Küçücük çocuğum. Siz deyin 5 ben diyeyim 7 yaşında. Ninem var rahmetli. Ocağın başına oturmuşuz. Ocak dediğimiz şimdiki şöminenin ilkeli. Odunumuzu , çırpımızı yazdan yüklüğe doldurmuşuz. Vakit akşam. Elektrik yakılmaz. Ateşin aydınlığında oturulur. Bir yandan ateş harlarken diğer yandan ninem anlatır. “ Beni dedene 15 yaşında everdiler. Dedene
“Karşısında yaşamaya değer bir şey vardı işte; kazanmak için savaşmaya, mücadele etmeye ve evet, uğruna ölmeye.”
Bir kitap düşünün ki okuma deneyiminizi zenginleştirecek, karakterleriyle okuyucunun gözünde gerçekliğini bulacak, uzun süre etkisini hissettirecek belki de iz bırakacak ve aynı zamanda baş karakterle yazarın hayatına ışık tutacak.
Geç tanıştım Orhan Pamuk’la, erken tanıdım ama gerçek manada tanışmam, kalemini okumam geç oldu ama iyi ki de daha erken okumayıp bu yaşlarda okudum diyorum; 10 sene önceki ben Orhan Pamuk’un hakkını veremezdim çünkü.
Metin T. Abi’nin dediği gibi romanın Mandrake’si Orhan Pamuk. Kaleminde bir sihir, bir büyü var Orhan