Sen, mesleğini ve efkârını hak bildiğin vakit; "Mesleğim haktır veya daha güzeldir" demeye hakkın var. Fakat "Yalnız hak benim mesleğimdir" demeye hakkın yoktur.
ﻭَﻋَﻴْﻦُ ﺍﻟﺮِّﺿَﺎ ﻋَﻦْ ﻛُﻞِّ ﻋَﻴْﺐٍ ﻛَﻠِﻴﻠَﺔٌ ٭ ﻭَﻟٰﻜِﻦَّ ﻋَﻴْﻦَ ﺍﻟﺴُّﺨْﻂِ ﺗُﺒْﺪِﻯ ﺍﻟْﻤَﺴَﺎﻭِﻳَﺎ
sırrınca, insafsız nazarın ve düşkün fikrin hakem olamaz. Başkasının mesleğini butlan ile mahkûm edemez.
Yine Bartın ve çevresinde müstamel "badallama" tabiri vardır. Bir köy düğünü ziyafetinde, ortaya gelen bir tepsi böreğe el uzatarak koparmak isteyen bir gence ona máni olmak üzere elli-altmış yaşlarında bir köylü "böreği badallama" dedi. Soruşturduğumda "bir şeyin bütünlüğünün bozulması", "boşa giderme" manasında istimal edildiğini anladım. Keza bir kereste veya kütüğün bir tarafına yanlışlıkla hasar verici bir darbe gelecekken "dur badallayacaksın" denilerek israf edilmesine ve boşa çıkarılmasına engel olunmak istenmesine de șahit oldum.
"Badallama" tabirinin Arapça "batale" بطل "boşa çıkarmak" batil etmek" fiilinden lisanımızda bulundugu apaçık görülüyor. Lisanımızdaki "batıl" "iptal" "butlan" kelimeleri de bu kökten türeyerek gelmiştir. Vatanımızın her köşesinde, her bucağında böyle yüzlerce kelimeye rastlayabiliriz ki Kur'an'dan iktibas edilmiştir.
Usûlcülere göre sünnet, peygamber (s.a.s.)'in söz, fiil ve takrir (tasvib)'leridir. Bu bakımdan sünnet; farz, vücüb, nedb, sıhhat, fesâd, butlan gibi hükümlerin delillerinden bir delil ve teşrî kaynaklarından bir kaynaktır.