Anlamlandıramadığım, ama çözmeye çalıştığım acayip yazar Nietzsche. Değişik bir girdabın içerisine soktu bu kitap. Niyeyse dili diğer kitaplara kıyasla daha ağırdı. Herkesi eleştirdiği kitap diyebilirim. Gelelim eleştirilerine;
Sokrates için kendisini ciddiye aldırtan bir soytarıydı, diye bahseder. Felsefenin biricik adamları hakkında ne kadar da sert. Gerçi biz kardeşlerine öğretmeye çalıştığı şey değil midir “Sert olun!”
Kant için sinsi bir Hristiyan tabirini kullanır. Kant gibi ahlak felsefesi taraftarı birini elbette ahlakı reddeden Nietzsche en fazla böyle niteleyebilirdi.
Tutkuyu yok etmeye çalışanlardan Eski canavar diye bahsetmiş. Hep olduğu gibi bu konu da Hristiyanlığı eleştirmiş. Bu eleştiriyi öz olarak değinmekte sakınca yok. , “Tutkuların köküne vurmak, yaşamın köküne vurmaktır. Kilisenin pratiği yaşama düşmandır.”
Her eleştirinin sonu hristiyanlığı buluyor :))
Tanrı tanımaz düşüncesinin en şiddetli olduğu kısım ise, “Tanrıyı yadsıyoruz, tanrıya karşı sorumlu olmayı yadsıyoruz, böylece kurtarıyoruz dünyayı” Tanrı kavramını varoluşa en büyük itiraz olarak görür.
Goethe hakkında iyi duygular besliyor, çok şükür :) saygı duyduğu son almandır Goethe.
Kısaca kitaptan bahsetmem gereken bunlar. Nietzsche okumanızı tavsiye ederim. Büyük ihtimalle yarısını anlam veremeyeceksiniz. Ama eminim ki anlamlandıramadığınız o şeyler hakkında sizi derin derin düşündürecektir.
O zaman bir Nietzsche kapanışı olsun
“Ey kardeşlerim Sert Olun”