Dertlerim çok büyük, ağırdır anne!
Dinleyen yok, her şey sağırdır anne!
Bari sen bana bir parçacık acı,
Sen dinle ruhumu gemiren derdi;
Bir cehennem şimdi içimde acı,
Kader eli bana, gör neler verdi?..
Her şeye baş eğen değildim anne!
Sevginin önünde eğildim anne!
Doğduğum zamandan beri benim de
Bir maşukam vardı, cananım vardı...
Şimdi bilmem
"Mahremim, canım, cananım, efendim!.. seni ben nimete erismeden, daha Allah'in elçisi olmadığın zaman sevdim. Gözümde nurum, gönlümde sürurum idin. Bilesin ki dünyamı nurunla aydınlattığın her bir saniyeden bir asır kadar huzur duydum. Seninle geçen çeyrek yüzyıla şükürler olsun.. acını acim bildigime, emeğini emegime, terimi terine kattigima şükürler olsun. Benden sonra sakin üzülme. Ben Kâsim'imiza, Abdullah'imiza, Tahir'imize gidiyorum. Onlara seni anlatacağım. Iste su kızların Rukayye, Zeyneb, Ummugulsum ve Fatıma!.. sonra ogullarimiz Zeyd ile Ali.. sana beni hatırlatacaklar."
“İnsan sevgiye hükmeder; ama aşk insana hükmeder.” "Ben onu bir sevgili, bir canan sanmıştım; şimdi anlıyorum ki o benim cananım değil bizzat canım imiş." İnsan sevgiye hükmeder, ama aşk insana hükmeder. “İnsanlar arasında en aklı kıt kişi, kendinden daha zayıf ve çaresiz olana zulmedendir.”
“O içinde zamanın, ben dışındayım. O açan kapıyı, ben çalanım.
Karşı konamayacak kadar gerçek bu gördüğüm.
Belki iyi geliriz birbirimize, yaralarımızı sağaltırız. Belki de mutsuzluğu paylaşırız, herkes mutlu olmak zorunda değil ya?”