a. Zayıflık Devresi
Şimdi bir tarafta diktatör, büyüklük taslayan, Allah’ın kullarını kendisine ibadete çağıran, onları zayıf düşürüp hizmetçi, köle ve uşaklar edinen Firavun’u, diğer tarafta da bu azgın diktatörün köle edindiği izzet ve şeref sahibi bir halkı görüyoruz. Daha sonra Allah (c.c.) bu şerefli halkı, gasp edilmiş hürriyetine, elinden
•
❝
—Şöyle bir sorunu vardı yazarların; yazdıkları basılır ve çok satarsa kendilerini büyük yazar sanıyorlardı; yazdıkları basılır ve orta satarsa kendilerini yine büyük yazar sanıyorlardı ; yazdıkları hiç basılmazsa ve kendi kitaplarını bastıracak kadar paraları yoksa kendilerini gerçekten büyük yazar sanıyorlardı. İşin gerçeği şu ki, büyüklük azdır. Yok denecek kadar az. Ama en kötü yazarlar özgüvenleri en yüksek olan, kendilerinden en az kuşku duyanlardır.
❞
•
Düşünüyorum... Çocuklarına, âlemin neye dair olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini bildirmekten aciz bir dünyada esenliğin, mutluluğun, bilginin, anlamın bir katresinden söz edilebilir mi?
Yüce, aşkın değerlerin varlığına, hakikate sırt çevirmiş hümanist kültür, modern insanın kulağına, kendisinin âlemin merkezi olduğunu fısıldamış, ona ilahlığını beyan etmiş; zuhur eden büyüklük hezeyanının ağırlığına dayanamayan insanoğlu, tüm dengesini yitirerek, bu kez iki adımda bir küçüklük hezeyanlarının, mikromaninin girdabına yakalanmaya yüz tutmuştur. Modern yalanının bedelidir bu.