Yeni tanıştım Sait Faik ile..Nedense dünya edebiyatını tanıma hevesimiz bizi asıl okumamız gereken yazarlardan uzaklaştırıyor..
Okuduğum ikinci kitabı. İçerisinde toplam 17 öykü var. Ben en çok kıraathaneleri barındıran öykülerini sevdim. İnsanı ele alışı, anlatışı, toplum içerisindeki bu insanların duruşunu, ruhunu çok iyi anlatmış bence. Hatta bir yerinde bir insanın üniversite eğitimindense kıraathane de eğitilmesinin daha mühim olduğuna değinmiş.
Çok sevilmiş Sait Faik… Hayatı boyunca birçok lakabı olmuş. Gözlemci balıkçı, küfürbaz şair, müflis tacir, sorumlu avare, züğürt yazar, hamdolsun diyemeyen rantiye, çakırkeyf sirozlu gibi. Zaten sirozdan ölmüş. Tedavi için Fransa’ya gitse de İstanbul hasreti onu geri getirmiş. Ve edebiyatının en önemli eserlerini de bu dönemde vermiş.
Daha çok yolum var Sait Faik’I sindirebilmek için. Bundan sonra yapmam gereken şey ise müzesini gezebilmek. Bu yıl hedeflerim arasına ekledim.