560 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Camlar Şehri ~ Cassandra Clare . Seriyi tam anlamıyla yarıladım ve şimdiye kadar okuduklarım arasında en iyi kitaptı diyebilirim Serinin öyle bir kitabı ki ne söylesem spoiler olacak ve söylemek istediğim her şey öyle kilit kiiii Gölge Avcılarının merkezine gidip tüm detaylara hakim olduğumuz, iblislerin ve Valentine’in daha tehlikeli olduğu ve
Camlar Şehri
Camlar ŞehriCassandra Clare · Artemis Yayınları · 20241,939 okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Herkesin ve her şeyin bir sebebi var. Marya'nın kabuslarının, Olga'nın korkularının, Piyotr'un ölümünün, Kasyan'ın kalpsizliğinin ve en çok da Vasya'nın sebepleri var. Ya manastıra ya da eve kapatılmak istenen bir çocuk. Özgür olmaya çalışıyor ve hatalar yapıyor. Okurken her seferinde kızamayıp sonunun kötü olmamasını umduğum hatalar. Yetişkin insanların yaptığı hatalar var, korkudan ve inançtan kaynaklanan hatalar. Ama ulan Konstantin... Yansın sarı saçlarının alayı, su veren itfaiyenin hortumunu ... Allah belanı versin. Ölmeni ne umutlarla bekledim ama göremedim. Bu yüzden çok üzgünüm. Ama onun dışında çok mutluyum. İlk kitabı büyülü bir hayal aleminde hikâye kitabı okur gibi okudum. Bu kitabı heyecan içinde kıvranarak bir solukta okudum. Her şeyine âşık oldum. Mükemmeldi.
Kuledeki Kız
Kuledeki KızKatherine Arden · Ephesus Yayınları · 2021331 okunma
Reklam
Zihninde şu bilinci uyandırabilmelisin; “Ben herkes tarafından desteklenirim ve hayat bana neye ihtiyacım varsa onu getirir.” Bunu söyleyebilen bir zihin hayatı davet eder. Fakat zihin şunu söylüyorsa eğer, “Benim kimseye ihtiyacım yok. Ben başımın çaresine bakarım.” İşte o zaman hayatın sana verebileceği bir şey kalmaz. Onun hediyelerine zaten kaptmışsındır kendini. Zihnin nasıl bir gerçekliğin içindeyse dışarıda da deneyimlediği odur. Ben tek başıma bir çok şeyi yapabileceğimi düşünürüm ve çok fazla da insanların desteğine ihtiyaç duyarak hareket etmem. Halbuki birilerinin hayatını kolaylaştırması çok değerlidir.
Destek YayınlarıKitabı okuyor
Hayat davet ettiğine akar. Kendine neyi layık görürsen onu yaşarsın. Önceliklerin hep başkaları olursa hayatı kendin için bir yere davet etmiş olmazsın. Hayatı etrafındaki insanlar için davet etmiş olursun. Dolayısıyla hayatın sana verdiği her şey bunları başkalarına vermen için gelir. Başkası için istediğin her hediyeyi sahiplerine ulaştırman için verir sana. Çünkü sen bunu layık görmüşsündür kendine. Sonrasında bakarsın ki senin istediğin hiçbir şey gerçekleşmemiş şu hayatta ama sen başkalarının isteklerinin hayata geçmesinde hep aracı olmuşsun, emek vermişsin.
Destek YayınlarıKitabı okuyor
Tahta köprüyü geçip çağlayarak ve köpükler saçarak akan suyun tadına varmak ve içinde çeşitlilik barındıran tekdüze doğaya özgü sesi dinlemek içine oturdu. Su sesini müzik kadar, belki de ondan da çok severdi
Sayfa 151
Tanrı biliyor ya, şu anda Leyla'yı görme isteğinde hiçbir tensel arzu bulunmamasına karşın, yüreğine bıçak gibi bir kıskançlık sancısı saplandı. Tuhaf değil mi, Leyla'yı görmeden Mısır'ın onun için yaşayan bir yer durumuna gelmesi olanaksızdı - çünkü Leyla Mountolive'in her gün yaşadığı, kamulaştırdığı gerçekliğin ikinci, neredeyse mitsel bir imgesini simgeliyordu. Mercek ayarını tam yapabilmek için fotoğraf makinesinin vizöründeki çift görüntüyü birleştirmeye çalışan biri gibiydi. Onu bir kez daha görmeden sanki hiçbir şey yapamayacak, ne bu büyülü doğa parçasıyla ilgili anılarını doğrulayabilecek, ne de yeni izlenimlerini gerektiği gibi değerlendirebilecekti.
Sayfa 165 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ruhunda boşluk, hüzün vardı. Çevresindeki hayal ülkesi yıkılıyor, bir iz bırakmadan yıkılıyordu. Her şey, düş gibi, gürültüsüz, sessizce gelip geçmişti. Şimdi hayallerinin neler olduğunu bile anımsamıyordu. Ama içini sızlatan yeni bir duygu, kışkırtıcı bir istek belirsiz bir yığın yeni hayal çağırıyor… Küçük odada derin bir sessizlik vardır;
"Ay ışığı, su sesi, gecelerin ölüm dolu karanlığı, yıldızların korkak bakışları, sevginin kanlı tırnakları, uçurumların yutucu derinlikleri, büyülü gözler, benliği silen düşüş, beni unut ve beni unutma kaçıyorum ve seni seviyorum..." Daha bir sürü lakırdı.
Sayfa 102 - Yapı Kredi Yayınları, 1. BaskıKitabı okuyor
Sen Çok Yaşa, Jose Arcadio Buendia! Yüzyıllık Yalnızlık’ı ilk okuduğumda anlamamıştım; oysa kitabın arka kapağında son bin yılın en güzel eserlerinden biri olduğu yazıyordu. Lisedeki edebiyat hocama söyledim, tekrar oku, dedi. O zaman dinlemedim onu. Ama aradan yıllar geçince bir kez daha elime aldım Marquez’in bu büyülü kitabını. Bugünlerde
217 syf.
9/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Sorunlu olan insansa her yerde aynı hikaye
Kitabın türü karşı ütopya olarak geçiyor. Olaylar Dünya'da değilde ta Mars'ta vuku buluyor. Ve konu olarak da çoğu ülkenin yaşadığı siyasi ve sosyal sorunları gözler önüne seriyor. Bunun için Mars'ta kedi insan kolonisi olması düşünülmüş. Çinli bir astronotun uzay gemisi Mars'a düşer ve sadece kendisi hayatta kalır. Uzay
Kedi Gezegeni
Kedi GezegeniLao She · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022416 okunma
Reklam
Nerede
İçimde buruk bir hüznün konuşması, Susmuyor yankılanıyor içimin odalarında Hınca hınç bir esinti değiyor kalbime Esrik, yalın çalımsızca yürüyorum yine Zihnimin dört bir yanı zindan köşesinde Seni arıyorum, yalnızca seni. Hani ellerin, hani efsunlu bakışların? Sırra kadem basan, Şu körpe yüreğimde baştan başa İhtilal yapan, yakıcı varlığın
150 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Herkese merhaba. Ölen annesinin vasiyetine uyarak hiç görmediği babasını bulmak üzere Meksika'nın Comala adındaki bir kasabasına doğru yola çıkan Juan Preciado ve babası Pedro Paramo'nun öyküsü ile karşınızdayım. Pedro Paramo, utanarak söylüyorum ki, geç tanıştığım bir eser. Gabriel Garcia Marquez'in bu romandan ve yazarı Juan
Pedro Paramo
Pedro ParamoJuan Rulfo · Doğan Kitap · 20191,260 okunma
Sen ki şu kısacık hayatında Sevdin ve yaşadın kelimeleri Bir gün bile düşürmedin kalbinden Yarana bastığın o büyülü deyimi
68 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine aşık olurdun.
Ahmet Mithat Efendi'nin "Şeytankaya Tılsımı" romanı, beni adeta büyülü bir masalın içine çeken gizemli bir eser. Hikayenin kahramanı Elif, Şeytan Kaya'nın gizemli tılsımını keşfetmek için yola çıkan cesur bir kız. Bu macera boyunca Elif, birçok zorlukla karşılaşıyor ve cesaretini, zekasını ve iyilikseverliğini kullanarak bu engelleri aşmak zorunda kalıyor. Eser, masalsı bir atmosfer ve fantastik unsurlarla dolu. Ahmet Mithat Efendi, okuyucuları Elif'in macerasına dahil ederek onları da bu büyülü dünyanın bir parçası haline getiriyor. Hikayede yer alan peri padişahları, devler, ejderhalar ve diğer fantastik varlıklar, masalsı atmosferi pekiştiriyor ve okuyucuların hayal gücünü tetikliyor. Ancak "Şeytankaya Tılsımı"nın bazı eksiklikleri de bulunuyor. Romanın kurgusu zayıf ve bazı bölümler sıkıcı olabiliyor. Ayrıca karakterler yeterince derinlikli işlenmemiş. Kısacası "Şeytankaya Tılsımı", masalsı bir macera arayanlar için keyifli bir eser. Fantastik unsurlarla dolu atmosferi ve ilgi çekici karakterleri ile okuyucuları büyülüyor. Fakat zayıf kurgu ve yüzeysel karakterler, romanın eksik yönleri arasında yer alıyor. "Düşün Anfelino, düşün! Şu dünyada yüz yıl yaşayacak ol­san sonu yine ölüm değil mi? Halbuki yüz yıl yaşadıktan sonra öldüğün zaman bu dünyada ne hayır eseri bırakıp da gideceksin? Hiç! Öyle değil mi?" Sayfa 25 "Bana hazine lazım değil. Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün." Sayfa 50
Şeytankaya Tılsımı
Şeytankaya TılsımıAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,917 okunma
yaşanmamış hatıralar bilirim büyülü sonbahar akşamlarında bulutlar üstünde, su kenarında yalnız hayal edilen hatıralar işte; en ürpertici nağmelerle bizim şarkımızı söyleyen rüzgâr sen, dudağında gülümsemelerle ben gözyaşlarımla, bu âlemdeyim fakat yine biz bize, başbaşayız duymasan, düşünmesen de unutma bir daha bu ânı yaşıyamayız.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.