“Çağımızın özelliği, bizi önceki kuşaklardan ayıran ve «modern» deyimini değiştiren özelliği, mutsuzluk duygusudur. Bu mutsuzluk; dağınık ve bölünmüş us’tan, biçim bütünlüğüne ve hayatın anlamına karşı duyulan özlemden ortaya çıkıyor. Kuşkucu bir çağ bu; atalarının inancını yitiren insanlar, bunun yerine yeni bir inanç edinmek istiyorlar. Bilimsel bir çağ bu; insanların bilgisi, «zekâ»larını aşıyor ve insanlar, kendi buluşlarının gücü altında eziliyorlar; bu gücü bir türlü denetleyemiyorlar. Öyle dengesiz bir çağ ki bu; Dünya’nın bir ucunda gıda maddeleri denize atılırken öbür ucunda insanlar, «açız» diye bağrışıyorlar. Sonra soruların ardı ardına dizildiği bir çağ bu ve bu soruların yanıtı bulunamıyor. Genç kuşak, sürekli olarak «Niçin?», «Niçin?», «Niçin?» diye tekrarlıyor hep. «Hayatımın anlamı nedir?» diyor, «Biçimi nedir?»... Mr. Wels’in sorusunu da sorarsak «Gelecek olan şeyler, ne olacak?» Bu sorular yanıtlanmadıkça; burukluk, bunaltı ve doyumsuzluk arttıkça artıyor. İşte, modern mutsuzluğun özelliği bu.”
Charles Morgan, “Yaratıcı İmgelem”,
Çev. Özdemir Nutku, Türk Dili, s. 141-142