Ben Yandım
Hangi dilde ağlıyorsa insan İşte ana dilidir ayrılmanın Her sokağa şifa niyetine bir açlık Güzereş kardaşlık bilinen en büyük uzakiık Hep acıların kuranderinde sevgili bir yoksulluk Kitaplann arasında dolanmış ve sahte fikirlerle dolandırılmış donatılmış aklanmış yeşermiş Ve gri demirii bir yatılı okulda uzun uzun Kimsesiz kimsesiz
AYAKLANMALARLA TOPLUMSAL KARGAŞALIKLAR ÜSTÜNE
"Ayaklanmaların nedenleri ile körükleyici etkenleri, dinde yenilikler, yeni vergiler, yasalarda törelerde değişiklik, tanınan ayrıcalıkların geri alınması, topluma genel bir baskı, değersiz insanlarla yabancıların yükselmesi, açlık, ordudan çıkarılmış askerler, umut kırıklığına uğramış partiler, küskün toplumu ortak bir amaç çevresinde toplayıp birleştiren bütün buna benzer şeylerdir. En başta gelen önleme yolu, ayaklanmanın yukarda andığımız elle tutulur nedenlerini, ülkedeki yoksulluk ile düşkünlüğü ortadan kaldırmak için elden geleni yapmaktır. •Bu da, alım satımı her dalda dengeli olarak geliştirmek, üretimi desteklemek, aylaklığa son vermek, savurganlığı, çarçuru yasalarla kısıtlamak, toprağın verimliliğini arttırıp işlemek, satış fiyatlarını saptamak, vergileri harçları, buna benzer yükümlülükleri hafifletmek yolu ile olur. •Genellikle, bir ülkedeki nüfusun (hele savaşlarla da kırılmamışsa) ülkenin kaynaklarıyla beslenemeyecek bir sayıya ulaşmamasına dikkat etmek gerekir. Ama nüfus yalnız sayıyla da ölçülmemeli, çünkü az kazanıp çok tüketen bir toplum, ülkeyi, tutumlu yaşayıp çok biriktiren bir toplumdan daha kısa zamanda çökertir. •Bu nedenle, soylu kişilerle yüksek tabakaların sayısını büyük kitlenin sayısına göre aşırı bir oranda arttırmak bir devleti hızla yoksulluğa sürükler. •Din adamlarının sayısını artırmak da öyle, çünkü bunlar ülkenin gelirine hiçbir katkıda bulunmazlar. •Ülkede öğrenim görenlerin sayısı, kullanılabilecekleri iş yerlerinden daha çok olursa gene aynı sonuç doğar."
Sayfa 70 - YKYKitabı okuyor
Reklam
İnsanoğlu için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar, kanser olmayıp, yalnızca insanın kendisi olduğu, göz kamaştırıcı bir açıklıkla ortaya çıkmıştır. Nedeni ortada: Ruhsal yaraları saracak, etkili bir çare yok henüz, oysa bu yaralar doğanın en acımasız, en büyük yıkımlarından daha da yok edicidir! İnsanı olduğu gibi, halkları da korkutan en büyük tehlike, psişik tehlikedir. Beliren genel güçsüzlüğün nedenleri, bilinçaltını hiç dikkate almaksızın tek bilinçle, ama yalnızca bilinçle ilgilenilmiş olmasıdır. Bunun sonucu olarak insan için en büyük tehlike, bilinçaltı etkilerin biriktiği kitleden kaynaklanır ve bilincin akılcı direnmelerini susturur. Her kitle örgütü, dinamit yığınından farksız gizli bir tehlike oluşturur. Çünkü buradan, kimsenin istemediği ve hiç kimsenin de engelleyemeyeceği etkiler yayılır! Bu nedenle psikolojinin ve onun bilgilerinin, buluşlarının yaygınlaşması ve böylelikle insanların başları üzerinde dolaşan büyük tehlikelerin nereden kaynaklandığını öğrenmeleri gerekir. İnsanların, modern savaşlar olarak beliren büyük yıkımlardan kendilerini korumaları herkesin tepeden tırnağa silahlanmasıyla olmaz! Silah yığınları savaşları gerekli gösterir! Gelecekte, bilinç setlerini yıkıp kurtularak dünyayı tehlikelere sürükleyen bilinçaltının yarattığı koşulları yok etmek, daha yeğlenir bir durum değil midir?
540 syf.
10/10 puan verdi
Gazap Üzümleri
Herkesin okuması gereken bir kitap çok beğendim. Açlık, sefalet anlatılsa da asıl anlatılmak istenen toprak sahibi olan büyük şirketlerin insanlara ne kadar acımasız davrandığı hatta bu insanların emeklerini nasıl çaldıklarını çok güzel anlatılmış. Halk, patates toplamak İçin balık ağlarını alıp derelerin kenarlarına gidiyor, silahlı muhafızlar onları derenin kenarlarına bile yanaştırmıyorlar. Halbuki bu patatesler fire veren ufak tefek hasarlı patatesler bunları aç insanlara vermek yerine almamaları İçin derelere atıyorlar. İnsanlar açlıktan ölüyor. Harika bir kitap muhteşem bu kitabı okumayan çok şey kaybetmiştir derim. çok çok güzel mutlaka okuyun çok seveceksiniz. Kitabı bitirdiğimde ben bu kadar güzel bir kitap okumamışım gibi geldi bana… Ne yalan söyleyim etkisinden kurtulamadım muhteşem bir kitap
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · İletişim Yayınevi · 202135.3k okunma
Ameller iki kısma ayrılır. Birincisi farz olan amellerdir ki bunu okuyan kişilerin uygulaması şarttır. İkincisi ise nafilelerdir ki herkesin bunu uygulaması söz konusu değildir. Hadisle meşgul olmak, nafile oruç ve namazdan daha faziletlidir. Zannedersem Bişr de teheccüt ve açlık yolunu tercih etmiştir ki bu durumdan dolayı da kınanamaz. Eğer Bişr'in maksadı 'hadis ilmine bakılmasın' düşüncesi ise bu hatalı bir görüştür. Çünkü hadis ilminin tüm kısımları övülmüştür. Peki, insanlar hadis ilmini terk edince Bişr mi fetva verecek? Vallahi fakih olmayanın sözüne itibar edilmez. Bir insanın isminin büyük olması seni aldatmasın.
Sayfa 147Kitabı okudu
98 syf.
10/10 puan verdi
Umut verici
İlgimi çeken bir kitap olmuştu ve epeydir okumayi düşünüyordum. Bir oturuşta okunabilecek bir kitap bu. Bittikten sonra tadı damağımda kaldı ve keşke biraz daha uzun olsaydı demeden edemedim. Yazarın ilk romanı sanırım buna rağmen dili olsun üslubu olsun yılların yazarı izlenimini veriyor adeta. Bu kitaba 10 puan verdim, belki kusursuz bir eser değil ama gerçekten sevdim ve önünün açılması için tam puan vermek istedim. Yoksa minimum 8-9 vereceğim bir kitap zaten. Kitap,
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
tadı veriyor. Dostoyevski çok büyük bir yazar ve ondan esintiler görmek çok hoşuma gitti. Pesimizm, yalnızlık, çaresizlik, ruhsal çöküntü, açlık ve birçok duygunun oldukça yoğun bir şekilde anlatıldığı bir kitap. Dostoyevski'nin
Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar
kitabını anımsatan bir kitap bu. Bu tarz her insana hitap etmeyebilir, aşırı tez canlı biriyseniz, ne bileyim yeraltından notlar tarzı kitapları sevmediyseniz bu kitabı da okumayın. Her kitap her insana uygun değildir. Şimdi kitaptan birkaç alıntı paylaşacağım: "Ancak ben, zihnimden bile dışarı çıkamıyorum kimi zamanlar;tek başıma kaç kişiyle, kaç fikirle mücadele ediyordum." "Keşke zihnimizin ve kalbimizin ta orta yerinde de bir dolunay olsaydı, olsaydı da tümüyle aydınlatsaydı karanlık taraflarımızı. Göremediklerimizi bize gösterseydi. Aydınlatsaydı bütün gecelerimizi. Maalesef böyle bir durum söz konusu değildi. Sadece bir taneydi ve ben de buna razıydım." "Onlara zihinlerini kullanmak ağır geliyordu ve zihinlerini hadım ediyorlar, onları kısırlaştırmayı seçiyorlardı; böylece dertten tasadan ırak, gamsız bir hayatları oluyordu."
Dağılma
DağılmaVeysel Nazlı · Fihrist Kitap · 202234 okunma
Reklam
210 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kitap benim için kusursuzdu , o yüzden puanım 10/10.. Öncelikle yakın Çin tarihine biraz değinirsek karşımıza çıkan isim elbette Mao Zedung. Kendisi kahraman,lider olarak anılmakta. Ancak bir taraf da var ki onun cani olduğunu düşünmekte. İşte ben bu taraftanım. Mao Çin Komünist Partisi'nin başkanı.Marksist düşünceleri, askeri teorileri ve
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633.5k okunma
“insanı ekmeğe olan açlık kadar, kendini ortaya koyma açlığı da öldürebilir.”
Sayfa 229 - Rıchard WrıghtKitabı okudu
..otofaji açlıkta enerji ve yedek parça temini için devreye girer. Çalışmalarda, açlıktaki en büyük menfaatin otofajiye eski hücrelerden yedek parça yapmak olduğu görüldü. Otofaji mekanizması da bir hayatta kalma mekanizmasıdır. En basit haliyle açlık durumunda mühim işler için gereken enerjiyi en kötü hücreleri yakıta çevirerek sağlamaktır.
504 syf.
9/10 puan verdi
1934 lu yıllarda Teksas ' ta Büyük Buhran adı verilen kıtlık ve kuraklık dönemi nedeniyle Elsa ve çocuklarının hayatta kalmak için bolluk bereket diyarı California ' ya giderek yerlesmelerini anlatıyor.Oysa ki California ' da onları büyük bir hayal kırıklığı beklemektedir.Cunku orada göçmenlere hiçbir şekilde yer yoktur.İnsanlik dışı, açlık, sefalet onları ve onbinlerce göçmeni çaresizce kivrandirir.Herseye rağmen mücadeleden yılmayan,daima dik duran Elsa ' nin hüzünlü hikayesi okumayı hak ediyor.
Dört Rüzgar
Dört RüzgarKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 202369 okunma
Reklam
Çok zor geçen önceki yıl büyük proleter(işçi sınıfı) kitleleri açlık sınırının altına itmişti.
Sayfa 227
Mesela kişinin psikolojik ihtiyacı yalnızlık duygusundan uzaklaşmaksa, kendini çok yalnız hissediyor ve sevdiği kişinin onu koruyacağına inanıyorsa o kişi büyük ihtimalle daha çabuk aşık olacaktır. Çünkü psikolojik bir açlık içindedir. Sığınacak bir liman arıyordur.
Gördüğüm bakışların hiçbirinde kederin izi bile yoktu, omuzlar yüksüzdü, bu mutlu ruhlar büyük olasılıkla ne bir karanlık düşünce ne de gizli bir acı taşıyordu. Öte yandan bu kişilerin arasında yürüyen ben, gençliğime ve yeni serpilmiş olmama karşın, mutluluğun neye benzediğini bile unutmuştum!
Sayfa 22 - Can YayınlarıKitabı okudu
" İnsanın gittiği yerlerde güzel şeyler başarması ne büyük mutluluktu. "
Sayfa 133 - OlimposKitabı okudu
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.