Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım...
Bir kez daha koca bir yılı eskitip anılarımızın arasına gönderdik .Henüz eskitmediğimiz bir yeni yıl da tüm gizemiyle çaldı kapımızı.Her geçen gün solmuş bir gül yaprağı gibi dökülüp gitti geçmişe.Anılarımızı kurutup özenle koyduk bir kitabın arasına .Yaşadığımız düş kırıklıkları,mutluluklar belki hiçbir zaman unutulmayacak ama hiçbir zaman da bir kez daha yaşanmayacak.Doğanın değişmez yasası bu.Bir gün öncesini değil,beş dakika öncesinini aynı duygularla yaşamamız olası değil. Geçmişin acı ve tatlı yanlarını bırakıp günümüzü anlamlı kılmaya çalışmalıyız.Kaybedilin zamanın bir daha geri gelmeyeceğini düşünerek,yaşamı sevgiyle kucaklamalıyız.Güle güle ...2018...
Burada kar bir kere yağmaya başladı mı,nisana kadar bir daha kalkmazmış. Ne iyi şey, demek yaprakları bile siyah görünen bu karanlık ve can sıkıntısı memleketin asıl baharı kış aylarında başlıyor.