HİSS-İ KABLE'L-VUKUUN TETİMMESİ
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Risale-i Nur'un zuhuru hiss-i kable'l-vuku' ile küllî bir surette hissedilmesi gibi; Risale-i Nur'un has talebelerinin bir kısmının itirafıyla ve bir kısmının tarz-ı hayatı Risale-i Nur gibi bir hizmete namzedliğini gösterdiği cihetle bu tetimmeyi yazıyorum:
Evet hiss-i
“Her şeyde alay yok mu? Kâinat bile bizimle alay eder. Ben kendi kendimle alay ederim. Vakit kalırsa başkalariyle de alay ediyorum. Başkası beni ciddiye almıyormuş. Ben onları ciddiye almıyorum ki. Dünyada ciddiye alınmayı istemek aptallıktır.”
Önemli tanıkların mahkemeye davet edildiği 22 Temmuz 1949 günü geldi.
O gün mahkemede en önemli tanık, Ali Erte kin'in bir süre çalıştığı 45. Süvari Alayı 2. Bölük Komutanı Yüzbaşı Şükrü Polat idi.
Mahkeme açıldıktan sonra iki tezkere okundu.
Bunlarda Şair Asaf Halet Çelebi'nin ve Ahmet Ça talcalı'nın, harcırahları olmadığından mahkemeye gelemedikleri belirtiliyordu. Bunu, Ali Ertekin'in vaktiyle çalıştığı 45. Süvari Alayı'ndaki silah hır sızlığıyla ilgili raporun okunı n ası izledi. Bu rapor da Ali Ertekin'in muhtelif tarihlerde vuku bulan hırsızlıklardan, orduya ait silahları başkalarına satmaktan 4 ay 20 gün hapse mahkum edildiği bil dinliyordu.
yazmak, bir anlamda buluşmakmış. Aynı sıkıntıları,
aynı endişeleri, aynı umutları paylaşanların buluşması, zaman-
ları farklı olsa dahi...
7
Fakat guguklu saat misali, sunulan her fırsatta konuşmaya kalk-
mak, bu devrin müzmin hastalıklarından biridir.
15
"Dilinizin sınırları, dünyanızın sınırlarıdır ... "
Ludwig
KASÎDE DER VASF-I SA'D-ÂBÂD-I STANBUL
Bu şehr-i Stanbul ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yekpâre 'acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır
Bir kân-ı ni'amdır ki anın gevheri ikbâl
Bir bâğ-ı iremdir ki gülü 'izz ü alâdır
Altında mı üstünde midir cennet-i