.... Bir işçi ölümünün “dayanılmaz hafifliği” Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi yatağımın başına Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Celal Sılay Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaki “dayanılmaz hafiflik” ifadesinin, birçok yazıya başlık olmasının artık sinir bozucu hale geldiğini kabul ediyorum. İnsan
10/10 puan verdi
·
Liked
SEMAVER HİKAYELERİNİN İNCELEMESİ
SEMAVER 18 Kasım 1906’da dünyaya gelip 11 Mayıs 1954’te vefat eden hikayecimiz Sait Faik Abasıyanık’ın yayınlanan ilk hikaye kitabı Semaver 1936 yılında yayınlanmıştır. Kitabın ilk hikayesi de kitaba adını veren Semaver’dir. Anlatıcı: 3. Tekil Şahıs Anlatıcı Bakış Açısı: İlahi Kişiler: Ali, Ali’nin annesi Zaman: Hikaye bir sabah vakti başlar.
Semaver
SemaverSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 201311.9k okunma
Reklam
539 syf.
10/10 puan verdi
Karanlık Menzil
Karanlık Menzil
kitabının devamı olan bu kitapta Mustafa’nın oğlu Yusuf’un hayatını okuyoruz.Babasız kalan Yusuf çalışma hayatına atılmak zorunda kalır ve sorumlulukları artar.Hep güvendiği ve neredeyse herşeyini bağladığı t*rikatın iç yüzünü ve iğrençliklerini gördükçe onlardan uzaklaşır ve işçi arkadaşlarının yanında yer alarak belki de hayatında ilk dega kendi istağiyle bir karar almış olur. Birinci kitaba göre bu kitapta daha fazla karakter var ve konular daha fazla ayrıca konuda t*rikatın dışına çıkıp grev, işçi, patron toplu sözleşme gibi konulara kayıyor. Okumaktan çok büyük zevk aldığım birbirinin devamı olan iki kitap oldu mutlaka okumalısınız.
Özgürlüğe Doğru
Özgürlüğe DoğruRıza Tekin · Yar Yayınları · 20221 okunma
"Bizim yaklaşık 300 kg'lık büyük bir domuzumuz var; ben onu çok severim, o da benimle oynamayı sever. Hatta benimle boğuşur, bazen o altta, bazen de ben... Bir gün patron bizi böyle boğuşurken gördü, tabi ki aynı şeyi o da yapmak istedi; durumumuza özenmişti. O da başladı yuvarlanmaya... Hayvanı ben beslediğim için benimle oynamaktan zevk alıyor, ama aynı şeyi ona yapmadı. Yanına yaklaşınca böyle burnuyla itiverdi öbür tarafa... Halbuki patron da genç, 30 yaşlarında.. ama belli ki bizim domuz ondan hoşlanmadı ve onu nakavt etti."
Ama daha sonra, bana öğretilen bu herkesin tanrısında, ruhumun beklediği tanrıyı bulamadım; ben bir Yaradan arıyordum, ama bana bir Büyük Patron sunuluyordu. Aslında ikisi aynıydı, ama bilemiyordum bunu; bu Ferisi idolüne coşku duymadan bağlılık gösteriyordum ve resmî öğreti, kendi inancımı arama fikri dolayısıyla iğrendiriyordu beni. Ne şans ama!
“Eeeh. İyi kazançlar versin Meryem Ana! Köye büyük bir iyilikte bulunuyorsun. Yoksul aile sahiplerine ekmek veriyorsun, sağ olasın!..” Arsız ihtiyar, işlerin kötü gittiğini sezmiş olmalı ki, biraz sonra da, avutucu seslerle şöyle dedi: “Bir şey kazanmasan da oğlum, aldırma! Yine kazançlı çıkarsın, ruhun Cennet’e gider...” “Ben de onu istiyorum babacığım...” “Ben pek yazı mazı bilmem ama, bir kere kilisede İsa’nın bir sözünü duydum. Bu söz beynime işlendi, artık çıkamıyor: ‘Neyin var, neyin yoksa satıp sav ve Büyük İnci’yi al.’ Büyük İnci nedir? Ruhun kurtuluşudur oğlum. Sen Büyük İnci’ye doğru gidiyorsun patron...”
15. BölümKitabı okudu
Reklam
“Peki Zorba, ya Nusa ne oldu?” Zorba ileri, denize doğru karşılık verdi: “Bir akşam eve dönünce onu bulamadım. Kaçmıştı. O günlerde köyden genç, güzel bir asker geçmişti, onunla kaçtı. Gidiş o gidiş! Kalbim bölündü, iki parça oldu, fakat namussuz kalp, yine yapıştı. Bilmem göründü mü? Kırmızı, sarı, siyah yamalarla yamanmış, binlerce ekli ve yamaları kalın sicimle dikildiği için en büyük fırtınalarda bile yırtılmayan bazı gemi yelkenleri vardır. Benim kalbim de öyle işte! Binlerce delikli, binlerce yamalı, ama korkusuz.” “Peki, Nusa’ya kızmadın mı Zorba?” “Neden kızayım? Sen ne dersen de, kadın başka şeydir patron, insan değil, başka bir şey. Neden kızayım? Kadın anlaşılmaz bir şeydir ve gerek uygarlığın, gerekse dinin bütün yasaları yanılmaktadır kadın konusunda. Böyle davranıyorlar patron! Eğer yasa koymak benim elimden gelseydi, erkek için başka, kadın için başka yasa koyardım. Erkek için on, yüz, bin yasa; ne de olsa erkektir, kaldırır. Ama kadına hiç! Çünkü, sana kaç kere söyleyeceğim patron? Kadının şerefine! Tanrı biz erkeklere de akıl versin!”
7. Bölüm sonuKitabı okudu
Dikkate değer
İnsan canavardır!” diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. “Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki uzaklığı koru patron!”
“İnsan canavardır!” diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. “Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki uzaklığı koru patron!” Boğulmuş bir halde, “İyi ama, hiçbir şeye inanmaz mısın sen?” dedim. “Hayır, hiçbir şeye inanmam! Sana kaç kez söyleyeceğim? Zorba’dan başka hiçbir şey ve hiç kimseye inanmam. Zorba, ötekilerden iyi olduğu için değil; asla! O da canavardır. Zorba’ya inanırım ama. Çünkü yalnız ona sözüm geçer. Yalnız onu bilirim. Bütün ötekiler hayaldir. Ben, onun gözleriyle görüyor, kulaklarıyla işitiyor, bağırsaklarıyla sindirim yapıyorum. Bütün ötekiler hayaldir diyorum sana! Ben ölünce hepsi ölür. Bütün Zorba dünyası güme gider...”
+Sana acı veren o büyük sorunu çözdün mü, kart cehennemlik? -Hangi sorunu patron? +Kadının insan olup olmadığını
Sayfa 207Kitabı okudu
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.