Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasıyla ortaya çıkan beylikler içindeki en büyük iki beylik, Karaman ve Germiyan Beylikleri idi. Bu önemli beylik, hiç savaş olmaksızın, kardeş kanı dökülmeksizin, Osmanlı Devleti’nin bir parçası haline geliyordu. Öyle anlaşılıyor ki, kuruluşu üzerinden daha bir yüzyıl geçmeden, Osmanlı Devleti, Avrupa’da da toprak sâhibi olduğu ve sürekli genişlediği için, Anadolu Türklüğü’nün gözde beyliği ve ümidi olmuştu.
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Endülüs'te başlayan ve bugün hala devam eden bu kuşatmaya biz ne tepki veriyoruz? Müslüman olduğumuzdan bugüne değin bir savaş içinde olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Savaş hep aynıdır fakat ismi zamanla değişir. Büyük Selçuklu Devleti zamanında bizi kılıçla, okla yenemeyeceklerini anlayınca bize karşı sadece coğrafi kuşatmanın yeterli
Kuşatma
KuşatmaMustafa Güldağı · Lopus Yayınevi · 2017839 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Ebü Dülef'in Iran'a Seyahati
Tarih Araştırma’ları kapsamında gezgin/seyyahların gezip yazdıkları gezi yazıları/seyahatnameler o cağın yaşam biçimini aydınlatma konusunda çok önem arz eder. Tarihin sayfalarını coğrafya ile bütünleşen insan toplumlarını kendine has bir düzenle görürüz. Bu insan düzenin bir başka örneği olan “İran Seyahatnamesi" tarihin bir sayfasıdır, diye
İran Seyahatnamesi
İran SeyahatnamesiEbu Dülef · Kronik Kitap · 2018104 okunma
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048bin okunma
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
GECİKMİŞ İNCELEME Okuduğum ilk Amin Maalouf kitabı ve daha önce başlayıp yarım bıraktığıma pişman olduğum kitaptır. Genel olarak konusu ise Ömer Hayyam, Vezir'i Nizamül Mülk ve Hasan Sabbah'ın yaşadığı dönem olan 11. Yy'da  Büyük Selçuklu devleti ve Karahanlıların mücadelesini ve mezhep savaşlarını çok güzel ve akıcı bir üslupla anlatmış. Öykü Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının Hasan Sabbah'ın ajanlarının ele geçirip Alamut Kalesine taşınması ile bitiyor. Son bölümde ise Fransız asıllı Amerikalı gazeteci Benjamin'in 20. Yy'ın başında İrana şahlık dönemindeki ziyaretlerini ve kitaba ulaşmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Kitap Rubaiyatın Titanik'te taşınırken batıp kaybolması ile bitiyor. Her ne kadar son bölümü okurken (Benjamin ile ilgili olan bölüm) biraz sıkılmış olsamda genel olarak etkileyici bir anlatımı olması ile beraber hikayesi ile de büyüleyici bir kitaptı. Ve son olarak okumak isteyenlere de tavsiye edebileceğim kitap listeme eklemiş oldum (:
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,2bin okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
ALLAH İÇİN SEVMEK️ . Selamun Aleyküm Sevgili Okur ‍️ #imamgazalî nin @nesilyayinlari tarafından yayımlanan özgün adı #ihyâuulûmiddîn olan #allahiçinsevmek adlı eserin yorumu ile karşınızdayım. İmam Gazalî, Büyük Selçuklu Devleti devrinin İslam âlimi, filozofu, mutasavvıfı ve müderrisidir. Kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil,
Allah İçin Sevmek
Allah İçin Sevmekİmam Gazali · Nesil Yayınları · 2022420 okunma
Reklam
510 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Vay vay vay… Sen neymişsin öyle İbni Hasan Sabbah… Uzun süredir böylesine hızlı, merakla ve heyecanla okuduğum bir kitap olmamıştı. Bana öneride bulunan tüm arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim. Aslında kitap uzun süredir elimde ama bir türlü nasip olmadı. Bu kısmeti o iletiye ve yorum yazanlara borçluyum. Neyse gelelim kitaba. Bir tarih romanı
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,3bin okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Birkaç yüz sayfaya sığan kocaman bir tarih.. İyi ki okudum, iyi ki tanıştım o güzel karakterlerle diyorum.. Tadı damağımda kaldı.. Bu kitabı okurken bu kadar dolu olabileceğini tahmin etmemiştim. Kitap 4 bölümden oluşuyor. Ve Ömer Hayyam ana tema olarak işlenmiş görünse de içerisinde Hasan Sabbah ve tarikatı, Nizamülmülk, Selçuklu Devleti, Moğollar, Melikşah, İran reformları ile devam edip Titanic gemisiyle son buluyor. Sonu beni gerçekten üzdü. Olay örgüsü Omar'ın ağzından okuyucuya sunuluyor. Yazar büyük bir emek sarf etmiş ve dilinin anlaşılabilir olması okuyucuyu hiç yormuyor. Aslında her şey Ömer Hayyam'ın Rubailerini yazıya dökmesiyle başlıyor ve bir yabancının anne babasının Hayyam aşkıyla oğullarına Omar adını vermesiyle devam ediyor. Omar kendi ismine neden olan bu adamı araştırmak ve o el yazısına ulaşmak için kendi çok farklı ülkelerde bir iç çatışmanın içerisinde buluyor. Yolu Osmanlıdan da geçiyor. Yazar ritmi hiç elden bırakmamış. Bu da okuyucuyu bir sonra ki sayfaya çevirmeye zorluyor hemde büyük bir zevkle :) Şimdiye kadar bu eseri okumadıysanız eğer daha fazla vakit kaybetmeden başlayın derim. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,2bin okunma
Malazgirt Savaşı
Bu tarihe kadar sadece yağma ve ganimet için Anadolu’ya giren ve amaçlarına ulaştıktan sonra hızla geri çekilen Türkmenler, bu savaştan sonra artık devamlı kalmak üzere Anadolu’ya girmeye başlamışlardır.
Sayfa 158Kitabı okudu
357 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Kudüs, Halife Ömer zamanında 638 yılında İslam devleti tarafından alınmıştır. 7. ve 8. yüzyıllarda Indüs'ten Pireneler'e uzanan görkemli bir imparatorluk kuran Araplar, en parlak zamanlarını 809 yılında ölen Halife Harun Reşid zamanında yaşamışlardir. 10. yüzyıllarda uygarlıklar gelişmeye devam etse de siyasal olarak İranlılara ve Türklere karşı
Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri
Arapların Gözüyle Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Telos Yayınları · 19981,743 okunma
Reklam
Hadisi şerifte, "el-Küfru milletun vâhide" (Küfür tek millettir) buyurulmaktadır. Her ne kadar haritaya baktığımızda çeşit çeşit, renk renk birçok soylar, soplar, ülkeler görsek de bunun manası küfür tek bir merkezden idare edilir, demektir. Bu merkez dünya Siyonizmidir. İsterseniz Tevrat'a, isterseniz Kabbala'ya bakın Siyonizmin amentüsünün şunlar olduğunu görürsünüz: Bunların birincisi Beni İsrail üstün ırktır. İkincisi Beni İsrail dünyanın efendisi, diğerleri kölesi olacaktır. Diğer ırklar maymun olarak yaratılmış sonradan insana dönmüştür. Çünkü diğer insanlar, Beni İsrail'e hizmetkar olsun diye yaratılmıştır. Nihai hedef siyonizmin dünya hakimiyetini kurmaktır. Bunun için birinci adım olarak sürgündeki Yahudiler Filistin'de toplanacaktır. İkinci adımda, Fırat'la Nil arasındaki vaat edilmiş topraklarda Büyük İsrail kurulacaktır. İsrail Devleti'nin emniyetini sağlamak için Fas'tan Endonezya'ya kadar 28 ülkenin yönetimi elde tutulacak, bölünüp parçalanacaktır. İsrail'in güvenliği için Anadolu'da on dokuz Haçlı Seferini püskürten Selçuklu ve Osmanlı'nın mirasçısı, bağımsız bir devlet olmayacaktır. ... Nitekim bu gayeleri çerçevesinde, 20.asır başlarında, Theodor Herzl vasıtasıyla İsrail'i kurmak için Sultan Abdülhamid'den Filistin'de toprak almaya teşebbüs etti. Sultan Abdülhamid Han bu teklifi reddedince, 1987 yılında İsviçre'nin Basel kentinde Birinci Siyonist Kongresi toplandı ve burada 3 önemli karar alındı: -Sultan Abdülhamid tahttan indirilecek. -Osmanlı yıkılacak. -100 sene içinde İslamiyet'in velev ki reformlar yoluyla da olsa ortadan kaldırılması sağlanacak.
Sayfa 114Kitabı okudu
Selçuklu Sultanı ile Vezirinin atışması
Sultan, yaşlı vezirinden duyduğu rahatsızlığı ona gönderdiği son derece ağır bir mektupla dile getirdi: “Sen benim devletimi ve memleketimi istila eyledin, evlatlarına ve damatlarına verdin. Bunlar benim adamlarıma saygı göstermiyor, halka zulmediyor, sen de bunlara müsaade ediyorsun. İster misin ki vezirlik divitini elinden, sarığını başından alayım ve halkı tahakkümünüzden kurtarayım?” Ancak, Nizâmülmülk’ün cevabı da en az Melikşah’ın mektubu kadar ağırdı: “Devlete benim de ortak olduğumu bilmiyor musun? Vezirlik diviti ve sarık senin tacın ile o derece alakalıdır ki, diviti aldıktan sonra taç da kalmaz, gider!” Bu ağır cevaba Sultan karşılık verememişti.
Sayfa 188Kitabı okudu
Sultan Alparslan, elinden yaralı olarak ele geçirilen Bizans İmparatoru Romanos Diogenes’e şöyle hitap etmişti: Üzülme İmparator! Bu işler böyledir. Ama ben sana bir esir gibi değil, bir imparator gibi davranacağım.
Sayfa 157Kitabı okudu
MELİKŞAH DÖNEMİ SELÇUKLU DEVLETİNİN ALTIN ÇAĞIDIR.
Sultan Melikşah’ın yirmi yıllık iktidarı Selçuklu Devleti’nin altın çağını teşkil etmektedir. Selçuklu Devleti bu dönemde Çin’den Akdeniz’e kadar uzanan bir Dünya İmparatorluğu haline gelmiştir.
Sayfa 191Kitabı okudu
Dindar bir mizaca sahip olan Tuğrul Bey, haftanın iki günü(pazartesi-perşembe) oruç tutuyordu.
Sayfa 134Kitabı okudu
1.265 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.