Senin için biriktirdim canımdaki taşları. Alıp bunları üst üste koyarız diye bekledim. Un ufak oldu taşlarım. Avucumda üç-beş çakıl taşı, evirip çevirdim yıllarca. Zamanla, dağ bayır yuvarlanıp bir mezara nişan oldu taşlarım.
Sazlarım vardı, ırmaklarım vardı çok
Çakıl taşlarım vardı benim
Ama sen başkasın anlıyor musun
Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm
Tüm şehir bana küstü
Bir kedim bile yok anlıyor musun
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
Ben öyle hikayede anlatıldığı gibi bir kadın değilim...
Begonvillerin kokusunu da bilmem...
Yastığımın altına sakladığım çakıl taşlarım vardır...
Deniz kenarından korkarım girmem içine...
Uzaktan bakarım hep...
Kimin kalbi kırık, kiminin dili yalana tezgah açmış.Kimi de kendi uydurduğu bir hayatın içinde dalgasını geçiyor sözde...
En kötü
Sazlarım vardı, ırmaklarım vardı çok
Çakıl taşlarım vardı benim;
Ama sen başkasın, anlıyor musun?
Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm,
Tüm şehir bana küskün...
Bir kedim bile yok anlıyor musun
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse...
.
Hadi gülümse bulutlar gitsin
İşçiler iyi çalışsın, gülümse
Yoksa ben nasıl yenilenirim
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
Sazlarım vardı, ırmaklarım vardı çok
Çakıl taşlarım vardı benim
Ama sen başkasın anlıyor musun
Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm
Tüm şehir bana küstü
Bir kedim bile yok anlıyor musun
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
.
Kemal Burkay
.