..bir gece habersiz bize gel
merdivenler gıcırdamasın
öyle yorgunum ki hiç sorma
sen halimden anlarsın
sabahlara kadar oturup konuşalım
kimse duymasın
mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum
işte yalnız sen varsın
öyle halsizim ki hiç sorma
anlarsın. - Cahit külebi
Hayatındaki her türlü ilişkinin eninde sonunda her iki tarafın da çıkarlarına uygun geldiği icin devam ettiğini fark ettiğin anda hissettiğindir. bu ilişki anne, baba, dost ilişkisi olsa bile.. başkalarını geçersin, kendine bi bakarsın, karşılık beklemediğini düşünüp de yaptığın birçok şeyi aslında içten içe karşılık bekleyerek yapagelmiş olduğunu farkedersin. -ki bu karşılık, en masum haliyle, yaptığın iyilik karşısında mutlu olmak olabilir-. düşündüklerini, hissettiklerini daha doğrusu geç de olsa farkettiklerini dost bildiğine açmaya çalışırsın, anlaşılmazsın. o an uğraşmak istemez belki, belki de o kadar kafasıkarışık görünürsün ki kendi haline bırakılmanın senin hayrına olacağını düşünür. uzatmaz muhabbeti yine dönersin kendine.. kızarsın ne anlatırsın kendi abuksubuk melankoli ürünlerini diye.. sıkıyorsun işte insanları bunlarla dersin. sonra 'bunca yıl boşa uğraşmışım etrafımda kurduğum dünyaya verdiğim emek boşunaymış gercegi dank edince birden anlarsın aslında hep rol yaptığını.. çevrendekiler mutlu olsun, onlar senden kaçmasın, sıkılmasınlar senden diye öfkeni hep gizlediğini.. o an -SOĞURSUN- insanlardan ve bir insan olduğun icin kendinden de.. sıkılmışsındır dünyada olmaktan, tüm yaratılmışlardan..