80 syf.
10/10 puan verdi
Sanatımız, sanatçılarımız ve Güngör Dilmen üzerine biraz konuşalım.
"Güngör Dilmen" çoğu oyunu geçen sezonlarda sergilendi bu sene Devlet Tiyatrosu "Aşkımız Aksarayın En Büyük Yangını" oyunu ile onu yaşatıyor biz ise ne güzel gidip seyrediyoruz ama kitaplarının yarısının baskısı yok bilmiyoruz çünkü kimse almıyor. Hayatını sanata veren bu insanı da 70 alıntı birkaç paragrafı geçmeyen birkaç
Canlı Maymun Lokantası
Canlı Maymun LokantasıGüngör Dilmen · Mitos Boyut Yayınları · 2012280 okunma
92 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 19 hours
"Dişil Enerji"nin Yok'luğunda Var'olan Valerie Solanas
"Bu toplumda hayat, en iyi halinde bile can sıkıntısından ibaret olduğundan ve toplumun hiçbir tarafı kadınlara uygun olmadığından; uygar-kafalı, sorumlu, heyecan arayan dişilere, hükümeti yıkmak, para sistemini bertaraf etmek, her alanda otomasyonu kurumlaştırmak ve eril cinsi yok etmekten başka çare kalmıyor." cümleleriyle başlıyor
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu
Erkek Doğrama Cemiyeti ManifestosuValerie Solanas · Sel Yayıncılık · 20181,198 okunma
Reklam
... “Ben bilimsel şekilde ispatlanmayan hiçbir şeye inanmam” diyen bireyler üzerinde dahi yapılan araştırmalarda, olayın hiç de öyle olmadığı ve bu yetişkinlerin dahi “bilimsel ispatı olmayan durumlara inandığı ve çekinceler duyabildiği” gözlemlendi. Araştırmaları aktarmadan önce daha iyi anlaşılması açısından birkaç basit örnek verelim.
Bir dinin inananlarının bütün diğer dinlerin mensuplarına karşı kendilerinde her suçu işleme hakkını görmesi ve dolayısıyla onlara karşı en büyük canilik ve gaddarlıkla davranması gerçekten dinlerin en kötü yanıdır.
136 syf.
10/10 puan verdi
Tüylerim diken diken kapattım kitabın kapağını ve taze taze yazıyorum düşüncelerimi. Öncelikle kitabın konusundan biraz bahsedeyim. Kitapta idam cezası almış bir adam son günlerde yaşadıklarını, düşündüklerini ve hissettiklerini yazmış. Baştan sona bunu okuyoruz. Çok büyük suçların kesinlikle idam cezası ile sonuç bulması taraftarıydım. Bir kere eli kirlenen bir insan tekrar temiz olamaz bana göre. Ama bunu idam edilecek kişi tarafından düşününce, farklı hissetmeye başladım. Tamam güzel biz bu adama suçundan dolayı ölüm cezası veriyoruz ama bu adamın ailesi ne olacak? Kitapta mahkum şöyle diyordu: "Haklı olarak cezalandırıldığımı kabul ediyorum. Peki bu masumların suçu ne? Ne önemi var! Onurları lekeleniyor, felakete sürükleniyorlar: Bunun adı adalet." Tam burada bu cezanın sadece kendisini değil, ailesini de etkilediğini farkettim ve geri de kalanlara üzüldüm. Belki bir daha kimse onlarla konuşmayacak, iş bulamayacaklar ve kötü yollara düşecekler bunlar dehşet verici. Ölüm acısız ama ölümü beklediği günler çok acı verici. Çok büyük bir yıkım var. Toplumun kan için can atmasınında esasında bir canilik olduğunu ve ölüm cezasının çok büyük bir geri kafalılık olduğunu anladım. En başta verdiğim alıntıya katılıyorum. Nöbetçiler işlerini iyi yapsın ve suçlu kişi içeride çeksin cezasını. Ben de çok farkındalık yaratan bir kitap oldu. Gözümün önünde olan bir perdenin daha açıldığını hissetim. Okumadıysanız bir an önce okumanızı tavsiye ederim. → Daha yıkmamız gereken çok tabularımız var. Bu yüzden okuyalım, okumayı aşılayalım arkadaşlar.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023121.6k okunma
"Devletten aldığı maaşla devleti yıkmaya çalışmak..." Bundan daha büyük bir cânilik olur muydu?
Reklam
108 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.