İnsan, gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz? Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi?
Sayfa 41
"Halk aşksızsa sokaklar Banka dükkânlarıyla doludur."
Reklam
''Sanki sarılacağımız hiçbir ip kalmamış. Sanki boyanacağımız hiçbir boya yok. Sanki daha yakın, en yakın olabilme imkanı için vücudumuzun alacağı hiçbir şekil, sanki alnımızı koyacağımız bir alınlık temiz bir yeryüzü kalmamış. .... Güneş birden bire kara bulutun ucundan, baskıya karşı bir başkaldırıyı hatırlatarak saçını çıkarıyor. Şimdi bakıyoruz ve tutunacağımız ipi, boyanacağımız boyayı ve alnımızı koyacağımız temiz yeryüzünü görebiliyoruz.''
Dipdiri bir Eritreli, capcanlı bir İranlı, gergin ve pırıl pırıl alnıyla bir Afganlı, tıpkı onlar gibi bir Morolu, bir Nijeryalı, bir Endonezyalı ile, arada hiçbir yanıltıcı, çarpıtıcı vasıta olmadan kucaklaşacak ve tüm dünya müslümanların meselesini konuşacak bir tek belde var: MEKKE. O halde doğruca oraya! Mutlaka oraya!
"Sana zorsa bırak yanayım Kolaysa esirgeme Hayat boş geçti Geri kalan korkulu Her adımım dolu olsa İşe yaramaz katında Biliyorum Bağışlanmamı diliyorum.."
"Yine de biri çıkıp nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim. Kederli olduğum da söylenemez zaten. Buna sebep de yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var. Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki kalbimi tanıyanlar yok. Ağırlıksız duran bedenimi küçümseyeceklerdi. Sonra da birbirlerine dürterek, ya da ilerideki arkadaşlarına göz işareti vererek beni gösterecekler, "kalbini yok etmişin haline bakın, hınzır pek de pratik, belli etmiyor hiç" diyeceklerdi. Ama iyi ki yoklar."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.