“Birey her zaman sürü tarafından yutulmamak için mücadele etmelidir.” -
Friedrich Nietzsche
Jack London’ın başyapıtı olduğu söylenir genelde Martin Eden için. Hayatından büyük izler taşıdığı için de “yarı otobiyografik bir roman” olarak değerlendirilir. Ve büyük bir aşk ve mücadele romanı olduğu da dile getirilir birçok yerde. Bunlara ek olarak daha birçok
Mektuplarla felsefe yolculuğuna hazır olun..
"Kimsin sen?"
Sofie, meşgul bir anneye ve genelde uzakta olan bir babaya sahipti. Ona oyalanması için evcil hayvan almaktan ev neredeyse hayvanat bahçesine dönmüştü. Günleri ev ve okul arasında bir hayli sıkıcı geçiyordu. Ancak bu durum çok geçmeden değişecekti. Sofie bir gün kendi adına
''Delilik en büyük özgürlüktür.''
(Alein Kentigerna)
Hazır, başlayalım.
Delilik, nedir bu delilik?
Önce kitap hakkında konuşalım. Erasmus delilik kavramını çok geniş bir biçimde aktarmış. Erasmus'a göre bilgelik delilik ile eşdeğerdir. Bilge bir insan, önce delilik sınavından geçmelidir. Tıpkı karanlığın en büyük aydınlık olduğunu anlamış biri
Güneş bugün de doğmadı. Koyu karanlık bir yalnızlıkla başbaşayım. Kimbilir ne zamandır burdayım...
Peki burası neresi? Hiçbir fikrim yok. Tenimde hafif bir ıslaklık hissediyorum; yağmur çiseler de nemlenir ya elin, yüzün... Ama ıslandım da diyemezsin. Karanlık neyse de şu halatımsı şey beni çok ürkütüyor. O şeyle beni bir yere bağlamış