İnsanı, hatta insanlığı köleleştiren hangi düşünce, hangi devlet, hangi düzen olursa olsun insanlık aleminin düşmanıdır Diktatorya gerek şahıstan şahısa uygulansın, gerekse hükümetlerden halka, tasvibi imkânsız olan en adi rejimdir Sömürü de öyle İnsanlar teşekkürle, minnet borçlarıyla soyuluyor sömürülüyorsa bu teşekkür dostluğuna son vermesi
“O içinde zamanın, ben dışındayım. O açan kapıyı, ben çalanım. Karşı konamayacak kadar gerçek bu gördüğüm. Belki iyi geliriz birbirimize, yaralarımızı sağaltırız. Belki de mutsuzluğu paylaşırız, herkes mutlu olmak zorunda değil ya?”
Reklam
O içinde zamanın, ben dışındayım. O açan kapıyı, ben çalanım. Karşı konamayacak kadar gerçek bu gördüğüm. Belki iyi geliriz birbirimize, yaralarımızı sağaltırız. Belki de mutsuzluğu paylaşırız, herkes mutlu olmak zorunda değil ya? .... Yaşamak, denemek demek değil mi?
Sayfa 264
CÂNIM MUSTAFÂ
Serde tâcım kalpte rûhum tende cânım Mustafâ Kalmadı tende mecâlim ey cânânım Mustafâ Rûyum siyah destim boş nasıl varanı dîvâna ben Hakk' a yarar amelim yok gevherkânım Mustafâ Olmadı bir irşâdımız bu nefs-i emmâreden Herkes kemâl bulmaz imiş okumakla karadan Yüz bin tabip Lokmân olsa kurtulmak yok yaradan Senden gayrı yok ilâcım bî-dermânım Mustafâ Tâlihim tecrübe kıldım bahtı siyâh karayım Kesmedim hergiz gümânırn şem'ine pervâneyim Ey Ruhsatî haşr olanda değn1e böyle yanayım Tek dilde ezberim olsun nâm ü şânım Mustafâ
“(Ey camaatım!) Yadınıza salın ki, o zaman Rəbiniz bunu bildirmişdi: “Əgər (Mənə) şükür etsəniz, sizə (olan nemətimi) artıracağam. Yox, əgər nankorluq etsəniz, (unutmayın ki) Mənim əzabım, həqiqətən şiddətlidir!” (İbrahim surəsi 7-ci ayə)
Sayfa 304Kitabı okudu
Her yeri sessizlik kaplıyor, en ufak bir hareket bile artık görülmüyor. Kuşlardan da bir eser kalmıyor... O vakit ALLAH'a münacat etmek için sıra bana gelir. . . artık baharın bulutları gibi gözyaşı dökmenin, inlemenin, acı geçmişi yad etmenin, karanlık ve müphem geleceği düşünmenin, bütün gücümle Rabbimden talepte bulunmanın, kalbimi ve ruhumu ihlasla O'na teslim etmenin, sonsuz lütuflarına en samimi duygularla teşekkür etmenin zamanı gelmiştir. . . |şehidim çamranım...
Reklam
Mecnûn'um bugün Leylâ derdinden Aklı neylerim dîvâne geldim Derdi cânânım açdı yaralar Bağrım üstünde dermâna geldim Ümmî Sinân'ın hâk-i pâyine Sürmeğe yüzüm sultâna geldim Yaramı bildim yârimden imiş Bunda Niyâzî Lokman'a geldim
Sayfa 483
Bir dəxi görmək camalın könlüm, ey can, arzular, Xəsteyi-dərdi-fəraqın dərdə dərman arzular. Ey üzün cənnət, boyun tuba, sözün abi-hayat, Qulluq etməklik tapunda hurü qılman arzular. Gər səni arzularam, ey canü cananım, nola, Təşneyi-vəslin, nigara, abi-heyvan arzular Ta gülüstani-İrəm rüxsarını gördü gözüm, Bülbüli-şeyda kimi hər dəm gülüstan arzular. Gördü tupi-qəbqəbi-simin, çövkan zülfünü, Tifli-ruhum neyləsin, ol tupü çövkan arzular. Könlümüz arzuladı gər vəsli-canani, nola Kim, yəqindir arzular dərviş, sultan arzular. Bax axır xəstə Nəsiminin xəyali-xamına, Xatiri dərbəndi-zindan, hurü qılman arzular.
"Güneşi, dünyada her şeyi bugün son defa göreceğim. Her şeyi... Caaanım İstanbul’umu... ” “ACI BlR ÖLÜM: Çanakkale Müstahkem Mevki Komutar Albay Şevki Bey’in Yaveri Mehmet Ali Bey dün gece, Ada’ya giden son vapurda, eldivenlerini, kalpağını bir de kapalı büyü1 zarfı saltanat hanedanına mahsus kamarada bırakarak vapurun burnuna gitmiş, kafasına bir kurşun sıkarak kendisini denize atmıştır. Bütün aramalara rağmen cesedi bulunamamıştır. Mehme1 Ali Bey 21 yaşındaydı. Hayatının son yıllarını cephelerde geçirmiş, Çanakkale’de, Kafkasya’da, Filistin’de kahramanca çarpışmıştı. Şiirle ve edebiyatla uğraşır çok nazik ve çok duygulu bir Türk subayı olan Mehmet Ali Bey’in ölümü silah arkadaşlarını yürekten kederlendirmiştir."
"Ey sadık sevgilim, canıgönülden aşkım! Bunca zamandan beri aşk derdiyle inleyen, yüreği, ciğeri hasret ateşiyle yanmış sevgilim! Ey feryat ve figanları gönüllere erişip gözlerinden kanlı yaşlar döken, çölleri gül bahçesine döndüren cananım! Ey benimle bir saat bile görüşebilmek için bin canı da olsa vermeye müştak Mecnun'um! Şimdi Hakk'a sonsuz şükürler olsun ki dualarımız kabul, muradımız hâsıl oldu. Güzelliğim gül bahçeme erişmiş- ken şimdi gerek idi ki bülbüller gibi feryat ve figan ettin, papağanlar gibi söze geldin. Acaba niye bir söz söyleme- din, ayrılık günleri muhasebesinden hiçbir şeyini ortaya dökmedin, hayran kaldın? Aklı alınmış divane gibi niye bakıp kaldın? Hem biraz da sen konuşsan..."
Sayfa 80 - RenKitabı okudu
Reklam
Odaya Binbaşı Ö... L... Bey girdi.Sarıkamış'tan dönen bu zabit boyuna anlatıyordu: 32 bin kişi olan Dokuzuncu Kolordu, Sarıkamış muharebesinin sonunda 247 kişiydi. Bu 247 nefer de dört gün daha harbetti. Sonra...Zabit sustu. Dağıstanlı Hoca'ya göz ucuyla baktı. Çünkü bu 247 nefer de şehit olmuştu. Dokuzuncu Kolordu kalmamış, adı mağlup
"Mahremim, canım, cananım, efendim!.. seni ben nimete erismeden, daha Allah'in elçisi olmadığın zaman sevdim. Gözümde nurum, gönlümde sürurum idin. Bilesin ki dünyamı nurunla aydınlattığın her bir saniyeden bir asır kadar huzur duydum. Seninle geçen çeyrek yüzyıla şükürler olsun.. acını acim bildigime, emeğini emegime, terimi terine kattigima şükürler olsun. Benden sonra sakin üzülme. Ben Kâsim'imiza, Abdullah'imiza, Tahir'imize gidiyorum. Onlara seni anlatacağım. Iste su kızların Rukayye, Zeyneb, Ummugulsum ve Fatıma!.. sonra ogullarimiz Zeyd ile Ali.. sana beni hatırlatacaklar."
Sayfa 254Kitabı okudu
Serde tâcım kalpte rûhum tende cânım Mustafâ Kalmadı tende mecâlim ey cânânım Mustafâ Rûyum siyah destim boş nasıl varam dîvâna ben Hakk'a yarar amelim yok gevherkânım Mustafâ
Mahzuni nafile yanmadan pişmek Havayı havasın peşine düşmek Sinesi kandayken cara yetişmek Şah Hüseyin gibi gibi serdara bağlı Aliye bağlı Ali Ali Ali Ali cananım Ali Gel benim derdime oy oy Dermanım Ali cananım Ali
Resim