Akış
Ara
Mesajlar
Bildirimler
Kaydedilenler
Ne Okusam?
Profil
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.17
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Taparcasına sevmek
Çok ender olmayan ve çoğu zaman “büyük aşk” diye yaşanan sözde sevgi türlerinden biri de taparcasına sevmektir. Eğer kişi bir kimlik ve benlik duygusuna sahip olacak düzeye ulaşamamışsa, sevdiği insanı “putlaştırma” eğiliminde olur. Bu süreçte kendi gücüyle ilgili duygularından kendisini yoksun bırakır, sevdiğinde kendini bulacağına, onda kendini kaybeder. Zaman içinde hiç kimse, kendisine tapan kişinin beklentilerini karşılayamayacağından, düş kırıklığı kaçınılmaz olur.
baba...
Ondan korkmak, aynı anda onu taparcasına sevmek büyük bir hastalıktı benim için.
Sayfa 37 - EpsilonKitabı okudu
Bir kadını taparcasına sevmek.
Kimi şairlerde görülen en belirgin özellik kutsal aşk olarak kadını sevme ve kadını yüceltip ona adeta tapma vardır. Kadının her vücut hattı kutsal görülür. Aslında kadını delicesine sevmek divan şiirlerinde de görülen büyük özelliktir. Ben inanıyorum ki kadın olmadan şiir de yazılmazdı belki de. İki tür konu işlenir genelde şiirde: beşeri aşk ve ilahi aşk. Divan şairleri kadının kaşını yaya, boyunu selvi ağacına, yüzünü dolunayın en güzel haline benzeterek adeta olağanüstü özellikler verir. Daha sonraları ise erotizme yönelim başlar. Bunu biz 
Cemal Süreya 'da belirgin görürüz. 
Ahmed Arif ve 
Nazım Hikmet Ran 'da benzerlik olarak ikisi de kadına yücelik katar ve elbette sadece kadın aşkıyla kalmaz komünizm, özgürlük, adalet, barış gibi konuları da işlerler. Dönemin yaşanan sosyal sorunlarına dikkat çekerler.
Aslında Kürt yazar olan Arif'in Türkçe şiir yazmayı seçmesi de ilginçtir. Her ne kadar tepki almışsa da bunu şiirin bir dili olduğunu ve insanın bir dilde iyi yazdığını belirtir. Kendisi Türkçe şiir yazmak konusunda başarılı bulmuş ve devam etmiş. Bu kitapta ise Leyla Erbil'e yazmış olduğu mektuplar var. Mektupları dahi oldukça şiirseldir. Okurken Arif'in ve Erbil'in hayatından izler göreceksiniz, Ahmet Arif aşkını doruğuna şahit olacaksınız.
Keyifli okumalar dilerim.
❝Dünyanın daha fazla "başarılı" insana ihtiyacı yok. Daha çok hikaye anlatıcısına, daha çok barış gönüllüsüne, gönül tamircisine, sevgi taşıyan insanlara ihtiyacı var. Dünyayı daha yaşanılası ve insancıl kılacak ahlaki cesareti gösterebilecek insanlara ihtiyacı var. ❞
Kemal Sayar
Başı Sınuklar İçin Kılavuz, Kemal
Haziranda Ölmek Zor....
youtu.be/xBp4URkG9do
Hasret Gültekin’in Yorumuyla 33 Kurşun
Dewrimci Şairler ölümsüzdür...
Haziran Gülleri,
1. Orhan Kemal – 2 Haziran 1970
Hasan Hüseyin Korkmazgil’in 13 yıl yüreğinde taşıdıktan sonra yazdığı şiirin adıdır: “Haziran’da Ölmek Zor”. Nazım Hikmet’in ölümüyle oluşmaya başlayan dizeler, başka bir dostunun, Orhan Kemal’in
