Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Peki, neden sıçan olmasın? İnsanın kendini sıçandan üstün görmeye ne hakkı var ki? Tarlalarda, ormanlarda yaşayan tüm küçük canlıların da kalbi çarpıyor. Onların hayatı da ebedi hüznün şarkısını söylüyor. Eski bir hüzün bu. Şarkıların şarkısı.Biz anlamıyoruz. Ama anlamaya kim aldırış ediyor? Ancak maliyet hesaplayanlarla pedikürcüler. Bir de postacılar. Biz yalnızca seviyoruz. Aşkın tatlı sırrı. Bütün mesele bu. Bana aşkı ver, ondan sonra tüm filozoflarını dürüp büküp soba borusuna artık. Mary evsiz barksız kalan sıçanı aldığında yüreği yarıldı, içine hayat ve sevgi doldu. Sıçanlardan çok iyi taklit vizon manto olur, ama mesele onda değil. Mesele hayatta.
Sayfa 649 - Plato Film YayınlarıKitabı okudu
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,975 okunma
Reklam
"SEN, CÂHİLİYE ÖZELLİĞİNE SAHİP BİR ADAMSIN!"
👉Ashab-ı kiramdan Ebu Zer (r.a.), bir gün bir sahabî ile tartıştı. Tartışma esnasında sinirlerine hâkim olamayarak adamı, annesinin rengi sebebiyle kötülemeye çalışarak “kara kadının oğlu” dedi. Adam buna çok içerledi. Durumu gidip Hz. Peygamber (s.a.v.)’e bildirdi. Peygamberimiz Ebu Zer’i çağırttı. Ona böyle bir ifade kullanıp kullanmadığını
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Tanpınar vs. Nietzsche & Dostoyevski :)) (s. 288-294)
- Ben bir hikaye mevzuu anlatıyorum. Burada cinayet yok; bir kurtulma işi var. Tek manianın ortadan kalkışı. Tekrar dirilmek var. Evet kainatı buluyor. Kendisine yedi gün mühlet vermişti. Yedi gün cinayeti gizliyor. Yedi gün tekrar dirilmiş gibi insanlar arasında mesut, onları anlayarak, altın parıltılar içinde yaşıyor. Tam bir tanrı gibi yedi
Sayfa 288 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SUATKitabı okudu
Hiç mi bir politikacımız şunu okumadı acaba? s. 246-250
- Aynı vakıanın iki yüzü. Biz bir taraftan bir medeniyet ve kültür buhranı içindeyiz; diğer taraftan bir iktisadi reforma ihtiyacımız var. İş hayatına açılmamız lazım. Bunların birini öbürüne tercih edecek vaziyette değiliz. Buna hakkımız da yok. İnsan birdir. Çalıştıkça ve bir şey yarattıkça kendisini bulur, iş mesuliyeti, mesuliyet düşüncesi
Sayfa 246 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SUATKitabı okudu
Reklam
Şamil, saldırmayı bildiği gibi geri çekilmeyi de biliyor ve kendine güvenini kaybetmiyordu. Geri çekilme emri vermesi, aşiretlerin gözündeki itibarına gölge düşürmüyordu. Savaşta böyle iniş­li çıkışlı durumlar olurdu. Rusların safına geçip sonra yeniden Şamil'e katılan aşiret mensuplarına, dönek gözüyle bakılmazdı. Böyle birçok durumda
Vorontsovlar, muazzam bir hayat sürüyordu. Çar ailesinden sonra ülkenin en önde gelen ailesiydiler. Her zaman sevilmeseler de daima konumlarına yaraşır bir muamele görüyorlardı. Aris­tokratların birçoğu bu aileyi kıskanıyordu. Ailenin üstünlüğünü kabul eden halk, Vorontsovları seviyordu. Soyluların aksine halk, Vorontsovların huzurunda ayakta
Karalama1
Son yıllarda çok kitap okuduğumdan olsa gerek, yazarlara özendiğim zamanlar oluyor. Bir şeyler anlatma, ahkam kesme, bir şeyleri tanımlama, o şey hakkında yargılarda bulunma ve o şey hakkında hüküm verme ihtiyacı mı desem bunun adına, bilemiyorum. O kadar anlatılmaya, tanımlanmaya, hakkında yargılarda bulunulup, hüküm verilmeye muhtaç konu varki,
Halbuki maarifi istihsalin yardımcısı yapabiliriz ve dahilî eşanjı arttırabiliririz. Bütün mesele burada. Dahilî piyasayı genişletmekte. Yarı ziraî, yarı sınaî bir iş hayatı temin edebiliriz. O kadar hususî istihsal kaynaklarımız var ki... İşte İstanbul. Daha dün bir yüksek müstehlikler şehriydi. Bütün yakın şark buraya akardı. O kadar ki, otuz senede bir şehir yanar ve köşkleri, konakları, yalılarıyla, çarşılarıyla, pazarlarıyla âdeta yeni baştan, yapılırdı. Yanya'nın çiftliği, Yenice'nin tütünü, Mısır'ın pamuğu, hulâsa İslâm dünyasının yarısının istihsali bu şehirde harcanırdı. Şimdi nüfusunun onda sekizi küçük müstahsilden ibaret. Adım başında küçük bir tezgâh, tütün işletmesi, şu bu, fabrika var... ve bütün bunlar ne ile geçiniyor biliyor musunuz? Çok defa toprağın üstündekini toplayarak. Halbuki İstanbul'da planlı bir çalışma, cemiyetimizin yüzünü yirmi senede değiştirebilir. Al Şarkî Anadolu'yu. Ziraatle, hayvancılıkla muazzam imkânlar hazinesi görürsün! Tortum şelâlesinden işe başla. Kademe kademe Akdeniz'e kadar elektriği indir... Marmara serveti içine gömülmüş uyuyor.
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
Âişe radıyallahu anha
Atâ b. Ebi Rabah dedi ki: “Aişe radıyallahu anha insanların en fakihi ve en bilgilisi idi. Umumun işleri hakkında da insanların en güzel görüşlüsü idi.” Hişam b. Urve, babasından rivayet ediyor: “Fıkıh, tıb ve şiir konularında Aişe r.anha’dan daha bilgilisini görmedim.” Ebu Burde b. Ebi Musa babasından naklen dedi ki: “Bize bir mesele zor geldiği zaman Aişe radıyallahu anha’ya sorardık ve mutlaka onda o konuyla ilgili ilmi bulurduk.” Zuhri dedi ki: “Aişe radıyallahu anha’nın ilmi ile müminlerin annelerinin ilmi ve bütün kadınların ilmi bir araya getirilseydi, Aişe radıyallahu anha’nın ilmi üstün gelirdi.”
Hem niye değişeyim ki, bana uygun mutluluğu bulduğuma göre? İkiyüzlülükten hayıflanacağıma kabul ettim ben onu. İçine gömüldüm ve bütün yaşamımca aradığım rahatı onda buldum. Asıl meselenin yargıdan kaçınmak olduğunu söylerken yanıldım. Asıl mesele, zaman zaman rezilliğimizi haykıra haykıra itiraf etsek de her şeyi kendimize mubah görebilmektir. Ben her şeyi yeniden kendime mubah görüyorum, hem de bu kez arkamdan gülüşen yok. Yaşamımı değiştirmedim, kendimi sevmeye ve başkalarını kullanmaya devam ediyorum. Ancak hatalarımı itiraf etmem, daha hafiflemiş olarak yeniden başlamamı ve önce doğamın, sonra tatlı bir pişmanlığın keyfini sürerek iki kat zevk almamı sağlıyor.
356 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.