Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tuğrul Bey, bizzat halife tarafından tahta oturtularak “doğunun ve batının sultanı” ilan edildi.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasıyla ortaya çıkan beylikler içindeki en büyük iki beylik, Karaman ve Germiyan Beylikleri idi. Bu önemli beylik, hiç savaş olmaksızın, kardeş kanı dökülmeksizin, Osmanlı Devleti’nin bir parçası haline geliyordu. Öyle anlaşılıyor ki, kuruluşu üzerinden daha bir yüzyıl geçmeden, Osmanlı Devleti, Avrupa’da da toprak sâhibi olduğu ve sürekli genişlediği için, Anadolu Türklüğü’nün gözde beyliği ve ümidi olmuştu.
Reklam
HASAN SABBAH KİMDİR
Hiç kuşkusuz Hasan Sabah, tarihin kaydettiği en vahşi, en acımasız, aynı zamanda en plânlı-programlı terörist başlarından biridir.1034-1124 yılları arasında yaşamıştır. Bir dönem Nizamul mulk'un emrinde Selçuklu Devleti'ne hizmet etmekle birlikte sonradan isyan etmiş, ulaşılması imkânsız Alamut Dağı'nın tepesine inşa ettiği kalesini bir Terör Merkezi'ne dönüştürmüştü. Burası dünyanın bilinen ilk Terör Kampı'dır. İran'ın kum kentinde dünyaya gelmiştir. Zamanın önde gelen okullarında okuma şansı bulmuş, ailesiyle birlikte göçtüğü Rey şehrinde tanıştığı Şii önderlerinin etkisine girmiş ve Şiiliği bir hayat tarzı olarak benimsemiştir. Büyük Selçuklu Devleti'ni bölme plânları yapan Hasan Sabbah, inançları da kullanmak suretiyle kandırdığı insanları, özellikle de gençleri Alamut Kalesi'nde toplamış, eğitmiş, beyinlerini yıkamış, suikastlare hazırlamıştır. Sabbah, fedaileri üzerinde o kadar etkilidir ki, misafirleri ziyaretine geldiği zaman, onların kendisine sadakatini göstermek için, rivayete göre beyni yıkanan gençlerden birkaçını çağırır, kalenin tepesinden uçuruma atlamalarını ister, seçilen gençler ise hiç tereddütsüz bu isteği yerine getirirlerdi. Hasan Sabbah 1124 yılında öldü. Arkasında yalnız İran'a değil, tüm bölgeye korku salan askeri ve siyasi amaçlı bir güç bıraktı. Hasan Sabbah’ın “Haşhaşiler”i Moğol istilasına kadar ayakta kaldı. Terörist Üretim Merkezi olarak yıllar boyu faaliyet gösteren Alamut Kalesi 1256'da Hülagû Han tarafından yerle bir edildi.
Sayfa 395Kitabı okudu
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Endülüs'te başlayan ve bugün hala devam eden bu kuşatmaya biz ne tepki veriyoruz? Müslüman olduğumuzdan bugüne değin bir savaş içinde olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Savaş hep aynıdır fakat ismi zamanla değişir. Büyük Selçuklu Devleti zamanında bizi kılıçla, okla yenemeyeceklerini anlayınca bize karşı sadece coğrafi kuşatmanın yeterli
Kuşatma
KuşatmaMustafa Güldağı · Lopus Yayınevi · 2017846 okunma
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma
Selçuklular zayıflayınca Azerbaycanda Atabeylikler kuruluyor...
❝ Büyük Selçuklu Devleti, Sultan Melikşah'ın vefatından sonra iç mücadeleler sonucu zayıfladı, parçalanmaya başladı. Irak, İran ve Güney Kafkasya'nın bir kısmını içine alan Irak Selçuklu Devleti kuruldu. Son Selçuklu sultanı Sencer'in ölümü üzerine bir zamanlar devletin sahip olduğu farklı bölgelerde küçük eyalet yönetimleri tesis edildi. Bu yönetimlerin başında Selçuklu atabeyleri olan kişiler vardı. ❞
Reklam
·
Puan vermedi
Ebü Dülef'in Iran'a Seyahati
Tarih Araştırma’ları kapsamında gezgin/seyyahların gezip yazdıkları gezi yazıları/seyahatnameler o cağın yaşam biçimini aydınlatma konusunda çok önem arz eder. Tarihin sayfalarını coğrafya ile bütünleşen insan toplumlarını kendine has bir düzenle görürüz. Bu insan düzenin bir başka örneği olan “İran Seyahatnamesi" tarihin bir sayfasıdır, diye
İran Seyahatnamesi
İran SeyahatnamesiEbu Dülef · Kronik Kitap · 2018104 okunma
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
GECİKMİŞ İNCELEME Okuduğum ilk Amin Maalouf kitabı ve daha önce başlayıp yarım bıraktığıma pişman olduğum kitaptır. Genel olarak konusu ise Ömer Hayyam, Vezir'i Nizamül Mülk ve Hasan Sabbah'ın yaşadığı dönem olan 11. Yy'da  Büyük Selçuklu devleti ve Karahanlıların mücadelesini ve mezhep savaşlarını çok güzel ve akıcı bir üslupla anlatmış. Öykü Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının Hasan Sabbah'ın ajanlarının ele geçirip Alamut Kalesine taşınması ile bitiyor. Son bölümde ise Fransız asıllı Amerikalı gazeteci Benjamin'in 20. Yy'ın başında İrana şahlık dönemindeki ziyaretlerini ve kitaba ulaşmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Kitap Rubaiyatın Titanik'te taşınırken batıp kaybolması ile bitiyor. Her ne kadar son bölümü okurken (Benjamin ile ilgili olan bölüm) biraz sıkılmış olsamda genel olarak etkileyici bir anlatımı olması ile beraber hikayesi ile de büyüleyici bir kitaptı. Ve son olarak okumak isteyenlere de tavsiye edebileceğim kitap listeme eklemiş oldum (:
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,7bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.