Patron dediğin leşin tekidir, aklı fikri sizi kovmaktadır. İçten içe en büyük korku günün birinde "tın tın ötmek", işsiz kalmaktır.
Sayfa 153 - ykyKitabı okudu
Kimi görünür, kimi görünmez ama, hepimizin bir patron Vasques’i vardır. Benimkinin adı sahiden de Vasques; sağlıklı, hoş, kimi zaman kabalaşsa da art niyet düşünmeyen, çıkarını bilen ama sonuçta dürüst, insanoğlunun yetiştirdiği, sağcısıyla, solcusuyla nice büyük dehalarda ve harika çocuklarda bulunmayan adalet duygusuna sahip bir adam. Zenginliğe, başarıya doymayan, ölümsüzlük peşinde koşan, kendini beğenmiş Vasques’ler de olabilir.. Ben ise, bizim nispeten insancıl, zor zamanlarda dert dinlemesini bilen Vasques’i, dünyadaki bütün soyut patronlara yeğlerim.
Sayfa 28 - Can Yayınları, 10.Baskı, Aralık 2013
Reklam
428 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
Yoruldum Patron
“Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık, patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız, hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. Đnsanların birbirlerine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum. Aslında acıdan .Çok fazla. Eğer sona erdirebilseydim, yapardım. Ama yapamıyorum.” Merhametin bedende değil de yürekte olduğunu anlatan duygu yüklü bir hikaye. Kocaman bir adam ve o kocaman adamın kendinden büyük yüreği... Maalesef ki iyilerin mükafatını alamadığı ve kötülerin cezalarını çekmediği bir dünyada yaşıyoruz. Ahhh, John coffey' yoruldum patron deyişin... Yeşil yolun ilk filmini izlemiştim. Konuyu bildiğim için kitap beni fazla duygulandırmadı. Filmi izleyince hele ki idam sahnesini izlerken kendimi tutamayıp ağlamıştım. Varsın dünya kötülere kalsın. Cennet Allah'tan iyiler verilmiş en güzel hediyedir.
Yeşil Yol
Yeşil Yol
Stephen King
Stephen King
Yeşil Yol
Yeşil YolStephen King · Altın Kitaplar · 20217.9k okunma
312 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Klasik bir aşk hikayesi :)
Merhabalar, yine bir kitapla karşınızdayım. Klişe konulu olan ama genel olarak akıcı bir dilde yazılmış eğlenceli bir kitap. Spoiler içerebilir ;) Chase erkek karakterimiz. Oldukça zeki, yakışıklı, esprili, eğlenceli ve zengin. Reese kadın karakterimiz. Güzel, çekici, aşk hayatı talihsizliklerle dolu. Kitapta Chase 7 yıl öncesini, Reese günümüzü anlatıyor. Chase ve Reese ayrı olarak geldikleri bir restorantın koridor tarafında şans eseri karşılaşır. Reese randevuya çıktığı başka bir erkekten kurtulmak için yakın arkadaşına sesli mesaj bırakırken, koridorun biraz ilerisinde Chase in onu dinlediğinden habersizdi. İlk kez orda karşılaşırlar ve olaylar sonrasında devam eder. Chase in esprili, eğlenceli halini ve özellikle uydurduğu hikayelerini sevdim. Chase'in 7 yıl öncesinde yaşadıkları gerçekten zor ve üzücü. Büyük travma yaşıyor ve atlatması uzun seneler alıyor. Sonra karşısına güzel kızımız Reese çıkıyor. İlk görüşte aşk, tutku, erotizm severler bu kitaba bayılacaktır. Genel olarak kitabı beğensem de bazı yerlerini beğenmedim. Mesela, Reese in kardeşi Owen dan çok az bahsediliyor. Halbuki çok büyük bir şey yaşamış ve kaybı çok büyük. Ayrıca Chase ve eski sevgilisi Peyton'un anlatıldığı kısımlarda sanki onların arasındaki şey daha iyi geçiyor okuyucuya. Chase ile Reese ile olan o kadar geçmedi bana gibi. Bir de kitabın sonlarına doğru Chase in davranışlarını okurken gerçekten sıkıldım. Sonuç olarak yazarın kalemi iyi, dili yalın, konu klasik, aşk var, romantizm var, erotizm var, acı ve korkular var. Okunabilir.
Patron
PatronVi Keeland · Yabancı Yayınları · 20171,251 okunma
Bazen çok değer verdiğimiz bir şairin en sevilen şiiri yıllarca ününü korur, kürsülerde okunur, ders kitaplarına birer, hatta bestelenip şarkı haline dönüşür. Ancak işte o zaman gözümüzün önündekini görmez oluruz, hayran­lığımıza yenik düşeriz. Hatta 'bile bile' yapılan kimi ha­ taların farkına varmaz, edebiyatın o uçsuzluğunda sar­ hoşluğumuzla avunmayı gövde gösterisiyle karıştırırız. Usta sayılan şairlerin hata yapma olasılığı sanki hiç yoktur. Onların her kelamında dikkatsizliğimizi yücelten bir sihir vardır adeta. Ahengin cengaverliği karşısında, hiraz da cehaletimizin affına sığınarak 'büyük patron'un sözünü dinler, susarız. Oysa hata herkes için hatadır ve hir hatayı uzun zaman taşımak gitgide onu savunma du­rumunu doğurur.
Sayfa 101
Zaman zaman Bukowski'nin edebiyatın satranç tahtasına yeni taşlar katıp elini güçlendiren ve bu taşları da büyük ustalıkla kullanan bir yazar olduğunu dile getirmek kaçınılmaz. Bukowski'nin çalışma yaşamının görünmeyen yüzüne doğru bizi çıkardığı yolculuğun sayısız durağı vardır. Çoğu kez bunlar üst üste binmiş halde karşımıza çıkar. Ölüler Böyle Sever'den alınan aşağıdaki bölüm bu dediklerimizi doğruluyor: "Yapışkan ve kirli bir işti. Patron işçileri eski mahkumlardan seçiyor ve ölümüne çalıştırıyordu. Gün boyunca analarına sövüp duruyor, kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. Maaşlarını kesiyor, kimsenin gıkı çıkmıyordu Anında kovulurlardı."
Reklam
Kim bilir..
"Kadın özgürleşmesinin en faal savunucuları,kafalarında ve kalplerinde gayet iyi idare ediyorlar;tıpkı büyükannelerimiz gibi.Bu iç tiranlık, ya kamuoyu şeklinde ya da 'annem, ağabeyim, babam, halam, Bayan Grundy, Bay Comstock, patron, okul ne der' şeklinde olabilir.Bütün bu işgüzarlar,ahlak zabıtaları, insan ruhunun gardiyanları, onlar ne derler?Kadın bunlara, kendi ayakları üzerinde durarak,kendi sınırlanamaz özgürlüğünde direterek, kendi öz doğasına -hayatın en büyük nimeti olan bir erkeğe aşık olma dürtüsü, ya da en müthiş ayrıcalığı olan çocuk doğurma hakkı onu çağırdığında- kulak vererek, karşı koymayı öğreninceye dek kendisine özgürleşmiş diyemez. Acaba özgürleşmiş kadınlardan kaçı, göğüslerini zangır zangır titreten, duyulmayı, tatmin olmayı talep eden aşkın çağrısını teslim edecek kadar cesurdurlar?"
Sayfa :84-85
Ölüm hayattaki en büyük kayıp değildir, en büyük kayıp yaşarken içimizde ölen şeylerdir.
Sayfa 233Kitabı okudu
— İnsan canavardır! diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. Büyük canavar! Zâtın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru, patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni.
"İnsan canavardır!" diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu."Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar. Aradaki uzaklığı koru patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki uzaklığı koru patron.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.