Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alimden öğrenmek gerek, gafili uyarmak ve ikaz etmek, cahile de öğretmek gerek. Ahmaktan ise acilen uzaklaşmak gerektir. İstikbalde olacakları hisseden abdal, hissetmeyen aptal, bunların farkında olmayan da ahmaktır zira. Alim bilir, bildiğini de bilir. Gafil bilir, bildiğini bilmez. Cahil bilmez, bilmediğini bilir. Ahmak bilmez, bilmediğini de bilmez
Sayfa 27
NUR RİSALELERİNDE HZ. ALİ İLE İLGİLİ RİVAYETLER
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1) Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine
Sayfa 223 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
Dini kulaktan öğrenirsen Cahil Kuran'dan öğrenirsen Âlim olursun.
Sayfa 146 - Destek Yayınları
Bu şehirde insanları umuda mahkum eden bir şey vardı. Zengin ve fakir, âlim ve cahil yan yanaydı. Olmak isteyip olamadığına bu kadar yaklaşmak bizi bu şehre bağımlı kılıyordu. "Bir gün...", diyorduk hepimiz, "...bir gün ben de o caddede karşılaştığım zengin, ünlü, yakışıklı, güzel, şanslı, güçlü kişi olacağım." Şehir, her gün bizi hırslarımızın somutlarıyla karşılaştırarak ve onlara yaklaştırarak umut kırıntılarıyla besliyordu.
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
İmam Suyûtî ne güzel söylemiş;
Dünya şudur işte: Alim ve şereflileri alçaltır, Cahil ve şerefsizleri yüceltir…
Reklam
Anlamak iman ve saadet, kabullenmek ise şüphe ve huzursuzluktur. Güçlü bir iman, anlamakla mümkündür. Alemi bilen âlim, bilmeyen cahil... Kendini bilen arif, bilmeyen gafil!
Ebû Tâlib [el-Mişkânî] dedi ki: Ahmed [fıtır sadakası hakkında] bana dedi ki: *“[Fıtırın] kıymeti [para olarak] verilemez.”* Ona denildi ki: Bir topluluk Ömer b. Abdulazîz’in [fıtır sadakasını para olarak] kıymetinden aldığını söylüyorlar. Bunun üzerine Ahmed dedi ki: *“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sözünü terk ediyor, fülan şöyle
"Cahil çok okuyandır. Çünkü "Ve fevka külli zi ilmin alim" (Her bilenin üstünde bir bilen vardır.)" Kişi "Ben cok okudum, bir birikimim olustu.' diyerek cehaletten kurtulmuş olmaz. Cehaletten kurtulan kişi okudukça hâlâ bilmediği şeylerin varlığını anlayan kişidir. Üç beş kitap okumakla kendisini âlim sayana ne fetvada ne fikıhta itibar edilmez."
Bu dünyada ne alim mahkumlar; ne cahil hakimler görülmüştür. İlim kuvveti her şeyden büyük olabilir.... Fakat kullanım ve uygulama şekli göz önüne alınmak şartıyla... Çünkü kara cahil bir haydut, bir Newton'ı, bir Spencer'ı tenha bir kırda yakalayınca birer yumrukta işlerini bitirebilir:
Reklam
.... Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması Yalnız Olan Yozlaşır Sizce neden yozlaşan inançlar dünyanın her yerinde aynı etiklere sebep oluyor? Aslında anlaşılması güç değil, güç yozlaştırır. Şimdilik dünyayı bırakalım da son günlerde özellikle de sosyal medya fenomenleri sayesinde tekrardan alevlenen “Siyasal İslam” tartışmalarının özüne
Gül Kokusu Dr. Münir Derman - Sabri Tandoğan 2014 yılında umre için bulunduğum Medine'de sevgili peygamberimizin razvası civarında dolanırken tuhaf hallere kapılmıştım nedense. Hani olur ya bazen, kontrol sizde değildir. İçinizden gelen ses yönetir sizi. İşte öyle bir halde; Bir süre önce sitesine yazarak sadece umre dönüşünde de saçlarımı
Bir memleketi içeriden yıkmanın yolu, her kafadan bir ses çıkmasını sağlamaktır. Bu sayede, cahil cüheylanın gürültüsü arasında âlim ve ârif insanların sözü duyulmaz olur.
Kalbin köşküne kurulmuşsa nefs: insan da bir, hayvan da bir. Edeb örtüsünü giymemişse beden: bahar da bir, hazan da bir. Haram lokmaya alışmışsa kursak: aç da bir, tok da bir. Haline şükrü unutmuşsa insan: az da bir, çok da bir. Merhamet elini tutmamışsa vicdan: zalim de bir, mazlum da bir. Bildiği ile amel etmemişse dimağ alim de bir, cahil
Cahil bilgin olmak, şuursuz tahsilli kalmak, çok yüksek diplomaları ve gerçekten doktorluk, mühendislik, lisans üstü, doktora ve profesörlük gibi çok seçkin titirleri bulunan bir insan olmak; ama şuur, anlayış, bilgi, onu ve toplumu kendisiyle götüren zaman ve tarihsel hareketi belirleme karşısında sorumluluk hissetme bakımından sıfır olmak, kör ve sağır olmak. Bu büyük bir tehlikedir: Alim olmak ama cahil kalmak tehlikesi. Onun tehlikesi, genelde kişinin ilme doymakla birlikte fikri açlık hissetmemesi yönündendir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.