BİTTİ
YAZAR: SABAHATTİN ALİ
YAYIN: YKY
PUAN 6/10
Çayınızı kahvenizi hazırlayın öykü kitapları seviyorsanız bu kitap tam size göre okurken içinizi ısıtacak 13 tane öykü var tabi kimileri de sizi hüzünlendirecek.
Ben içerisinde hasanboğul ve yeni dünya öykülerini sevdim. Bakalım sizler de okurken hangilerini seveceksiniz. Şimdiden keyifli okumalar
✔" başladığın işi yarıda bırakma iki gözüm, sana yakışmaz"
✔"Hakikaten büyüklerimiz her şey görüyorlar bir işaretleriyle uyanları uyandırıyorlar."
✔Gece kapladı her yeri,
Keder sardı dereleri,
Esmerim vay vay.
Düşman değil sevda açtı
Sinemdeki yareleri.
✔"Hacet yok olur mu ya? Bize de bu kadar cevretmek reva mı ya? İnsanda tahammül bırakmıyorsun vallahi!"
✔"Aptal mıdır nedir? Boyuna kitap okuyup düşünür. Biz de çok okuduk ama, faydası olmadı. Neyine kibirlenir acaba? Biz de efendiyiz ama, kimseye kem baktığımız yok..."
✔Dünyada kendisi için hiçbir şeyi olmayan bir insanın bile başkalarına yardım edecek bir şeyi vardır... hiç olmazsa bir tek sözü..." diye cevap veriyordum.
✔Hayat sanki sadece gözlerimin eriştiği yerlerden, İçinde Yaşadığım zamandan ibaretti.
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202127.6k okunma
Biz bu dünyaya seyretmeye, hayran olmaya gelmişiz. Taktir etmesini bilmek de bir meziyet, derlerdi büyüklerimiz bize. Biz de önümüze geleni beğenirdik: Tarih hocasını Heredot, felsefeci Eflâtun zannederdik. Bizim hocaların adı neden tarihe geçmemiş diye hayıflanırdık; ortada bir haksızlık olduğunu düşünürdük. Bize göre herkes, âlim adamdı.
Susmak, bu bağlamda "hiç konuşmamak" demek değildir; bilakis susmak "başkalarıyla konuşmamak" demektir. Başkalarıyla konuşmamaya ihtiyaç duyarlardı büyüklerimiz, bir tek kendileriyle konuşabilmek için, kendi kendilerine konuşabilmek için, kendilerini kendilerine muhatap kılmak için .
Bizim oralarda büyüklerimiz bir araya gelip sohbete koyulduklarında, küçüklerin susup dinlemesi kuraldı. Aksi takdirde ensene inen bir tokatla kısacık boyunla yere yıkılır, toprağı öperdin.
Hükümet bu asimilasyon düşüncesiyle zannediyordu ki, eğer aşiret reisi asimile olursa tüm aşiret kendiliğinden asimile edilmiş olur. Fakat memnuniyetle söyleyebilirim ki, onların düşündüğü olmadı. Gerek ben ve gerekse tek tük sağ kalan ve vefat eden arkadaşlarım arasında tek bir cahş çıkmadı. Doğal olarak Türkçe dahi bilmeyen biz köylü çocukları hükümetin bu politikasını anlayamazdık. Hatta büyüklerimiz dahi bunun farkında değillerdi. Nitekim planlayıcılar da planlarının muvaffak olmadığını görünce, 1935 senesinde Kürdistan’daki tüm bu yatılı mekteplerini kapattılar. Oysa açıkçası, bu okulları Hamidiye Mektepleri’nin bir devamı olarak düşünmüşlerdi.
Hayat imtihan ediyor ama biz bu İmtihanı farkında değiliz. "Her geceyi Kadir, her rastladığını Hızır bil," derler. Büyüklerimiz bize küçükken böyle söylüyorlardı. Cenab-ı Allah insanlara bazı imkanlar veriyor, onun neyi ihtiva ettiğini bilmiyoruz.