Nerede bir ağaç görse sarılırdı. Ağaçlardan öğreneceği çok şey olduğunu hissediyordu. Kar yağdığında da güneş açtığında da onlar ayakta kalıyordu. Demek ki hayatla mücadele etmek için dimdik durmak gerekiyordu.
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler
_Tanrı, ilk masondur. Masonlar
_Orospu çocuğu. Marques de Sade
_Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson
_Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
( Düşünce-Frekans-Müzik-Burç-Bilim-Büyü-Tılsım-Nazar )
_ DÜŞÜNCE _
_Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz.
Aklında sadece gitmek vardı. Çocukken izlediği göçmen kuşlar gibi. Her gittiği yerde biraz konaklamaktı hayali. Kuşlar gibi geri dönüp 'merhaba' diyebilse sevdiklerine, yeterdi.
Ağaçlardan öğreneceği çok şey olduğunu hissediyordu. Kar yağdığında da güneş açtığında da onlar ayakta kalıyordu. Demek ki hayatla mücadele etmek için dimdik durmak gerekiyordu.
Çok meraklı bir çocuktu İbni Sina. Babası bu sebeple onu, Kuşyar isimli doktorun yanına gönderdi. Kuşyar'ın evi kocaman bir kütüphaneydi sanki. Çok sayıda tıp kitabını görünce iştahı iyice kabardı İbni Sina'nın. Henüz onlu yaşlarındaydı ama kararını vermişti. Hastalıklara çare arayacaktı. Kuşyar'ın kütüphanesine ilk kez girdiğinde Hipokrat'ın şu şiirini hemencecik ezberlemişti:
Hayat kısa,
Sanat uzun.
Fırsat kaçıcı,
Deneyim yanıltıcı,
Karar zor!
...
Ağaçlardan öğreneceği çok şey olduğunu hissediyordu.
Kar yağdığında da güneş açtığında da onlar ayakta kalıyordu.
Demek ki hayatla mücadele etmek için dimdik durmak gerekiyordu.
#ibnisina