Geçmişi anmanın büyük faydası, yabancının dostluğuna inanmanın asla doğru olamayacağını göstermesindedir. Yüzyıllardan beri insan kardeşliği davaları güdülmüş, filozoflar, peygamberler, bilginler, şairler bu davayı savunmuş, fakat sosyal kanun olan "milletler savaşı"nda en küçük değişme olmamıştır. Kardeşliği Tanrı'nın oğlu sayan Hristiyan katolik-protestan halinde, dindaşlarını kardeş sayan Müslümanlar Sünnî-Şîî halinde birbirlerini boğazlamışlardır. İnsanları birleştirip tek devlet yapacağını, hattâ devleti de kaldıracağını ilân eden komünistlerin akıttığı insan kanı ise insanlık tarihinde aşılması imkânsız bir rekordur.
Osmanlı'da ile yeni Modern Türk devleti arasında demokrsi ve halkçılık
Meşruti saltanat bazı kayıtlar ve sınırlamalarla güya bir nevi halkçılık, bir nevi demokrasiydi; halk, bilerek, görerek, anlayarak, -çağdaş tabiri kullanırsak- şuurlu bir şekilde fikirlerini, maksatlarını, emellerini, gayelerini temsil eden yol göstericiler seçmiş varsayılıyordu! Varsayımlar böyleydi; gerçekliğe gelince, bazı mebusların kendileri bile gayelerinden habersiz, haberli olanların da bir haylisi kararsız ve değişkendi. Az çok şuurlu seçmenlerin belli programlarla kanaatli adaylar seçememesi İstanbul Mebusan'ının devamlı dalgalanmasına yol açıyordu. İki temel fikir vardır ki onların doğruluğuna ta gençliğimden beri inanıyor ve güveniyordum; ve elimden geldiği kadar da o iki fikrin hizmetçisi olmaya çalıştım. Bu iki fikirden birisi milliyetçilik (nationalisme), diğeri halkçılıktır (démocratisme). Şimdiye kadar Türkiye'de kurulup teşkilatlanan siyasi toplanışların hiçbirisinde bu iki temel fikri açıklık ve netlikle, saflık ve kesinlikle bulamadım. Nihayet yeni Türkiye Devleti'nin kuruluşu esaslarında, yeni Türkiye Devleti doğarken milleti kendinde cisimlendiren kahramanın ulvi ve kati sözlerinde, diğer bir tabirle Türk milletinin hür ve bağımsız varlığını ilan eden gür ve yüksek sesinde aradığımı buldum. Büyük Millet Meclisi Reisi'nin tarihi nutuklarını hatırlayınız. Gazi Başkumandan'ın Akdeniz'e doğru bir kasırga şiddetiyle ilerleyen muzaffer ordusu içinde, Türk bayrağını semalara kadar yükselterek yürürken yazdığı beyannameleri hatırlayınız… Bunlarda en derin, en esaslı, en açık ve en kesin bir şekilde milliyetçilik ve halkçılığı bulursunuz.
Reklam
Savaş mekanizmasını kumanda eden askerî ve sivil kurumlar uyumamış, bizim ütopik hayallerle başımız dönerken onlar halkın büyük çoğunluğunu etki altına almak için barış döneminden mümkün olan en etkin biçimde yararlanmışlardı. Bu durum önceden hazırlanmış ve ateşe hazır hale getirilmişti. Şu anda bile, deneyimli propaganda mekanizmamız sayesinde halk arasında devlete itaat duygusu olağanüstü boyutlara ulaşmıştı ve oturma odalarımızdaki radyolardan seferberlik ilan edildiğinde en küçük bir direniş olmayacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorundaydık. Bugün insanlar, kendi iradesi olmayan toz zerrecikleri gibiydiler.
Sayfa 9
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Bu gün kendine milliyetçi diyen (İYİP) ve KCK yapısının Türkiye’deki siyasi uzantısı olan (DEMP) Anayasa için değişiklik vurgusu yaptı. Geçtiğimiz günlerde Numan Kurtulmuş AKP adına 21 Anayasasını gündeme getirerek Anayasa değişikliği vurgusu yapmıştı. Ve yine bu gün Erdoğan ve Özgür Özel görüşmek için randevulaştılar kuvvetle muhtemel CHP de
80'lerde Yugoslavya 2
1982'de uygulanmaya başlanan IMF menşeli Stabili zasyon Programı da para etmeyince, 1985'te Yugoslavya fede ral yönetimi "iktisadi bunalım"ı resmen ilan etti. Gayrısafi milli hasıla (GSMH) 1979'a göre % 5.5 düşmüş, dış borç 15 milyar doları geçmişti (1991'de 18 milyar dolara ulaştı). 1982'de % 40 olan enflasyon 1988'de % 250'ye, 1989'da % 1500'e ulaştı. Ha- yat standardı, kullanılan ölçeğe göre 1978-1989 arasında % 30 düşerek 1967 düzeyine geriledi. İşsizlik ortalama % 15-20'ye çıktı. Gizli işsizlik son derece yüksekti - kimi uzmanlara göre yüzde 30 oranında. Tarımda, kuçük mülkiyet ağırlıklı yapının, ürün fiyatlarının devletçe, oldukça geç tarihte ve genellik le enflasyonun altında belirlenmesinden dolayı motivasyondan yoksun kalması nedeniyle, kronik verimsizlik sözkonusu idi. Yugoslavya, büyük tarımsal potansiyeline rağmen gıda ürünü ithal eder hale gelmişti. Avrupa'nın tahıl ambarı olabilecek bir potansiyele sahip bulunan Voyvodina'da üretimin olabileceğin çok altında kalması, Yugoslav iktisatçıları için başlıbaşına sı kıntı nedeniydi. Hükümet 1986/87'de fiyat ve ücretleri dondurmak gibi görünürde çok radikal ama sonuçsuz devletçi müdahelelerle ekonomiyi "toparlamaya" çalıştıktan sonra, 1988'de "tam pazar ekonomisine geçiş" şiarıyla hareket etmeye başladı. Ancak sendikaların baskısı ve 1988'deki grev dalgası bu liberalleşme önlemlerinin uygulamasını da yavaşlattı.
Sayfa 109 - İletişim
125 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
DOĞU TÜRKİSTAN
Bu kitapta Doğu Türkistan'da 1864-1877 yılları arasında varlığını sürdürmüş bağımsız bir Türk devleti olan Kaşgar Hanlığı'nın tarihini ve devletin kurucusu olan Yakup Bey'in İngiltere,Rusya ve Çin'e karşı olan siyasi mücadelesini okuyacaksınız. Şüphesiz ki Doğu Türkistan tarihinde Yakup Bey'den dağınık haldeki yerel idareleri tek çatı altında toplayıp bölgede gözü olan İngiltere,Rusya ve Çin'e karşı durup büyük bir mücadele verebilen başka bir lider yoktur. Kaşgar Hanlığı aynı zmaanda 1872'de Osmanlı Devleti'ne resmen bağlandığını ilan etmesiyle Osmanlı Devleti'nin Orta Asya'daki tek toprağı da oldu desek yanlış olmaz zira Sultan Abdülaziz tarafından Yakup Bey'e "emir" unvanı da verilmiş, padişah tarafından Yakup Bey'e hediyeler gönderilerek devletin varlığı Osmanlı tarafından da tanınmıştır. Aynı durum İngiltere ve Rusya için de geçerlidir. Diplomatik alanda yapılan bu hamlelerin hele de Doğu Türkistan gibi 19.yy'da Rusların göz koyduğu bir coğrafyada gerçekleşmiş olması hayret vericidir benim için. Muhakkak okunması gereken bu kitap size Doğu Türkistan hakkında farklı bir bakış açısı sunacaktır.
Yakub Bey ve Kaşgar Hanlığı
Yakub Bey ve Kaşgar HanlığıSerhat Doğan · Ötüken Neşriyat · 202018 okunma
Reklam
Büyük Adam kimdir?
“Büyük adam kimdir? Kime büyük adam derler?” “Büyük adam, orduları yenmiş, ülkeler fethetmiş adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok alkışlanan adam mıdır?”
352 syf.
·
Puan vermedi
Bir zamanlar… Bizler…
Bozkır-göçebe toplulukları daha iyi anlamama bu kitap yardımcı oldu. Bu toplulukların günümüzde hangi etnisitelere karşılık geldiklerini kesin olarak tespit etmek zor ve hassas bir konu olsa da, bu gibi hususlar, bilimsel çalışmalarla ele alınmaya elbette müsait. Bozkır-göçebe topluluklar (örneğin Orta Asya’daki Türkler), yerleşik medeniyetler
Kök Tengri'nin Çocukları
Kök Tengri'nin ÇocuklarıAhmet Taşağıl · Bilge Kültür Sanat · 2020865 okunma
Uy­ garlığırnızda, bir cezanın büyük bir yıkımı ilan ettiği ürkü­tücü anlar vardır. Düşünen bir yaratığın toplurndan uzak­laştığı ve toplurnun onu telafi edilemez bir şekilde yüzüstü bıraktığı an, ne hüzünlü bir andır!
Vefatının Ardından Türk Basınında Papa Eftim
Papa Eftim'in vefatı Türk basınında geniş çapta yer bulur. 19 Mart 1968 tarihli Milliyet gazetesi Papa Eftim'in ölümü ile ilgili bir yazısında bu büyük dava adamından şöyle bahseder: "Yanık yüzlü, temiz yürekli, kadife bakışlı bu Orta Anadolu çocuğu Ortodoks olarak doğmuştu. Büyük din cereyanlarının çatıştığı Küçük Asya'da
Reklam
Dünyanın en büyük lideri Yüce Başbuğ ATATÜRK
DÜNYADA BİR GÜNÜ BÜTÜN DÜNYA ÇOCUKLARINA BAYRAM İLAN EDEN TEK LİDER YÜCE BAŞBUĞ ATATÜRK TÜRK VATANIN KURTARICISI VE KURUCUSU TEK VE EN BÜYÜK REİS TEK VE EN BÜYÜK BAŞKOMUTAN EBEDİBAŞKOMUTAN YÜCE BAŞBUĞ MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKK
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi' nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924'te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir.
~ Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi' nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarih ...~ 💙 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız 💙 💫 Kutlu Olsun 💫
..bütün kelimatıyla, küfrün büyük bir musibet olmakla beraber, lezzeti yok, elemi var; ni'meti yok, nıkmeti var diye ilan eder.
II Duce (Mussolini), Yunanistan seferinin İtalya için parlak bir zafer olduğunu ilan etti. Ama kendisi orada değildi. Neler olup bittiğini bilmiyor. Büyük gerçeği, bu savaşa karıştırılan küçük insanların küçük öykülerinde aramak gerektiğini bilmiyor. Almanlar Bulgaristan üstünden istilaya girişinceye kadar yenilgiye uğradığımızı bilmiyor. Bunu hiçbir zaman kabul etmeyecek.
Resim