256 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
DİKKAT BOL MİKTARDA KİŞİSEL GÖRÜŞ İÇERİR-HİÇBİR HEDEF VE KİTLEYİ ELE ALMAZ-ESER ROMAN/HİKAYE/NOVELLA TÜRÜNDE OLMADIĞINDAN SÜRPRİZBOZAN İÇERMEZ-AYRICA BU İNCELEME PSİKOLOJİ-SOSYOLOJİ OKUMALARI EKSENİNDE YAPILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR İncelemek nedir? Bir kitabı özetleyip,sonunda kitaba methiyeler dizmek mi? Eğer amaç buysa benimki bir inceleme değil bunu
Sahip Olmak ya da Olmak
Sahip Olmak ya da OlmakErich Fromm · Say Yayınları · 20153,466 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
BÜYÜK BİR ŞİİR: TUTUNAMAYANLAR*
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında bu kitap yazılırken henüz Olric yoktu. Henüz  her şey bugünkü gibi açık seçik ve bir bakıma da belirsiz değildi. Henüz ilk kitabı olmasına rağmen TRT roman ödülüne layık görülecek bu kitabın yazarı, bir mühendis bozuntusuydu. (?!) “Adam gibi” bir meslek edinmesi gerektiği için sanatla istediği ölçüde
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,4bin okunma
Reklam
84 syf.
9/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
İlk olarak kitaba ismini veren "Şeffaflık" üzerine kitaptan anladıklarımı yazmak istiyorum. Bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu bir çağda "Şeffaflık" kavramı bireye kendini güvende hissettiren bir durum olsa da aslında toplumu kontrol altına alan bir şeydir. Şeffaflık bireyi saydam hale getiren bir durumdur. Bu da kontrol ve
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık ToplumuByung-Chul Han · Metis Yayıncılık · 20172,084 okunma
peyote*
, "baş dönmesi, bir mutluluk hali ve her türlü algıya, duyuya ve iç zihinsel olaylara karşı dikkatin artması" durumuna yol açıyordu. Algısal değişimlerin seyri önce canlı ve kendiliğinden oluşan, sonra yanılsamalara ve sonunda görsel halusinasyonlara dönüşen görsel imgeler biçimindedir. Duyular çok geniş bir yelpazeyi içererek şiddetlenir ve öfori, duygu yitimi, huzur ve endişeyi kapsayabilir. Düşünceler karmaşık gerçeklerin çözümlenmesine ya da aşkın sorunlara doğru kayar. Bilinç tüm bu tepkileri aynı anda kapsayacak biçimde genişler. Halüsinojen ilaçtan yüksek dozda alınmasının ardından daha sonraki aşamalarda şahıs, kişisel kimliğin yok olmasıyla birlikte doğayla bir bütünleşme duygusu yaşayabilir ve bu, uhrevi bir mutluluğa ya da hatta vecde yol açabilir. Kişinin o anın gerçeğiyle temasını yitirmesine yol açan asosyal bir tepki de oluşabilir. Kişi, kendi bedenini terk ettiği duygusunu yaşayabilir, gayet ayrıntılı hayaller görebilir yahut ölümün gelmekte olduğunu hissedebilir ve bu, korku ve paniğe yol açabilir. Yaşanacak deneyimi belirleyen şey kişinin ruhsal durumu, kişilik ya-pısı, fiziksel ortam ve kültürel etkilerdir.
Sayfa 40 - AyrıntıKitabı okudu
“Otizmli insanlar için dünya çok kaoslu;karışık ve düzensiz . Otizmli insanlar bütün detayları algılayıp,anlamlı bir bağa entegre edemiyorlar. Detayları algılamanın be bunları anlamlı bir bağa entegre etmenin ismi “merkezi bütünleşme “. Otizmli insanların durumu, zayıf merkezi bütünleşme olarak nitelendirilir”
392 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
57 günde okudu
Türk modernleşmesi, bizim ilk yenileşme hareketlerimizle başlayan bir süreçtir. Modernleşme tabirine baktığımızda toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda görülen değişme ve gelişmelerdir. Türk modernleşmesine, iktisadi anlamda sanayileşme denmektedir. Adına her ne denilirse denilsin görüyoruz ki tek bir kavrama sığdırmak ya da sadece budur demek
Türk Modernleşmesi
Türk ModernleşmesiAbdulkadir İlgen · Dergah Yayınları · 20144 okunma
Reklam
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı bir defa yarım bırakıp ikinci başlayışımda bitirdiğim bir kitap. Ve inanın bana bunun sebebi kitabın sürükleyici olmaması veya benzeri bir durum değil. Nabokov üslubunu sevdiğim bir yazar. Kitabı okurken cümleler, kullandığı teknikler kitabı elimden bırakmamak istememi sağladı. Bunun bir diğer sebebi daha kişisel olarak kitaptaki Sebastian'ı arayışın beni çekmesi olmalı. Nabokov kitapta kendi hayatından benzetmeler ve alternatif durumlar kullanmış. Ve kitap yine kitabın içinden olacak şekilde benzerlikler, durumu yorumlamamızı sağlayacak olaylar içeriyor (buralara girmeyi çok isterim fakat sizler için ne spoiler kategorisinde giriyor bilmediğimden düşüncelerimde kalıyorum.) ki bu da daha iştahlı okunmasını sağlıyor. Kitabı iletişim yayınlarından alacak olursanız arka kapakta kitabın son cümlesi olan "Ben Sebastian'ım ya da Sebastian ben ya da belki ikimiz ikimizin de tanımadığı bir başkasıyız" cümlesi var. Burada da göze "Sebastian ben" kısmı çarpıyor olacak. Sebastian yarım kalmış, bazen unutulmuş bazen kaybolmuş fakat yüreğin içinde en sevilen ve hayranlık duyulan yerde. Sebastian arandıkça uzaklaşacak ve bütünleşme ile sonlanacak. Elbette bunlar benim çıkarımlarım ve yorumlarım. Kitabı okumanızı tavsiye ediyor ve iyi günler diliyorum.
Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı
Sebastian Knight'ın Gerçek YaşamıVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 2016135 okunma
Ne kadar çok sayıda insanın bir takım kurallar kullana­rak uykularını bozduklarını bilmek ilginçtir. Uykuyu engel­lemenin en iyi yöntemlerden biri de bine kadar saymak, sonra geri saymaktır. Bu iki saat sürer ve hasta iki saat boyunca uyumamış olur. Yine de bunu uykusuzluğa karşı bir çare sanar, oysa durumu kendisi yaratmaktadır.
200 syf.
10/10 puan verdi
Veysel Göger, Osmanlı Seferlerinde Ordu Çevre Halk (1300-1774), Kitabevi Yayınları, İstanbul 2020, 197 s., ISBN: 978-605-7819-46-8 Son yıllarda Osmanlı askerî tarihi üzerine yapılan çalışmalar artmaktadır. Özellikle meydan muharebeleri ve kale kuşatmalarını ele alan müstakil çalışmalar ile ordunun lojistiğini ele alan çalışmalar göze çarpmaktadır.
Osmanlı Seferlerinde Ordu Çevre Halk (1300-1774)
Osmanlı Seferlerinde Ordu Çevre Halk (1300-1774)Veysel Göger · Kitabevi · 20205 okunma
Reklam
Ozanlar vardır, doğumları, ölümleri, yaşamları ilgilendirir bizleri. Yalnız şiirleri üstünde çalışmak isteğimiz zaman da ilgilendirir. Tanpınar'ın şiirlerini topluca okuduğumda gördüm ki, bu ozan, bir sürenin, bir yerin ozanı değil. Aynı odaktan çıkmış 37 şiir. Birbirini bütünlemiyor şiirler. Her biri kendi içinde bir bütün. Ama, söylediğim gibi, çıkış yeri bir. "Ne İçindeyim Zamanın" da yakaladığımız bu odak noktasını her şiirde görebiliriz. Nedir bu? Zamanla bütünleşme, sonsuzlaşma. Kendisini, yaşayan, fiziksel durumu, konumu olan her şeyi, onların izienimlerini soyutlaştırma. Soyutlaştırma sözcüğü yetmiyor. Ağırlığından kurtarma, yoka vardırma demek gerekir.
Sayfa 119
Resim