''Defterim dolu olsa da suçlarla, siyahtan korkmam.''(Ömer Hayyam)
Raskolnikov işte tam da böyle bir karakter.Sıradan görülen bir cinayeti pek de sıradan sayılamayacak sebeplerin arkasına sığınarak işleyen bu genç adam roman boyunca hem bu sebepleri -en başta kendi gururu için- haklı çıkarmaya uğraştığını hem de hiç ummadığı halde hastalıklı,
'Kızıl Kahkaha'
1904 yılındaki Rusya-Japonya Savaşı'nda Rusya'nın büyük bir yenilgiye uğraması sonucunda yazılan bir kitap.
Yazar hikayenin bir kısmını savaşa giren bir Rus subayın ağzından,ölümünden sonrasını da kardeşinin ağzından anlatmakta. Kitabin ismi: İnsanlık dışı olaylara şahit olanların delirmesi ve yüzlerine bir kahkaha maskesi takmalarindan geliyor.
Savaşın sadece askerler üzerindeki psikolojik ve fiziksel etkileri değil, aileleri üzerindeki etkileri de kaleme alınmış.
Savaş şahit olmayan kişiler için bile çok trajik bir olaydır. Geriye birçok canilik ve kanlı tarih sayfaları bırakır. Kitapta bölümler kesik kesik olduğu için okurken bir anlam kargaşası yaşadım ama bitirdiğimde bir sorunla karşılaşmadım. Savaşa sadece diplomatik, stratejik, maddi açıdan bakmanın dışına çıkmak isteyenler için güzel bir eser tavsiye ederim.
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,4bin okunma
Yahudi soykırımı ile ilgili yüzlerce kitap ve filmlerden birisi. Tarihte bazı olaylar vardır ki, bu olaylar bizzat içinde yarattığı kaostan beslenir yıllar boyunca. Nazi faşizminin sebep olduğu tarihin en korkunç ve acımasız soykırımı yıllar içerisinde yine Avrupa emperyalizmi tarafından zamanında yaşanan kaosla büyüyüp güçlenerek kitap, film,
Ve yine çok sevdiğim kitap incelemesi, ve yine KulturaLitera kitap klübüm sayesinde tanıdığım harika bir kitap...
Daima söylediğim bir durumla yine karşı karşıya kaldım aslında bu kitabı okuyacağımızı öğrendiğimde, 2022 Nobel Edebiyat ödülü almış bir yazar ve onun eseriydi zira...
Yılların analitik okuma yapan okuru olmanın getirdiği bir tecrübe ile ödüllere ve özellikle Nobel Edebiyat ödüllerine çok sıcak bakmıyorum zira ilgimi çekip sonra hiç hoşuma gitmeyen yazarlar ve kitaplar olmuştur..
Fakat bu klübün okumalarında hiç yanılmadım bugüne dek ve gerçekten bu eserde yanıltmadı..
Zaten aylardır Türkiye' nin yaşadığı ağır koşullar ve hızla raydan çıkan bir toplumu görmek beni bu kitabı okurken iki kez sorgulamaya itti..
Annie Ernaux Fransa tabanlı bir toplumsal inceleme yapsada 1.ci tekil şahsın yaşadıklarını 3.tekil şahsın gözünden çok ince detaylara inerek anlatmış.
Dünya genelinde , kapitalist tüketim zihniyetinin yarattığı dayatmacı hayatı,sosyal sınıf farklılıklarını, topluma adaptasyon zorluklarını ve politikanın kirli yüzünü adeta bir belgesel tadında okuruna yansıtmış..
Roman ögeleri taşısada ,anlatı, tarih ve belgesel tınılarda içeren kitabı tek bir türle sınırlandırmakta büyük haksızlık olur esere...
Şu günlerde beni çok yoran ve iyice umutzluğa iten, paranın kölesi edilmiş, bencil insanlıktan çok uzakta ve bırakın üretmeyi sadece tüketen ve şiddet, canilik, sapkınlıkla yoğrulmuş bir toplumu ve dünyadaki değişim furyasını çok güzel yansıtan akıcı mutlaka okunması gereken bir kitap....
SenelerAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20211,634 okunma
Hey insanoğlu, güzelim insanoğlu, sen ne biçim bir yaratıksın böyle, ne anlaşılmaz...
Ben ne okudum böyle.. Etkisinden de uzun bir süre çıkmayı düşünmüyorum:)
Seni en çok hangi yazar anlatıyor diye sorulsaydı eğer listenin ilk başında