Bana kaybedilmiş ruhumu ver. Bana anlat. Bu arabaların neden bu kadar hızlı olduğunu. Neden tüm bu binalar bu kadar göğe yakın, Allah'a uzak. Ve neden en üst katta oturan yaşlı adam kendini ahizeye asarak intihar ediyor. Hayatımın amacını neden böylesine süfli zevklere raptedmeliyim. Bu kadar hummalı çalışmalar beni bu uzun gökdelende bir daire
Yine Bartın ve çevresinde müstamel "badallama" tabiri vardır. Bir köy düğünü ziyafetinde, ortaya gelen bir tepsi böreğe el uzatarak koparmak isteyen bir gence ona máni olmak üzere elli-altmış yaşlarında bir köylü "böreği badallama" dedi. Soruşturduğumda "bir şeyin bütünlüğünün bozulması", "boşa giderme" manasında istimal edildiğini anladım. Keza bir kereste veya kütüğün bir tarafına yanlışlıkla hasar verici bir darbe gelecekken "dur badallayacaksın" denilerek israf edilmesine ve boşa çıkarılmasına engel olunmak istenmesine de șahit oldum.
"Badallama" tabirinin Arapça "batale" بطل "boşa çıkarmak" batil etmek" fiilinden lisanımızda bulundugu apaçık görülüyor. Lisanımızdaki "batıl" "iptal" "butlan" kelimeleri de bu kökten türeyerek gelmiştir. Vatanımızın her köşesinde, her bucağında böyle yüzlerce kelimeye rastlayabiliriz ki Kur'an'dan iktibas edilmiştir.
Usûlcülere göre sünnet, peygamber (s.a.s.)'in söz, fiil ve takrir (tasvib)'leridir. Bu bakımdan sünnet; farz, vücüb, nedb, sıhhat, fesâd, butlan gibi hükümlerin delillerinden bir delil ve teşrî kaynaklarından bir kaynaktır.