Franz Kafka, Dönüşüm...
Kitabın ismi konusu ile çok güzel bütünleşmiş. Ben en çok bundan etkilendim. Asla unutmayacağım bir kitap ismi olarak not ettim bile.
Çok hızlı bir sonla bitiyor ancak yazar anlatmak istediğini en başlarda okuyucuya çok güzel sindiriyor.
Bir insanın, hatta her insanın yaşadığı durumdur, Gregor Samsa'nın başına gelenler.
Ailesi tarafından zor bir duruma düştüğünde nasıl da örselendiğini, o olmadan geçim bile sağlamayacak duruma gelmelerini, bir insana bu denli bel bağlamanın bedelini, geçim sıkıntısı baş gösterince birlik olmak yerine suçlu aramayı ve o suçluyu itip kakmayı, sömürülmeyi, sömürmeyi, baş kaldırmayı, ezilmeyi, yazar psikolojik olarak size çok güzel işliyor.
Dediğim gibi hepimizin hayatından bir kesite dokunacağı konusu olan Dönüşüm, çok hızlı bittiğinden midir nedir, düşündükçe konuyu derinlemesine düşünmemi sağladı.
Sindirmek için zaman verdim kendime.
Sizleri de etkileyeceğine eminim. Bu nedenle okuyun...
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225.3k okunma
“Dinle. Hayatımda ben bunu çok hissettim. Hemen bütün kitaplarım yalnız bu cümleyi izah etmek içindir. ‘Tereddüt!’ diye bağırıyorsun. Dinle ve sükûnetle düşün. Kim tereddüt ediyor?”
Böyle söylüyor ismiyle bütünleşmiş bu muazzam eserinde Üstad. Kitaplarında ele aldığı şüphe ve çelişki hakkında düşündürürken yine insan ruhunun derinliklerine
Uzun zaman sonra okuduğum en sürükleyici kitaptı. 460 sayfa nasıl geçti anlamadım.
Zweig'in betimlemeleri o kadar güçlü ki. Kitabı okurken baş karakter ile beraber hikayenin içinde kaybolup gidiyorsun. Zweig okurken hep aynı his içinde oluyorum. İnsan beyni saniyede o kadar çok şeyi düşünüyor ki. O düşünce içinde kayboluyor, bocalıyor, deliye dönüyorsun. Karmaşık Duygular kitabından sonra bu durumu en çok yansıttığı kitap olduğunu söyleyebilirim.
Romanın içeriğine gelecek olursak, olay örgüsü birbirinden kopmadan sürekleyici bir şekilde ilerliyor. Baş karakter Anton Hofmiller 'in yine monoton geçen bir gününde kendisini bu monotonluktan kurtardığını düşündüğü bir ortama girmesi ile başlıyor. Ve o andan sonra kitabın ana düşüncesini oluşturan acıma duygusu sonucunda ortaya çıkan durumları okuyoruz. Kitabı okurken sadece zaman geçirmek için okuyamıyorsun. Çünkü ana karakterle beraber psikolojik bir serüvenin içine de giriyorsun. Karakter acıma duygusu içinde iken bir anda bundan nasıl kurtulacağının iç muhakemesi içine giriyor. Zweig aynı psikolojik duyguyu diğer karakterlere de o kadar güzel oturtmuş ki, baş karakterden kopmadan yan karakterlerinde hikayelerini tanıklık ettiriyor.
Bundan sonra söylenecek her şey spoiler olur bence :) Bu tarz romanla bütünleşen psikolojik tahlilleri seven herkesi sadece bu kitabını değil tüm Zweig kitaplarını öneririm.
"Zordur insanlarla yaşamak, çünkü öyle zordur ki susmasını bilmek."(#52880794)
_________
Öncelikle bu inceleme yazısı doğrusuyla yanlışıyla BENİM düşüncelerim ve hissettiklerimdir. Yani herhangi bir makale veya yardımcı okuma yaparak yazılmış bir şey değildir. Tabiki bu tarz yardimci okumalar da