Aşırı rüzgarlı bir gecede, deniz kenarında taşlı bir yerde, dev gibi dalgalarla mücadele vererek kamp kurmak zor bir iştir. Biz bu gece bunu başardık. Gece sahilde saat 2 gibi çadır, pratik şişme yatağı, uyku tulumları, çivi, matara, fener ve taşlarla kamp kurmayla meşgulken güler yüzlü, samimiyet dolu, yardımsever 16-17 yaşındaki bir genç -ve tabii geleceğimizin bir umut ışığı- yüz metrelik mesafeden çabuk kamp kurup bizim kamp kurma mücadelemizi müşahede etmeye başladı. Yaklaşık yarım saatin sonunda biz hâlen aşırı rüzgara karşı çadırın ayakları tutmaya çalışırken genç yanımıza geldi ve "Selamün aleyküm abi, kamp için herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa biz buradayız, yardımcı oluruz. Ayrıca karnınız açsa yemeğimiz var, aramızda bölüşürüz." dedi. Biz ise mutluluk dolu bir gülümsemeyle karşılık verdik teşekkürle yardıma ihtiyacımız olmadığını söyledik. O zaman daha önce binlerce kere şahit olduğum Türk milletinin yardımseverliğine bir kez daha şahit oldum ve içimden bir ses "İyi ki Türkiye var. Allah Türkiye'ye ve Türk milletine zeval vermesin." dedi. Ayrıca bu hâdise, gelecek genç kuşağımız için umutsuz hisseden birine bir umut feneri oldu. Bize bu devirde dini ve dünyevî ilme sahip, bilgili, hedefli, bilinçli, muhtaçlara eli uzatan, Müslüman bir milleti olarak birlik ve beraberlik için gayret eden, cömert gençler lazım...