşanmış. Sadece kadınların yaşadığı hiç bir canlının erkek formunun bulunmadığı bir ütopya da yaşamak nasıl olurdu ? Birbirimizi sonuna kadar destekler miydik yoksa yolumuza taş mı koyardık ? Bir süre bu konuyu düşündüm. Charlotte Perkins yazmış, 2000 yıldır hiçbir erkeğin doğmadığı ve yaşamadığı bir ülkenin gizemini. 3 Amerikalı erkek sadece kadınların yaşadığı bu ülkeyi bulmak için çabalıyor ve sonunda buluyor da. Aşırı düzenin hakim olduğu her zaman gelişime açık bu ülke de erkek olmadığına asla inanmak istemiyorlar. Ve bu doğrultu da birçok macera yaşanıyor. Eril zihniyete cevap olarak yazılmışsa da kitap boyunca herhangi bir devlet düzeninde yaşanacak her hadisenin çözümünün yüzeysel anlatılıp kadının sadece annelik vasfı ve duygusu üzerinden yüceltilmesi beni bir tık rahatsız etti.
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812bin okunma