İslamiyet geri kalmanın sebebi midir?
“Suçlama oyunu daha gelişmiş bir şekli de hedeflerini toplumun dışından değil içinden bulur. Bu hedeflerden biri dinidir ve bazıları için bizzat İslam’dır.Fakat İslam’ı bu şekilde suçlamak genellikle tehlikelidir ve nadiren bu yola girilir.Çok mantıklı da değildir. Orta çağın çoğu için, ne doğunun eski kültürleri kültürleri, uygarlığın ve ilerlemenin büyük merkeziydi; ama ortada yer alan İslam dünyası öyleydi. Eski bilimlerini geri kazanım olup geliştirildiği ve yeni bilimlerin yaratıldığı, yeni sanayilerin doğduğu, üretim ve ticaretin daha önce emsali görülmemiş bir seviyeye ulaştığı yer burasıydı. Ayrıca burada devletler ve toplumlar, mazlum Yahudilere ve hatta karşıt görüşlü Hristiyanlara, Hristiyan dünyasından İslam topraklarına sığınma olanağı tanıyan bir ölçüde düşünce ve ifade özgürlüğü elde etmişti. Ortaçağ İslam dünyası, daha ileridemokrasilerde ki modern değerler ve hatta modern uygulamalarla kıyaslandığında sadece sınırlı bir özgürlük sünüyordu ancak seleflerinden, çağdaşlarından ve haleflerinin çoğundan çok daha fazla özgürlük veriyordu.
Önemli olan nokta şudur: eğer İslam özgürlük, bilim ve ekonomik gelişmeye mani ise, İslam toplumu geçmişte, yani Müslümanlar kendi inançlarının kaynaklı ilhamlarını bugün olduğundan daha yakın oldukları bir zamanda bu üç sahada nasıl öncü olmuştu? Bazıları cidden bu soruyu farklı bir biçimde sormuştur: “İslam, Müslümanlara ne yapmıştır?“ diye değil “ Müslümanlar İslam’a ne yaptılar?“ diye sorulup suçu belirli hocalara, doktrinlere ve gruplara atarak cevap verdiler.”
Sayfa 181Kitabı okudu
Adnan Yücel
:
Deniz yok olursa diyor bir çocuk
Balık kaybolursa
Ne derim benden sonraki çocuklara
İnsanlar kaybolurken gözaltılarda
Çöllerde boğulan nehirler
Ey çocuk
Nasıl varır okyanuslara
"Bu politikacı eskilerine çok şekerli kahve ısmarlanırcasına, bol ücretli yönetim kurulu üyelikleri dağıtılmaktadır. Noterlikler, banka ve iktisadi devlet teşekkülleri yönetim kurulu üyelikleri, eylemsiz müşavirlik ve murakıplıklar, kapanın elinde kalmaktadır.
"Yağma Hasan'ın böreği"dir bu...
Kurulu düzen, kendisinden yana olanları, işte böyle kolları ve kanatları arasına almaktadır..."
(Cumhuriyet, 26 Mart 1975)
Sayfa 160 - UM:AG Vakfı Yayınları 2.Baskı 1975Kitabı okudu
Demirel'e ithafen
Milliyetçiliğe gelince... Bizim "milliyetçiliğimiz" Amerikan firması komisyonculuğu etiketini taşımamaktadır.
Sayfa 90 - UM:AG Araştırma Gazetecilik Vakfı/epubKitabı okudu
"Bütün amaçları, toplumun her kesimindeki yurtsever duyguları, ulusçu tepkileri ve anayasal direnmeleri, kaba kuvvet ve demagojiyle ezmektir..."
(Cumhuriyet, 6 Haziran 1975)
Sayfa 237 - UM:AG Vakfı Yayınları 2.Baskı 1975Kitabı okudu
"Bir düzen anlayışının, bir sistemin kaçınılmaz sonuçlarıdır bütün bunlar..."
(Cumhuriyet, 10 Nisan 1975)
Sayfa 176 - UM:AG Vakfı Yayınları 2.Baskı 1975Kitabı okudu
İnce bir oyundur bu: Siyasal iktidar, kendisine oy vermeyen kentlerin halkını böyle cezalandırmaktadır. Belediye başkanları memuruna, işçisine aylıklarını ödeyemeyecek, belediye hizmetleri duracak ve bunlarla birlikte CHP'li sendikacılarla CHP'Ii belediye başkanları ve halk, ister istemez karşı karşıya gelecektir...
"Sorgulama, itaat et!" düzeni
Ülkenin bağımsızlığını mı istiyor? Komünisttir deyip atın cezaevine, emekçi sınıfların hakkını mı savunuyor? Bozguncudur deyip kesin sesini, özgürlük mü istiyor, Anayasadan yana mı yoksa devrim mi istiyor? Vurun boynunu.
"Nizamı âlem" böyle istiyor...
Söylenmesin, susulsun. Düşünülmesin, korkulsun.
Basın özgürlüğünün iki önemli amacı vardır. Bunlardan birincisi düşüncelerin serbestçe yayılabilmesi, ikincisi ise devleti yönetenlerin kamuoyu önünde eleştirilmesidir. Türkiye'de gelmiş geçmiş sağcı iktidarların hepsi de basın özgürlüğüne karşı çıkmışlardır.