Cahit Zarifoğlu'nu zarif yapan, günümüzde oradan buradan sunulan ve çoğu ona ait olmayan aşk minvalinde şiirler değildir. Her insanın bir âlemi, yani bir derûnî dünyası vardır. Huyları, hâlleri... İşte en mahreminden iki avcumuz arasına süzülmüş o satırlarda gördüğümüz zariflik, onun şâirliğine değil, kendi derûnî âlemine aittir. Bir bakın Cahit Zarifoğlu, Bir Değirmendir Bu Dünya’da ne diyor:
1. Namazlarınızı tadil-i erkân üzere kılın.
2. İlmihâl okuyun.
3. Evimize yasaklı şeyler sokmayın. (Yazık ki televizyon ile bunları koyarız, diyor.)
4. Mobilyaya, eşyâya mahkûm olmayın.
5. İsraf etmeyin.
6. Kur'an okuyun, siyer okuyun.
7. Suriye'yi, Filistin'i, Afganistan'ı unutmayın.
8. Eşlerinize, çocuklarınıza iyi davranın.
9. Babalar, erkenden eve gidin.
10. Gıybet, dedikodu etmeyin.
11. Faiz yemeyin.
12. Güzelliği yayın.
13. Boş, malayani şeyleri terk edin.
14. İslâm’ı, münazara konusu etmeyin.
15. Particilik yapmayın.
16. Namazlarınızı camide kılın.
* ‘’Babalar, erkenden eve gidin.’’ *
Peki, n’için, babalar eve erken gidin, diyor Zarifoğlu?
Aynı misâllere Teoman Duralı hoca da değiniyor, ‘’Ev…’’ diyor, ‘’Erkeğin derin bir nefes aldığı yerdir.’’ Evlerimiz bizim küçük devletlerimiz. Bu hânelerin her biri kendi başına bir devlet değil de nedir? Devlet'i başsız bırakmayın.