Atay her zamanki gibi söyleyemediklerini, ilişkilerine dair iç hesaplaşmalarını, Sevin ile olan ilişkisinden sonra yazdığı Tehlikeli Oyunlar romanında Hikmetlerden birine söyletir.
Tehlikeli Oyunlar'da Hikmet'in Bilge karakterine
söylediği sözler, Atay'ın Sevin'e hak verişini ifade eder:
"Bütün hayatımı kelimeler uğruna harcadım, içi boş kelimeler uğruna. Kelimelerin gerçek anlamlarını bilmeden onlarla oynadım. Oyunları da kelimelerin içinde tutukladım. İşte bunun için Sevgili Bilge, beni bıraktılar, bıraktın. Soluk almak için güneşe çıktın. "
İngilizlerin planı Arap milliyetçiliğini destekleyerek Osmanlı İmparatorluğunda istikrarsızlığa sebep olmaktı; böylesi bir durumda Hindistan'daki İngiliz valisinin otoritesi Halifece desteklenmiş olacaktı zira yeni Halife adayı dönemin Mekke Şerifi Hüseyin'di -İngilizler Hüseyin'e 5 milyon Sterlin tutarında altın gönderdi (bu altınların çoğu iltica eden kabilelere dağıtılmıştı). Osmanlı İmparatorluğu 1517 yılında Mısır'ın fethiyle Halifeliği ele geçirmişti ve İngilizler yumuşak başlı bir kişilik vasıtasıyla bu unvanı yeniden ele geçirmenin Araplar tarafından epeyce destekleneceğine inanıyorlardı. Türklere karşı Arap isyanlarını desteklediler, Arabistanlı Lawrence da bu görevi memnuniyetle karşıladı. Derken bütün bunların bir hayal olduğu ortaya çıktı (sonradan bu hikaye, tıpkı Cesur Yürek gibi içi boş bir tarihi anlatıyla çekilmiş meşhur bir filmin konusu olmuştur). Aslına bakılırsa çok az sayıda Arap subayı Osmanlı ordusunu terk etmişti. Hatta bir çoğu savaşın ardından Türklerin bağımsızlık mücadelesine bile katıldı. İngilizlerin Pan-Arabizmi karşısındaki büyük engellerden biri, savaş zamanındaki müttefikleri Fransa'ya belli bir imtiyaz verme zorunluluğuydu. Fransızlar Lübnan'da düzenlerini kurmuş, şimdi gözleri Suriye'ye çevrilmişti.
Taht Oyunları kitabı, önemli bir felsefi soru sorar: Mutluluğa erişmenin yolu, erdemli ve adaletli bir hayat yaşamaktan mı geçer yoksa geleneksel ahlâk kurallarını reddetmekle mi gelir mutluluk?
Platon (M.Ö. 424-348) “kuşkusuz iyi [adaletli] yaşayan biri kutlu ve mutluyken, böyle yaşayamayan biri bunun tam tersidir… Dolayısıyla, adaletli insan