Biraz uzun ama önemli
Türkmenlerin de tüm önemli dönemeçlerde Osmanlı Sarayı'na karşı bir konum içinde olduklarını ve Osmanlının, onu denetim altına alacağından umut kestiği noktada Türkmenlere yönelik kanlı kırımlarını görüyoruz. Kendilerini ezen, kültürel olarak aşağılayan devleti Türkmenlerin de sahiplenmemesinden daha doğal bir şey olamazdı, nitekim gerek
Türkçe ve Farsça
"Şu an İran'ın başkenti olan Tahran'ın yerinde eskiden Rey şehri bulunuyordu. Rey şehri, Büyük Selçuklu Devleti'nin başkentiydi. Yani Selçuklular 1050'lerde Anadolu'ya girmeden evvel İran'da hüküm sürmekteydiler. İşte bu yüzden bugün İran'ın yarısı Türkçe konuşur. Bizde Farsçanın uzun süre edebiyat dili olmasının nedeni de aynı şeydir. Türkçe ile Farsça arasında tam 5.000 ortak kelime olmasının nedeni de bu..."
Sayfa 130
Reklam
Selçuklular, Yabgululular ve Yınallılar
...Arslan Yabgu'nun bu davranışı aile içindeki ilişkileri iyice zayıflatmış, daha sonra da keskin bir ayrılığa neden olmuştu. Öyle ki, zamanla Arslan Yabgu'ya bağlı gruplara Yabgululular, Selçuk'un dört oğlundan biri olan Yusuf Yınal'a bağlı olanlara Yınallılar ve Tuğrul ile Çağrı Bey'e bağlı olanlara da Selçuklular denmeye başlanacaktı. Bu keskin ayrılık, devletin kurulmasından sonra bile kendini gösterecek ve Selçuklular ile Yabgululular arasında sürüp giden bu mücadele, Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurulmasını sağlayacaktı.
Sayfa 20 - Kronik KitapKitabı okudu
Selçuklular’da Hilafet ve Laiklik
“ Halbuki İslâm şarkın merkezinde kurulan ve Abbasî hilâfet merkezi Bağdad’ı kendi hâkimiyet sahası içine alan Selçuklu Devleti, hilâfet payitahtına Türk imparatorluğunun bir vilâyeti, başkentten sonra gelen ikinci büyük şehri gözü ile bakmış ve sultanlar dâima saygı gösterdikleri halîfeyi muhterem bir vatandaş addetmişlerdir. Selçuklu Devletindeki bu lâiklik fikri, 1055’te Bağdat’a giren Sultan Tuğrul Bey’in sâdece halîfe Al- Ka’îmin yıllık para ve erzak tahsisatını artırmakla iktifa etmesi be dünyevî mes’elelerî kendi üzerine alması şeklinde tatbik sahasına konmuştur.”
Sayfa 77 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Carla L. Klausner'in doktora tezi olan bi eser, Büyük Selçuklu Devleti'nin sivil idare sistemi üzerine yapılmış bir araştırma. Yazar sivil idarenin başı olarak vezirlik kurumunu irdeliyor. Klausner tarih boyinca vezirliğin nasıl bir yol izlediğini ve sonucunda önemini nasıl yitirdiğini anlatıyor. Büyük Selçuklu Devleti'nin yıkılmasının en büyük amillerinden biri olarak da vezirlik ve doğal olarak sivil idarenin bozulup gücünü yitirmesi, onun yerine askeri idarenin yükselmesini gösteriyor. Askeri idarenin temsilcileri atabeyler zamanla güçlenmiş, ellerinde besledikleri orduyla devlet içinde bağımsız hareket etmeye başlamışlardır. Zaten devlet yıkıldıktan sonra ortaya çıkan irili ufaklı atabeylikler bu durumu kanıtlamaktadır. Konuyla ilgilenen tarih öğrencilerinin, alana farklı bir bakış açısı sunması hasebiyle okumasını tavsiye ederim.
Selçuklularda Vezirlik
Selçuklularda VezirlikCarla L. Klausner · Kronik Kitap · 201914 okunma
Osman Gazi
OSMAN GAZİ Dünyanın en büyük devletlerinden birinin kurucusu Osman Gazi; imanını, azmini harc ederek inşa ettiği, 623 yıl payidar olan, büyük ve şerefli İslam devletini kurucusu büyüğümüz... O'nun, Rıza-i İlâhî uğruna gösterdiği ihlaslı gayretleridir ki, şanlı devleti altı asır üç kıtada payidar kılmıştır. Yine yaptığı Kur'an hizmeti
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.