Sokakta ille de birşey olur. Biz, bir şeylerin ansızın olabildiği yere sokak diyoruz çünkü. Beklenmedik umutların olduğu kadar, büyük acıların da mekânıdır sokak. İnsanların pek çoğu sokakta ölür, kaybolur yada umudu bulur. Sokakta yürümek, derdini iyi anlatanlar için dermandır. Sokak bir masala başlamaktır; öykü en sıkıcı, tekdüze hâliyle akarken, birazdan, çok geçmeden birşeyler olacağının ilk belirtisidir sokakta yürümek.
Srebrenitsa Soykırımı
NATO ve Birleşmiş Milletler'in girişimleriyle barış yapılması ihtimali doğması üzerine Sırplar daha fazla şehri ele geçirebilmek için Gorojde ve Srebrenitsa'ya karşı büyük bir saldırı başlattılar. Oysa bu iki şehir de 'Güvenli Bölge' kapsamındaydı ve çok sayıda mülteci barındırıyordu. Srebrenitsa yaklaşık 600 Hollandalı asker tarafından korunuyordu. Ne var ki onların yaptığı bu koruma sadece sembolikti. 6 Temmuz 1995'te Sırp lider Ratko Mladiç Srebrenitsa'yı kuşattığında onların bu durumunu çok iyi biliyordu. Üstelik Hollandalı komutan Thom Karremans kendi askerlerine hiçbir şekilde zarar gelmesini istemiyordu. Bunun farkında olan Ratko Mladiç 14 Hollandalı askeri esir alıp Srebrenitsa'nın kendi denetimlerine verilmesi karşılığında onları serbest bırakacaklarını açıkladı. Karremans da 14 askerine karşılık Srebrenitsa'yı ve kendilerine sığınmış olan 5000 Boşnak'ı Sırplara teslim etti. Bununla kalmayıp NATO'nun bölgeye müdahalesini de engelledi.
Reklam
Tarihin ve insanın doğasında olan çatışma, kurgusal yapısından çıkıp kin ve nefret söyleminin odağına yerleşebiliyor. Kaynağını tarihten alan çatışmalar kendi insanını tüketmekten, enerjinin boş yere harcanmasından ve kan kaybetmekten başka işe yaramıyor. Hâlbuki tarihin bize öğrettiği tam gerçeklik tarihin intikam malzemesi olmaktan çıkarıldığında büyük ve görkemli bir eğlenceden ibaret olduğu ve okuyucusuna derin haz verdiğidir. Çünkü okunan şey aslında insanın kendisidir ve gerçekte güçlü bir ilham kaynağı olarak yanı başımızda durmaktadır.
Çünkü insan bu defa kendisini çizginin dışına iten tarihi boşluğu doldurma gayretiyle yeni hikâyeler üretiyor. Hikâyeler masallara, masallar efsanelere dönüyor. Daha düne dair hatırladıklarımız, efsanelerle örülmüş, şahıs, zaman ve mekan kaymalara uğramış yepyeni bir tarih olgusu olarak yeniden inşa ediliyor. Böylece boşluklar dolduruluyor, tarihe dair hikayemiz yine kendi düzleminde devam ediyor.
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Büyük Tufan
… başka bir yöntem düşündü — yeryüzüne öyle çok yağmur yağdıracaktı ki bütün insanlığı sular altında bırakarak hepsini silip yok edecekti. Jüpiter (Zeus) elini uzatıp asılı duran bulutları devşirdikçe, güçlü fırtınalar eşliğinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. … Bütün ekinler ve tarlalar sular altında kalmıştı ve köylülerin bütün bir sene sarf ettikleri çabalar, yağmurlarla birlikte heba olmuştu. Ve Jüpiter’in (Zeus) öfkesi, kendi göğüyle sınırlı kalmadı tabii. Çünkü kardeşi, yani mavi denizlerin tanrısı Neptün (Poseidon) büyük seller yaratmak için ona yardım ediyordu. … Bizzat Neptün (Poseidon) üç dişli çatalı ile toprağa vurdu. Yer yerinden oynadı ve bu sallantıyla yerin altındaki bütün su kaynakları yeryüzüne fışkırıverdi.
Sayfa 33 - Töz YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bir gece yarısı Kitap'tan okuduğum bir cümle beyin hücrelerimin duvarlarını paramparça edip, kalbimin en ıssız köşelerini bile büyük bir gürültüyle sarstı; "Allah'a ve Peygamberine ihanet etmeyin !"
Sayfa 29 - Doğan Yayınları 34.BaskıKitabı okudu
"Zaten öylesine büyük bir gürültünün içine hapsolduk ki, anlatabilmeyi başardığınız birkaç şey de gürültünün içinde kaybolup gidiyor."
Sayfa 22
Bir gece yarısı Kitap'tan okuduğum bir cümle beyin hücrelerimin duvarlarını paramparça edip, kalbimin en ıssız köşelerini bile büyük bir gürültüyle sarstı; "Allah'a ve Peygamberine ihanet etmeyin!"
Zaten öylesine büyük bir gürültünün içine hapsolduk ki, anlatabilmeyi başardığımız birkaç şey de gürültünün içinde kaybolup gidiyor.
Reklam
Sonunda büyük acılara gebe olmayan hiçbir şey hakikat değildir. Belki aşk bu yüzden hakikatlerin en büyüğüdür.
Büyük Tufan mukadderdi ama ölüm saçan bulutla gelen Büyük Afet mukadder değildi.
İnsanın söylemek istediklerini söyleyebilmesi nasıl da büyük bir nimetmiş meğer o zaman anladım.
Erkekler kapatılsın:)
İnsan sevdiği kadına yalan söyler mi? Söyler. İnsan sırf çe­kip gitmesin diye, sırf biraz daha onunla kalsın diye, sırf alıp başını giderken bir kerecik de olsa arkasını dönüp gözlerinin içine baksın diye, en büyük yalanları sevdiği kadına söyler.
Sayfa 115Kitabı okudu
İnsan kaderin karşısındaki çaresizliğini gizlemek uğruna tesadüf diye bir kelime uydurdu. Asıl gizlemek istediği iradesinin zayıflığından doğan acıydı. Beklenmedik her karşılaşma insanı bir diğer büyük karşılaşmaya hazırlamak içindir belki de. Rastlantı gibi görünen bu çarpışmalar, kaderin büyük zincirinin halkalarıdır ve mühim olan insanı bekleyen ve son yüzleşmeye hazır olmaktır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.