Büyük bir Japon bilgesi, deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, meditasyon halindedir. Delikanlının biri, ona yaklaşır ve der ki: - “Lütfen beni öğrencin olarak kabul et.” Bilge, parmağıyla kumların üzerinde düz bir çizgi çeker; - “Çizgiyi kısalt” der. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki: - “Git, öğren de gel!” Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar gelir. Bilge, yine bir çizgi çizer: - “Kısalt!” der. Delikanlı, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır. Bilge, onu da kabul etmez: -Git, öğren de gel! İki ay sonra delikanlının yanına geldiğini gören Bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve onu kısaltmasını ister. Delikanlı: - “Çok düşündüm ama bulamadım. Siz kısaltın!” Bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker: - “Şimdi kısaldı.” der... Bu hikaye, Japon kültüründe gelişmenin, ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir. Düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmana hiç gerek yok, çünkü sen olgunlaşıp ilerlediğinde onlar kendiliğinden yenilgiye uğrar, geride kalırlar... Alıntı
Bundan 1129 yıl önce Hicri 309 Yılı. İlahi sırlardan Ledünni sırlardan bir haber olanların verdiği fetva ile gerçekleşmiş bir vahşetten söz edeceğiz. Öyle bir vahşet ki, bu zamana kadar, ne Firavunların, ne Engizisyon mahkemeleri ne yamyamlar nede vahşi hayvanlar böyle bir vahşete imza atmıştır. O vahşi hayvan bile avını boğar öldürür. Sonra
Reklam
 “Onlar kitabın bir kısmına inanıyoruz, bir kısmına ise inanmıyoruz derler de bu ikisi arasında kendilerine bir yer ararlar. İşte bunlar kâfirlerin ta kendileridir”(en-Nisâ 4/150-151) âyetinin, ehl-i rüsûm ile ve salt fikrî görüşle yetinen filozofların ve kelâmcıların büyük bir kısmıyla münasebeti vardır. Zira onlar Allah’ın velîlerinin bizzat müşâhede ettikleri mânevî sırlardan akıl ve bilgi seviyelerine uygun düşenlerini alır, düşmeyenlerini reddeder, kendi delillerine ters olduğu için “bunlar yanlıştır” derler. İbnü’l-Arabî, Allah’ın velîlerine muhalefet edip onlara karşı çıkanların âkıbetlerinden korktuğunu belirterek sûfî Ruaym’ın, “Kim hakikat ehli sûfîlerle oturur da onların bizzat tahakkuk ettirdikleri bir şeyde onlara muhalefet ederse Allah o kişinin kalbinden iman nurunu çekip alır” sözünü nakleder ve bu söze kendisinin de aynen katıldığını ifade eder (Kitâbü’l-Fenâʾ, s. 7).
Yakın Şahitlik
Yakın Şahitlik
Yakın Şahitlik Bir işe yaramanın sevinci, insana daha güzel işler yaptırır. S.10 Rikkatle(incelik, naziklik) bakarsak, belki de şunu göreceğiz: Tertemiz derelere, bereketli ırmaklara sahibiz. Buna rağmen, değirmenimizi taşıma suyuyla döndürmeye çalışıyoruz. Ömür sermayesini nerelerde, kimlerle ve neyin peşinde harcıyoruz? Ziya ile
Gözden kaçırdığımız büyük sırlardan bir diğeri, hataların ve başarısızlıkların bütün büyük başarıların ve keşiflerin bir parçası olduğudur.
Islanan kaldırım taşlarının bir bildiği vardır. Bahar dallarını renklendiren çiçeklerin sakladığı sırlardan çok, toprağın ince kokusunda kendini bulamayan insanlar toz. Bedeni yarım olan ruhların umutsuz yolculuklarını toplarken, zaman desteleri dağılıyor yerlere. Yorucu yollarda bir bağlam aramaya çalışsa da ayrı yazılan - ki 'ler kadar özgürdür ya hani insanoğlu... Mahzenleri zamanla mezarlıklara çevrilmiş, kalpleri yosun tutmuş, gözlerinde büyük dalgaların korkaklığı olan nice kalplerin temennilerine saklanmış ince gülümsemeler var. Basamakları koşarak çıkarken nefes nefese kalmak, içindeki mezarlıktan bir parça daha toprak alınmasıyla eş değerdi. Bütün ölüm besteleri dansa kaldırırken toprak kokusunu aslında bütün ruhlar fedakarlık yapıyordu göğün demli bulutları arasında.. Şimdi bir sağanağa daha dayanamayıp şemsiye açma zamanı... )H Berk S (
Reklam
Ân, en büyük sırlardan biridir.
Daha uzun bir çizgi çizmek... Büyük bir japon bilgesi, çölde kumlar üzerinde oturmuş meditasyon halindedir… adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der: – beni öğrencin olarak kabul et. bilge, parmağıyla kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der: – kısalt! adam, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. bilge der ki: – git, bir sene sonra tekrar gel. bir yıl geçer. bilge, yine bir çizgi çizer ve der ki: – kısalt! adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır. bilge, gene kabul etmez ve der ki: – git, gelecek sene gene gel. gelecek yıl olur. bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve adamdan onu kısaltmasını ister. bu kez, adam der ki: – bilmiyorum. ve bilge’den cevabı kendisine söylemesini rica eder. bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve der ki: – şimdi kısaldı. bu hikaye, japon kültüründe ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir. düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmana hiç gerek yok, çünkü olgunlaşıp ilerlemenle onlar kendiliğinden yenilgiye uğrarlar.
Büyük bir Japon bilgesi, deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, meditasyon halindedir. Delikanlının biri, ona yaklaşır ve der ki: - “Lütfen beni öğrencin olarak kabul et.” Bilge, parmağıyla kumların üzerinde düz bir çizgi çeker; - “Çizgiyi kısalt” der. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki: - “Git, öğren de gel!” Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar gelir. Bilge, yine bir çizgi çizer: - “Kısalt!” der. Delikanlı, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır. Bilge, onu da kabul etmez: -Git, öğren de gel! İki ay sonra delikanlının yanına geldiğini gören Bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve onu kısaltmasını ister. Delikanlı: - “Çok düşündüm ama bulamadım. Siz kısaltın!” Bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker: - “Şimdi kısaldı.” der... Bu hikaye, Japon kültüründe gelişmenin, ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir. Düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmana hiç gerek yok, çünkü sen olgunlaşıp ilerlediğinde onlar kendiliğinden yenilgiye uğrar, geride kalırlar... (ALINTI)
Resim